🔴Araştırmacı yazar, şair ve akademisyen Selim Temo, Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali’nde farklı dillere yer verilmemesine tepki gösterdi. “Geçen yıl gibi bu yıl da ne Kürtçe var ne Ermenice, ne Arapça var ne Farsça, ne Rumca var ne Çerkesce, ne Lazca var ne Rumca” dedi.
Şiir Derneği tarafından düzenlenen 15. Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali, 28 Eylül-6 Ekim arasında edebiyatseverlerle buluştu.
Dernekten yapılan açıklamaya göre, festivalin onursal başkanlığını Doğan Hızlan üstlenirken, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında gerçekleştirildi.
Araştırmacı yazar, şair ve akademisyen Selim Temo, festivalde Kürtçe ve diğer dillerin yer almamasına tepki gösterdi.
X üzerinden açıklama yapan Temo, şunları söyledi:
“Birkaç gündür devam eden 15. Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali yarın bitiyor. Daha önce gitmediyseniz yine gitmeyin! Geçen yıl gibi bu yıl da ne Kürtçe var ne Ermenice, ne Arapça var ne Farsça, ne Rumca var ne Çerkesce, ne Lazca var ne Rumca…
Oysa İstanbul Osmanlı boyunduruğu altındaki halklar/uluslar için esaretin başkenti olmanın yanında özgürlük ve yeniliğin başkenti olarak da hayatiydi. Saydığım ve saymadığım dillerin yeni edebiyata açılan dergi ve şairleri ilkin bu şehirde serpildi.
Geçen yıl da bu gönderiye benzer bir şeyler yazmıştım, Türkçe yazan birkaç Kürt mırın kırın ettiler; ‘biz varız ya, Kürtçe var demektir bu’ demeye getirdiler.
Hayır, şiirin, edebiyatın temel ölçütü dildir, dil bir metni bir dile ve onun edebiyatına ait kılar. Bunun aksini söyleyen ve pek moda olan anlayış, eski/yeni sömürgelerinin ağzına bir parmak bal çalan hassas kalpli sömürgecilerin kaynakçası da olan makalelerle yaydıkları yeni tür efendiliktir. Eğer dil kaybedilmişse, bu, fetih tamamlanmış demektir!
Bu festival ‘Beyoğlu Şiir Festivali’ adıyla yapıldığında, daha ilkine, Kürtçe yazan başka şairlerle birlikte çağrılmıştım.
Daha o zaman ve daha önce de ‘tekdil’in dışındaki dillere mikrofon uzatan, sandalye gösteren, önden buyrun diyen ‘festival komitesi’ nasıl olur da tek sesli bir festivale gönül indirir?
Belediyeler ve bakanlıklar icazetiyle yapılan festivaller ‘açış konuşmalıdır’ ve ‘kaymakamlı, savcılı ve çavuşludur!’ Onlardan olmadığımız için orada olmayız!”