Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı sırasında polislerin yağma yaptığına dair hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı; Kızılay yemeğinden trafo kablolarına, elektronik eşyalardan ziynet eşyalarına her şeyi satmışlar
Mardin’in Nusaybin ilçesinde 14 Mart 2016’da ilan edilen ve aylar süren sokağa çıkma yasağı sırasında polislerin “yağma şebekesi” kurduğu ortaya çıktı.
Mardin 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilen iddianameye göre dönemin Nusaybin İlçe Emniyet Müdürü Kadir Şen ve dönemin TEM Şube Amiri Ünal Uyar’ın da aralarında olduğu polisler suçlandı.
İddianamenin detayları
İddianamede, dönemin Nusaybin İlçe Emniyet Müdürü Kadir Şen, Nusaybin İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Ahmet Tuğcu, Nusaybin TEM Şube Amiri Ünal Uyar ile birlikte polisler Mahmut Öztekin, Müslüm Bozkurt, sokağa çıkma yasağı sonrasında ilçede yıkım işinin verildiği müteahhit Mahmut Çomoğlu, firma çalışanı Arif Kara ve polis muhbiri olduğu değerlendirilen Fırat Abdulkerim Sezişli sanık olarak yer aldı. Sanıklara “Rüşvet almak ve vermek”, “İcbar suretiyle irtikap” ve “Tehdit, denetim görevini ihmal ederek zimmet veya irtikaba neden olmak” suçlamaları yöneltildi.
İşlenen suçlar
Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’ın haberine göre iddianamede sanıkların ifadeleri ile tanık beyanlarına yer verildi. Dosyada kurulan şebekeyi ve yaptıkları işleri gözler önüne serdi. Yasak sırasında girilen evlerin yağmalandığı, zarar görmeyen evlerin içine patlayıcı yerleştirilerek patlatıldığı, eşyalarını almak isteyen yurttaşlardan rüşvet alındığına dair detaylar dosyada yer aldı. Dosyada, sanıkların para alamadıkları kişiler ile tanıklık yapan birçok kişiyi de tehdit ettikleri belirtildi.
Çaldıkları eşyalar okulda saklandı
Yurttaşların evlerinden çıkarılan eşyaların konulduğu okulun müdürü A.T., “Okula girdiğimde odamda birçok ev eşyasının olduğunu gördüm. Bunun üzerine Mahmut Öztekin isimli şahsı aradım, söz konusu eşyaları ne yapacağımı sordum. O da bana gelip alacaklarını söyledi. Ancak söz konusu eşyaları almaması üzerine ben tekrar kendisini aradığımda, söz konusu eşyaların bana zimmetli olduğunu ve gelip alacağını ifade etti. Daha sonra 30/09/2016 tarihinde bir polis memuru gelerek söz konusu eşyaları almaya geldiğini söylemesi üzerine bende resmi bir yazı ile birlikte okulun anahtarlarını getirmesi halinde söz konusu eşyaları kendilerine vereceğimi ifade ettim” şeklinde ifade verdi.
Müdür tehdit edildi
Resmi yazı istemesi üzerine “hakkında soruşturma açarım” sözleriyle tehdit edildiğini aktaran okul müdürü A.T., sonrasında zırhlı araçla 3 polisin okula gelerek kendisini zorla götürmek istediklerini, ancak il ve ilçe Milli Eğitim Müdürlerini aramasıyla kurtulduğunu belirtti
Paraları paylaştıklarını gördüm
Dosyada tanık olarak dinlenen ve kendisi de Nisêbîn’de bir başka “yağma, tehdit ve işkence” dosyasında daha önce ceza alan polis Ö.D. de, ifadesinde “Amirler lokaline, İlçe Emniyet Amiri Ünal Uyar’a evrak imzalatmak üzere gittim. Odaya girdiğimde İlçe Emniyet Müdürü Kadir Şen, Müdür Yardımcısı Ünal Uyar, KOM Grup Amiri olan Serhan Amir ile birlikte 200 TL’lik banknotlar halinde paraları paylaştıklarını gördüm. Bunun üzerine içerdeki şahıslar afalladılar” dedi.
‘Evlerden eşya alıp satıyorlardı’
Tanık olarak dinlenen bir başka polis G.A. ise, ifadesinde Mahmut Öztekin isimli polisin yasaklı mahallelerde evleri bulunanlardan rüşvet karşılığı eşyalarını çıkarmalarına izin verdiğini belirterek, “Ekiplerde çalışan arkadaşlara talimat vererek şu kapama noktasından araç geçeceğini, araçla birlikte evin bulunduğu bölgeye gitmeleri şeklinde talimatları oluyordu. Ama ekibin hiçbir şeyden haberi yoktu” dedi. Mahmut Öztekin’in kentte çıkan molozları da para karşılığı sattığını kaydeden G.A., “Ayrıca operasyon bölgesinde bulunan evlerden ikinci el elektronik eşyaların çıkarıldığını ve sattıklarını, altın ve değerli eşyalar arandığını duydum. Mahmut’un yine bir eve girerken düştüğünü ve kolunu kırdığını duydum, kolu yaklaşık 1,5 ay kadar sargıda kaldığı halde bir gün bile istirahat almadı” ifadelerini kullandı.
Kızılay’ın çıkarttığı fazla yemek şirketlere satıldı
Kızılay tarafından Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü personeline günlük yemek dağıtıldığını ve fazladan çıkarılan 200 kişilik yemeğin yıkım şirketlerine satıldığını kaydeden G.A., şunları söyledi: “Yine yıkılmayacak evlerin özellikle kolonlarına bomba yerleştirip bu evleri yıktırdığı, bunlardan çıkan hurdayı ve içindeki eşyayı da sattığını duydum.”
Pasaj bombalandı içindeki eşyalar satıldı
Tanık olarak dinlenen polis Ü.Ç. de, “Olaylar sırasında yine kaçakçılar çarşısı diye geçen pasajlar bombalandı. Bu sırada Mahmut Öztekin’in de bu bölgeye gelerek pasajdan birçok elektronik eşya ve para edecek birçok eşyayı araca yükleyerek götürdüğünü biliyorum. Yine yasak bölgede yıkılmayacak evlerin sahiplerine ulaşarak, evlerinin yıkılırsa devletten daha fazla para alacaklarını ikna ettiği, daha sonra arada mühendislerin olduğu bu iş için mühendislerin para istediğini öne sürerek ev sahiplerinden parayı kendi adına aldığını duydum.” diye anlattı.
Kablo bile çaldılar
Tanık olarak dinlenen kepçe operatörü polis M.A., örgüt üyelerinin bulunabileceği iddiasıyla elektrik trafosunun kapısının kırılması yönünde talimat verildiğini belirterek, “Bu trafoların içerlerinde yoğun miktarda bakır kablolar bulunmaktaydı. Birkaç gün sonra aynı trafonun yanından geçtiğimde içerisindeki bakır kabloların yerinde olmadığını gördüm” ifadelerini kullandı.
Suçlananlardan biri Emniyet Müfettişi olarak görevde
Dosyada yer alan sanıklardan Kadir Şen ve Ünal Uyar daha önce de ilçede bir iş insanını kaçırıp, işkence ve tehditle yağma suçundan birlikte yargılanmıştı. Dava kapsamında Ünal Uyar’a 22 yıl hapis cezası verilirken, Kadir Şen hakkında ise beraat kararı verilmişti. Ünal Uyar, verilen hapis cezasının ardından tahliye edilirken, yargılama sırasında Tire İlçe Emniyet Müdürü görevine getirilen Kadir Şen ise, daha sonra 1’inci Sınıf Emniyet Müdürü olarak terfi etti. Kadir Şen’in halen Emniyet Müfettişi olarak görevini sürdürdüğü öğrenildi.
/Yeni Yaşam/