Tahir Elçi Davası avukatları, 12 Haziran’da görülecek karar duruşması öncesi, soruşturma ve kovuşturma sürecinde yaşananları kamuoyuyla paylaştı.
Tahir Elçi Davası’nın 12 Haziran’da görülecek karar duruşması öncesi, dava avukatları Orhan Kemal Cengiz, Dr. Günal Kurşun ve Beydağ Tıraş Öneri, Ankara Tunalı’da basın toplantısı düzenledi. Toplantıda soruşturma ve kovuşturma sürecinde yaşananları kamuoyuyla paylaştı.
İDDİANAME
Açıklamada, Elçi’nin 28 Kasım 2015 tarihinde öldürülmesine dair iddianamenin dört yıl altı ay sonra, 20 Mart 2020 tarihinde hazırlanabildiği hatırlatılırken, Diyarbakır Başsavcılığı, Mesut Sevgi, Fuat Tan ve Sinan Tabur isimli üç polis hakkında “bilinçli taksirle öldürmeye sebebiyet verme” suçlamasıyla üç yıldan dokuz yıla kadar; örgüt üyesi Uğur Yakışır hakkında da “iki polis memurunu öldürme”, “bir polis memurunu öldürmeye teşebbüs etme” ve “Elçi’yi olası kastla öldürme” suçlamalarından üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istediğine dikkat çekildi.
‘SAĞLIKLI YARGILAMA YAPILMADI’
Söz konusu sanıkların, 21 Ekim 2020’de ilk duruşması görülen davanın başından itibaren hiçbir duruşmaya doğrudan katılmadığı da belirtilerek, müşteki avukatlarının taleplerinin defaatle reddedildiği, sağlıklı bir yargılama yapılamadığına dikkat çekildi. Heyetin usule aykırı ve adil yargılama ilkelerine ters düşen kararları ve uygulamalarına yapılan itirazlar ile defalarca farklı nedenlerle yapılan “reddi hakim” taleplerinin yetkili mahkemelerce “ısrarla” reddedildiği kaydedilen açıklamanın devamında sürece dair şu ayrıntılara yer verildi:
“Soruşturma aşamasında; ‘Tahir Elçi cinayetinin PKK tarafından planlandığı ve ölüme yol açan atışın, Mahsum Gürkan ya da Uğur Yakışır tarafından yapıldığına” dair beyanları olan tanıklar, mahkemede alınan ifadelerinde önceki beyanlarını kabul etmemişler, baskı ve zor ile ifade vermeye zorlandıklarını söylemişlerdir.
TANIK BEYANLARI
Tanık Recep Özbek, ‘cinayet tarihinde cezaevindeydim, bazı hareketleri nedeniyle Mahsum Gürkan’dan gıcık kaptım, onun öldürdüğüne dair ifade verdim’ demiştir. Tanık Deniz Ataş, Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS aracılığıyla dinlenerek; ‘Savcı ve polisler bana Elçi’nin öldürüldüğüne dair ifade ver seni bırakacağız. Yoksa seni infaz edeceğiz’ dediler. Ben de korktum. İnandım. Bana ‘imzalayacaksın’ dediler. Ben de ifadeyi okumadan imzaladım. Tahir Elçi’nin kim olduğunu, nerede olduğunu bilmiyorum. Tahir Elçi’nin vurulduğu olayın video çekimini de yapmadım. Ben mahkemeye gelip her şeyi anlatmak istiyorum.’ demiştir.
SAVCI: OLAYLARI PKK’NİN ÜZERİNE YIKMAMIZA YADIMCI OL
Daha sonra, Tanık Deniz Ataş, 17 Ağustos 2021 tarihinde Diyarbakır Barosu Başkanlığı’na bir mektup yazmış ve gözaltına alındığı 3 Mart 2016 tarihinde, ağır işkence ve kötü muamelelere maruz kaldığını, bulunduğu yere Diyarbakır Adliyesi’nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Kenan Karaca’nın geldiğini ve ‘Tahir Elçi cinayetini Mahsun Gürkan ve Uğur Yakışır’a mal etmem için ifade vermem hususunda dayatmada bulunduğunu’, aynı savcı tarafından öldürmekle tehdit edildiğini, istediği şekilde beyanda bulunulması durumunda serbest bırakılacağı vaadinde bulunulduğunu ifade edilmiştir. Aynı savcının, ‘korkma, şerefim ve namusum üzerine seni bıraktıracağım. Bu olayları PKK’nin üzerine yıkmamıza yardımcı ol. Avukat gelirse bu konuşmalardan bahsetme senin de avukatın da başı ağrır, yoksa hiç kurtulamazsın’ dediğini belirtmiştir.
DAVUTOĞLU DETAYI
Tahir Elçi’nin öldürüldüğü 28 Kasım 2015 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olan ve halihazırda Gelecek Partisi Genel Başkanı olan Ahmet Davutoğlu, 12 Eylül 2021 tarihli Diyarbakır ziyareti sırasında ‘Tahir Elçi siyasi bir suikasta kurban gitti”’ açıklamasında bulunmuştur. Tahir Elçi cinayetiyle ilgili gerek cinayetin işlendiği gün gerekse de soruşturma sürecinde Adalet Bakanlığı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ile Emniyet ve Jandarma İstihbaratı tarafından bilgilendirilen dönemin Başbakanı’nın konuya ilişkin yaptığı bu açıklamanın gerçek bir bilgi veya görgüye dayanıyor olma ihtimali nedeniyle, 16 Eylül 2021 tarihinde Davutoğlu’nun duruşmada tanık olarak dinlenilmesi talep edilmiştir. Ancak Mahkemece, 12 Ocak 2022 tarihli duruşmada, Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesi talebinin Elçi’nin ölümüyle ilgili doğrudan bilgi ve görgüsü olmadığı için reddedilmesine karar verilmiştir.
‘TALEPLER KARŞILIKSIZ KALDI’
8’inci celsede mahkeme, Tanık Cihan Elhakan’ın dinlenmesini takiben, TÜBİTAK tan müzekkere ile bilgi istenmesine, Katılan vekillerinin olaya ilişkin İstihbaratçı ve ihbarcıların dinlenmesi taleplerinin reddine, Mahkemece bekletici mesele yapılan TÜBİTAK raporunun dosyaya sunulmasından sonra keşif talebinin değerlendirilmesine, Mülkiye Teftiş raporunu tanzim eden Müfettişlerin dinlenilmesi taleplerinin reddine, Ahmet Davutoğlu nun tanık olarak dinlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Keşifte dinlenilmesi talep olunan polis memurları Halil Doğan, Ümit Merdan ve Vedat Gönen le ilgili talebin Keşifle beraber değerlendirilmesine karar vermiştir. Sonraki celsede ise Davutoğlu’nun dinlenmesinden vazgeçilmesine ve keşif taleplerinin reddine karar verilmiştir.
SANIKLARA BERAAT
Diyarbakır CBS tarafından dosyaya sunulan 25.04.2024 tarihli mütalaa ile; maktül Tahir Elçi’nin nereden geldiği tam olarak tespit edilemeyen bir kurşunla hayatını kaybettiği, sanıklar Sinan Tabur, Mesut Sevgi ve Fuat Tan’ın ‘masumiyet karinesi’ ve ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi istenmiştir.
KAMERA KAYITLARI SİLİNDİ
Olay yerini görecek konumda olan PTT Balıkçılarbaşı Şubesi kamerasının olay gününe ilişkin kayıtlarına ulaşılamamıştır. Foto Film Şube personeli tarafından çekilen görüntü, vurulma anını da çeken tek kamera kaydıdır ve bu kaydın cinayeti aydınlatabilecek 12 saniyesinin silinmiş olduğu görülmüştür. 29 Aralık 2015 ten itibaren başlayan ve halen devam eden ısrarlı talepler sonucu TÜBİTAK ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi’ne defalarca müzekkereler yazılmışsa da maalesef bu durumu net olarak açıklayan teknik ve resmi açıklamaya ulaşılamamıştır.
SORUŞTURMA DOSYALARI
Tanık Deniz Ataş’ın 14 Temmuz 2021 tarihli celsede verdiği ifade ve 7 Ağustos 2021 tarihinde Diyarbakır Barosu Başkanlığı’na yazmış olduğu mektup ile hakkında baskı ve yönlendirme iddialarında bulunduğu dönemin Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Kenan Karaca ve dosyanın soruşturma aşamasında etkin bir soruşturma yürütmeyen Savcı Umut İnci hakkında tarafımızca suç duyurusunda bulunulmuş olup, soruşturma süreci devam etmektedir.
Tahir Elçi’nin öldürülmesine sebebiyet veren ve arada illiyet bağı bulunduğu kamera ve teknik takip görüntüleriyle açık olan, sıcak takibi yürüten Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne bağlı polis memurlarının akıbeti soruşturma ve kovuşturmanın hiçbir aşamasında araştırılmamıştır.
Yine Mülkiye Araştırma raporu ve ekleri sonucu elde edilen bilgi ve bulgular doğrultusunda, Elçi’nin ve iki polis memurunun hayatını kaybetmesinde ihmal ve sorumluluğu bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürü Selahaddin Keskin, başkomiser Kürşat Mesut Özmen, yardımcı komiser Yunus Emre Arı ve polis Hasan Belgen hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunulmuştur. Bu soruşturmalar halen devam etmekte olup, halen bir ilerleme kaydedilememiştir.”