Yüz yıllardır Kürtlerin dilini, kültürünü asimile ederek, bitirerek Kürtleri bitirmeyi, tarih sahnesinden silmeyi önüne koyanların kendileri bittiler. Yalnız kendileri bitmedi,savundukları sahte, yapay ideolojileri ve rejimleri de bitti.
Çünkü Kürt kültürü derindir, Kürt halkı da köklü bir halktır. Eğitim dili olmamasına ve yüzlerce yıllık asimilasyona rağmen Kürt dili dimdik ayakta, Kürt kültürü zengin bir kültür olarak yaşamaya devam ediyor. Kürt dili ve kültürünün bitmemesini bir yana bırakalım zayıflamamasının iki nedeni var. Biri analar, diğeri dağlardır. Kürt erkeği ekonomik olarak, okullar ve bürokasi açısından devlet kurumlariyla içiçedir. Bu durum erkeği asimilasyona daha açık hale getirir. Ama Kürt kadını mutfakta, evde daha çok yaşamını sistemden uzak sürdürdüğünden asimilasyona kapalıdır.Dolayısıyla sistemin kurumları ve kültüründen uzak olan kadın dilin ve kültürün kuşaktan kuşağa taşınmasında önemli bir rol oynamaktadir.
Yine Kürtler her sıkıştıklarında dağlara, kırsal alanlara kaçarak hem kendilerini hem de dillerini ve kültürlerini kormuşlardır. Dikkat edilirse şehirlerde yaşıyanların Kürt dili daha asimile olmuş, kültürleri rejimlerin kültürüyle karışarak daha bozulmaya yakın hale gelmiştir. Kırsal alanlarda yaşıyan halkımızın dilleri daha az asimile olmuştur. Adıyaman, Maraş, Anteb, Malatya, Elazığ gibi Türk illerine yakın olan illerimizde asimilasyon daha çok çok etkili olmuştur. Türk illerine uzak olan Şırnak, Hakkari gibi Kürt şehirlerinde yaşıyanların dilleri ise daha Kürdi ve daha sadedir. Bu arada dilin ve kültürün korunmasında denbejlerin kültürü geleceğe taşımalarını da unutmamak gerekir. Eski dönemlerde medrese ve melelerin de bu konuda onemli bir katkısı olmuştur…Bunlar Kürt dili ve kültürünün yaşatılmasında önemli değerlerdir ve kıymetini bilmek gerekmektedir.