Türkiye’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim alanındaki düzenlemelere karşı çıkanlara yönelik olarak, Erdoğan, “Laiklik maskesi ile faşizmi gizlemeye çalışıyorlar” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Ataşehir’deki Ahmet Keleşoğlu Fen Lisesi’nde düzenlenen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı’na katıldı.
Erdoğan, “Mesleki Eğitim Politika Belgesi oluşturduk. Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi kurulması için kanunun hazırlıklarını tamamladık. Yakında Meclis’te görüşmeleri başlayacak” diye konuştu.
Erdoğan, Maarif Modeli için, “Ders içerikleri uygulama ağırlıklı yapılandırıldığından öğrencilerin üst düzey düşünme kabiliyetleri gelişmiş olacaktır. Dijital okuryazarlık başta olmak üzere okuryazarlık becerileri daha da ilerleyecektir. Maarif Modeli ile Türkçemiz bütün alanlarla irtibatlandırılmış, merkezi konuma oturtulmuş olacaktır. Müfredat içeriği bilim, teknoloji ve çevre ile bağlantılı bir yapı esas alınarak kurgulanmıştır. Tüm bu çalışmaların nihai gayesi, evlatlarımızı ruh, kalp ve beden bütünlüğünde ahlaklı, üretken, iradeli, üretken, merhametli, vatansever, sorgulayıcı, yetkin ve erdemli insanlar olarak yetiştirmektir” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Daha iyi bir eğitim için imkanlarımızı seferber ediyoruz”
Modelimizin hazırlanmasında emeği olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Bundan 21 yıl evvel aziz milletimizin iradesini temsilen Türkiye’ye hizmet yolculuğuna başladığımızda 4 önceliğimizden birinin eğitim olacağını ilan etmiştik. Bugüne kadar bu sözümüze hep sadık kaldık. Her yıl bütçeden aslan payını eğitime ayırdık. Bu yıl da 1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime tahsis ettik. Çocuklarımıza daha iyi, daha kaliteli, zamanın şartlarına daha uygun bir eğitim verebilmek için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz.
“Eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz”
19 milyon öğrenci, 1 milyonun üzerinde öğretmen, 74 binin üzerinde eğitim kurumu ile toplam 20 milyonluk büyük bir aile olduk. Ailemiz her yıl daha da genişliyor. Cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmen ataması yapan hükümetiyiz. Öğretmen kadromuzu, yaptığımız 800 bin yeni atamayla tahkim ettik. Mayıs 2023’te tek seferde 45 bin öğretmenimizi, öğrencileriyle buluşturduk. Tarihimizin en büyük öğretmen atamasını gerçekleştirdik. 4366 engelli öğretmenin atama işlemlerini tamamladık. Eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. MEB süreci titizlikle yürütüyor. Sadece atama boyutunda değil, özlük haklar ve mali imkanlar açısından da öğretmenlerimizi destekliyoruz. Öğretmenlerimizin ek göstergelerini 3600’e çıkardık.
“Yakında Meclis’te görüşülecek”
4+4+4 sistem ile eğitimi 12 yıla çıkardık. Mesleki Eğitim Politika Belgesi oluşturduk. Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi kurulması için kanunun hazırlıklarını tamamladık. Yakında Meclis’te görüşmeleri başlayacak.
“Küresel cinsiyetsizleştirme belasının önüne geçeceğiz”
Aile konusu bizim için hayati öneme sahip. Çok erken yaşlardan itibaren çocuklar küresel kültür dayatmalarına maruz kalıyor. Bunların en başında cinsiyetsizleştirme projeleri var. Pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor. ABD başta olmak üzere birçok Batı ülkesinde ailelerin temel endişe kaynağı çocukları objeleştiren bu sapkın akımlardır. Küresel cinsiyetsizleştirme belasının önüne geçeceğimize inanıyorum.
“Burada mühim olan yenilenme ile birlikte köklerden kopmamaktır”
Dünya değişirken eğitim sistemimizin de yerinde sayması beklenemez. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki her gün yeni bir gelişme oluyor. Yeni fikirler, yeni buluşlar ortaya çıkıyor. Yapay zeka ve insansız teknolojiler günlük hayatımızın bir parçası haline geliyor. Teknoloji devrimi karşısında kendini yenilemeyen bireyler, dünyadaki yarışın dışında kalmaya mahkumdur. Eğitimin ömür boyu devam eden canlı ve dinamik bir süreç olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Burada mühim olan yenilenme ile birlikte köklerden kopmamaktır. Esas mesele medeniyet tasavvurumuzdur. Her şart altında muhafaza edilmeli.
“En çetin mücadeleyi Jakoben, yasakçı anlayışa karşı verdik”
Meslek liselerinin ve imam hatip okullarının katsayı engeli ile önü kesildi. Başörtüsü üniversitede, kamuda bile yasaktı. İktidarlarımızda en çetin mücadeleyi bu jakoben, yasakçı, baskıcı anlayışa karşı verdik. Eğitim özgürleştirme yolunda attığımız her adımda belli çevrelerin mukavemeti ile karşılaştık. Birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemediler, adaletsizliklerin giderilmesini istemediler. Okullar arasındaki eşitsizliğin kapanmasını istemediler. “Göbeğini kaşıya adam” diyerek aşağıladıkları insanların çocuklarının kendileri ile aynı imkanlara sahip olmasını hiçbir zaman istemediler. Gerçek manada bir sınıfsal değişimin gerçekleşmemesi için her şeyi yaptılar.
“Laiklik maskesi ile faşizmi gizlemeye çalışıyorlar”
Eskisi kadar sesleri çıkmasa da bunlar buldukları her fırsatı kullanıyor. Buna Ankara’daki bir ilçemizde yeniden şahit olduk. Öğrencilerimizin camiye davet edilmesi, bakıyorsunuz birilerini rahatsız etti. Burada kimseyi zorlama yok, icar etme yok, ayıplamak yok, sadece gönüllülük esasına göre davet var. Aralarında gazeteci, siyasetçi, sendikacı kimi çevreler buna bile davet edemiyor. Laiklik maskesi ile faşizmi gizlemeye çalışıyorlar.
“Ben de babayım”
Pedagojik değil, ideolojik olarak eğitim hamlemize karşı çıkanları kendilerini sorgulamaya davet ediyorum. Ben de babayım. Dört çocuğumun dördü de imam hatip mezunu. Bunların içinde Harvard’ı bitiren var. London School of Economics’i bitiren var. Demek ki oluyor. Önyargılarından dolayı yeni modelimize karşı çıkanların yapıcı davranmasını ümit ediyoruz.”
/rd/