Yeşil Sol Parti Milletvekili Sezai Temelli, cenazelere yönelik eziyet, işkence ve gömülme hakkının engellenmesine karşı Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nu göreve çağırdı…
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Muş Milletvekili Sezai Temelli, cenazelere yapılan işkence ve gömülme hakkının engellenmesine ilişkin Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na dilekçe verdi. Ağır bir hak ihlali olan cenazelere yönelik işkence, eziyet, saygısızlık, gömülme hakkının engellenmesi ve mezarlıkların tahrip edilmesinin acil olarak gündeme alınması istenen dilekçede, alınacak bir toplantıda mağdurlarla görüşülmesi ve sorumluluğu bulunanların tespit edilip, gerekenlerin yapılması talep edildi.
Temelli’nin verdiği dilekçede: “Siirt’te 2020 yılında yapılan hava saldırısında yaşamını yitiren Yılmaz Uzun’un cenazesi 3 yılın ardında 1 Eylül’de bir kutu içerisinde ailesine teslim edildi. Cenazenin teşhisi için 2020 yılında kan örneği verilmesine ve sonuçları çıkmasına rağmen aileye bilgi verilmemiş, Uzun’un cenazesi Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilmiştir. Baba İbrahim Uzun’un ‘Oğlum, 2020 yılında yaşamını yitirdi. O tarihlerde Siirt’e gelerek kan örneği verdim. 2021 yılında sonuçlar çıktığı halde bize haber vermediler. Daha sonra bir dilekçe daha verdik. Cenazeyi bize teslim ettiler’ şeklideki açıklaması basına yansımıştır. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde bir kutunun içinde cenazeyi teslim alan Uzun ailesi, cenazeyi defnetmek üzere Erzurum’un Tekman ilçesine götürmüştür. Burada askerlerin köy muhtarını, imamını arayarak camide cenaze namazının kılınmaması için baskı kurduğu ifade edilmiştir. Yine taziyeye katılmak isteyen halk ve milletvekilleri askerler tarafından engellemeye çalışılmıştır.
Ahlaka ve inanca sığmayan politikalardır
Dersim’de yaşamını yitiren Agit İpek ile Sur ‘da yaşamını yitiren Hakan Arslan’ın cenazeleri ailelerine benzer şekillerde teslim edilmiş ve cenaze namazı kılınması yasaklandığını belirtilen dilkeçede, birkaç gün önce Erzincan L Tipi Kapalı Hapishanesi’nde yaşamını yitiren hasta tutsak Şakir Turan’ın cenazesine yönelik aynı uygulama ve engellemelerin tekrarlandığı belirtildi.
Dilekçenin devamında şu ifadelere yer verildi: “Ölünün beden bütünlüğünü bozma, çıplak biçimde teşhir edilmesi, cenazelerin yerden sürüklenmesi, cenazelerin uzun süre bekletilmesi, cenaze merasimlerinin engellenmesi, taziyelerin yasaklanması, cenazelerin kimsesizler mezarlıklarına gömülmesi, mezarlıklardan çıkarılması, kargo ile gönderilmesi, kutu içinde teslim edilmesi, mezarlıkların tahrip edilmesi, bombalanması, kutsal kabul edilen mekânlara saldırılması gibi tüm bu pratikler hiçbir hukuki mevzuata, insanlık değerlerine, ahlaka ve inanca sığmayan politikalardır.”
Şiddet ve zulüm ölülere de yapılıyor
Kürt halkına yönelik şiddet, zulüm ve hak ihlalinin bir benzeri ölülerine de yapıldığına dikkat çekilen dilekçede; “Ölüye işkence, hatırasına saygısızlık ölünün yakınlarına, sevenlerine uygulanan zulüm ve şiddet 90’lı yıllardan günümüze kadar sistematik bir biçimde devam etmektedir. İnsanlık tarihi boyunca gerçekleşmiş savaşlarda dahi savaş meydanlarında kalan cenazelerin alınması için kısa süreli ateşkesler ilan edilmiş, ölülere duyulan saygı savaş alanlarında dahi ihlal edilmemiş ve cenazeler ait olduğu toplumun inancına, kültürüne ve gelenek- göreneklerine göre saygın bir şekilde gömülmüştür. İşkence ve eziyet yasağı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 3. maddesinde de mutlak bir şekilde koruma altına alınmıştır. Devletlerin hiçbir şart ve koşulda, 3. madde kapsamındaki yükümlülüklerine aykırı tedbirler alamayacakları AİHS 15. Madde ile sabittir. Bu bağlamda, İnsan Hakları İnceleme Komisyonun ağır bir hak ihlali olan cenazelere yapılan her türlü işkence, eziyet, saygısızlık, gömülme hakkının engellenmesi, mezarlıkların tahrip edilmesi gibi konuları acil bir şekilde gündemine alması, ivedilikle bir toplantı alarak mağdurlarla görüşülmesi olaylar da sorumluluğu bulunanların tespit edilmesi, bu tür ihlallerin bir daha yaşanmaması adına öneriler belirlemesi amacıyla bir rapor hazırlayarak gerekli girişimlerde bulunması komisyonun görevi ve sorumluluğundadır. Konuya dair gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize sunarım” denildi.
Kaynak: Yeni Yaşam