İsrail-Hizbullah gerginliği: Taraflar yeni bir savaş istiyor mu?

DünyaGündem

İsrail ile Hizbullah arasındaki düşmanlığın, bu hafta karşılıklı atılan füzelerin sayısı azalırken bile artması tuhaf bir siyasi değişim.

BBC Orta Doğu Muhabiri Lucy Williamson, Kudüs’ten yazdı:

Kurban Bayramı sırasında, füzelerin yerini ateşli tehditler aldı. Savaşa giden yolu aydınlatan bildik caydırıcı davul sesini duyduk.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah dün, İsrail ile geniş çaplı bir savaşın çıkması halinde İsrail’in kuzeyini işgal etme tehdidinde bulundu.

Nasrallah ayrıca Hizbullah’ın sahada görülecek “yeni silahlara” sahip olduğunu söyledi.

Ancak Hizbullah’ın İsrail’le topyekûn bir savaş istemediğini ve sadece Gazze’deki müttefikleri Hamas’a destek verdiklerini de sözlerine ekledi.

Hizbullah Salı günü İsrail’in kuzeyindeki Hayfa şehrinin insansız hava aracı (İHA) ile çekilmiş görüntülerini yayımladı. Videoda önemli askeri ve sivil noktalar işaretlenmişti. Bu, büyük oranda İsrail’e yönelik örtülü bir tehdit olarak görülüyordu. İsrail’e verilen mesaj, çatışmaları tırmandırmamasıydı. Hizbullah’ın Hayfa’ya yapacağı ölümcül bir saldırı muhtemelen topyekûn bir savaşı tetikleyecek.

Nasrallah, yayımlanan görüntülerin “Hizbullah’ın düşmanına karşı psikolojik savaşının bir parçası” olduğunu söyledi.

Videonun yayımlanmasından saatler sonra İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz konuştu. Katz, “İsrail, Hizbullah ve Lübnan’a karşı kuralları değiştirme kararına çok yaklaştı” dedi ve ekledi:

“Topyekûn bir savaşta, Hizbullah yok edilecek ve Lübnan ağır darbe alacak.”

İsrail ordusu da, Lübnan’a yönelik bir saldırı için operasyonel planların “onaylandığını ve işlerlik kazandığını” açıkladı.

Yaygın görüş, İsrail’in de Hizbullah’ın da şu anda bir savaş başlatmak istemediği yönünde. İyi silahlanmış iki düşman arasındaki bu savaş, İsrail-Lübnan sınırının iki tarafında milyonlarca insanı mahvetme riski taşıyor. Böylesi bir durumda Hizbullah’ın destekçisi İran ile İsrail’in kilit müttefiki ABD de savaşa sürüklenebilir.

Ancak caydırıcılık ile savaş arzusu arasındaki çizgiyi tespit etmek giderek zorlaşıyor.

İsrail hükümetinde bazı bakanlar, Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki saldırılarının güvenlik hesaplarını değiştirdiğine ve ülkenin kuzey bölgelerinde yaşayanların, Hizbullah savaşta yenilgiye uğratılmadıkça evlerine dönemeyeceklerine inanıyor.

Ülkenin kuzeydeki pek çok kişi de aynı fikirde.

Hizbullah’ın Filistinli müttefiki Hamas’ı desteklemek için İsrail’in kuzeyine roketler ve füzeler göndermeye başlamasından bu yana 60 binden fazla kişi, Lübnan sınırından uzakta geçici yerlerde barınıyor.

İsrail güçlerinin Hizbullah’a hava kuvvetleriyle ve topçu saldırılarıyla yanıt sonucu 90 binden fazla Lübnanlı da evlerini terk etti.

Yahudi Halk Politikası Enstitüsü tarafından bu hafta 800 İsraillinin katılımıyla yapılan bir kamuoyu araştırmasına katılanların yüzde 60’dan fazlası, İsrail’in Hizbullah’a “bütün gücüyle” saldırmasını istedi.

Kamuoyu araştırmasına katılanların üçte birinden fazlası (yüzde 36) bunun “mümkün olan en kısa sürede”, hatta İsrail Gazze’de Hamas’la mücadeleyi bitirmeden yapılmasını istedi. Bu oran, 3 ay önce yapılan benzer bir kamuoyu araştırmasında daha azdı.

İsrail hükümeti, Gazze’deki savaş nedeniyle, Hizbullah’la çok daha zorlu ikinci bir savaş başlatma konusunda tedirgin olabilir.

Ancak ülkede bu ay, göreve çağrılabilcek yedek asker sayısının 300 binden 350 bine çıkarılması, İsrail’in kuzeyinde bir savaşın göz ardı edilmediğine dair spekülasyonları arttırdı.

İsrail hükümeti ayrıca yedek askerlerin görev süresini geçici olarak uzatmaya da çalışıyor. Askerlerin hizmete çağrılabileceği yaş sınırına bir yıl ekleniyor.

İsrail-Lübnan hattında sınır ötesi saldırılar yoğunlaştıkça, son 8 ayda iki taraftaki hedefler de genişledi.

İsrail’in üst düzey Hizbullah komutanı Taleb Abdallah’ı öldürmesinin ardından Kurban Bayramı öncesi Lübnan’dan ülkeye adeta insansız hava araçları ve roketler yağdı.

Hizbullah daha önce zaten 1 ay boyunca sınır ötesine gönderilen tanksavar füzeleri ve insansız hava araçlarıyla saldırılarını artırmıştı.

Kısasa kısas anlayışı giderek daha fazla benimseniyor. Bu da bir hedefin çok hassas görülmesi veya bir saldırıda can kayıplarının çok fazla olması durumunda iki tarafı da savaşa sürükleme riskini beraberinde getiriyor.

Birleşmiş Milletler, şu ana kadar Lübnan’da aralarında pek çok sivilin de bulunduğu 400’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

İsrail’de de en az 25 kişi yaşamını yitirdi. Hayatını kaybedenler arasında askerlerin yanı sıra siviller de var.

İsrail’in 11 Haziran’da düzenlediği saldırıda öldürülen üst düzey Hizbullah komutanı Talib Sami Abdullah’ın tabutunu askeri üniforma giymiş kişiler taşıdı.

Saldırı sonrası Hizbullah, İsrail’in kuzeyine yüzlerce füze gönderdi.

ABD, sorunun çözümü özel temsilcisini İsrail ve Lübnan’a gönderdi. Ancak Hizbullah açıkça müttefiki Hamas ile dayanışma içinde hareket ettiğini açıkladı. Kuzey’de, İsrail-Lübnan sınırında, diplomatik bir çözüm için tek yol Gazze’de bir ateşkes anlaşmasına varılması gibi görünüyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu zor durumda. Netanyahu, sükunetin sağlanması yönünde baskı altında. Ancak hem Hamas hem de Hizbullah’la çatışmayı sürdürmek, Netanyahu’nun çıkarına.

Hamas’ın lider kadrosunu öldürmeden, yakalamadan veya sınır dışı etmeden, ayrıca Hamas hâlâ sağlam taburlara sahipken Gazze’de zafer ilan etmek, Netanyahu iç,in zor olacak.

Ve Hamas’a karşı savaşın devam ettiği her hafta, İsrail güçleri daha fazla Hizbullah komutanını ve kuzeyde Lübnan sınırındaki daha fazla Hizbullah mevzisini hedef alıyor. Bu da Netanyahu’ya, bölge sakinlerinin ancak her iki çatışma da sona erdiğinde geri dönebileceklerine dikkat çekmesine yardımcı olabilir.

Zamana oynamak Sayın Netanyahu’nun uzmanlık alanı.

Kuzeyde, İsrail-Lübnan sınırında ise İsrail ve Hizbullah ateşle oynuyor.

Etiketler: Öne çıkanlar

İlginizi Çekebilir

Diyanet’ten ABD’ye 90 milyon dolarlık otel, hamam ve villa yatırımı
Kuzey Kore – Rusya stratejik ortaklığı yeni bir askeri ittifak mı?

Öne Çıkanlar