Almanya, Trump’ın olası yeni başkanlığına ne kadar hazır?

DünyaGündem

🔴 Alman siyasetçiler Trump’ın Beyaz Saray’a dönme ihtimali konusunda genel olarak kötümser.

ABD seçimlerine haftalar kalmışken ve yarış son derece çekişmeli geçerken, eski başkan Donald Trump’ın kazanma ihtimali ABD dış politikasını ve Biden’ın Berlin’de sürdürmeye çalıştığı ilişkilerde değişim tehdidi barındırıyor.

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Trump’ın son iktidarından bu yana, Ocak 2021’den beri iki ülke arasındaki ilişkileri geliştiren Biden’a duyduğu hayranlığı gizlemedi.

Çarşamba günü parlamentoda yaptığı konuşmada, “ABD Başkanı, son yıllarda iş birliğindeki inanılmaz gelişmeyi temsil ediyor,” ifadelerini kullandı.

Scholz ve hükümeti, Trump’ın ikinci dönemine ilişkin ya sessiz kaldı ya da açıkça endişelerini dile getirdi. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Biden’ın haziran ayında Trump karşısındaki münazara performansı için “tamamen belirsiz” demişti.

Haziran ayında İtalya’da düzenlenen G7 zirvesinde Scholz, Trump yerine Biden’ın ikinci kez kazanmasını tercih edeceğini açıkça söylemişti.

Muhalefet partilerinden politikacılar, hükümeti hazırlıklı olmamakla eleştirirken, Hristiyan Demokrat Birliği’nden (CDU) Jens Spahn hükümetin Trump ve ekibiyle temas kurmaya çalışması gerektiğini vurguladı.

Spahn yerel medyaya verdiği demeçte, “Trump’ın son başkanlığı dönemindeki hataya düşmemeliyiz,” dedi.

CDU lideri Friedrich Merz geçen hafta partisinin konferansında, Trump’ın iktidara gelmesi halinde ilişkilerin “oldukça düşmanca” olacağını öngörmüş, ancak bunun “karşılıklı” olacağı sonucuna varmıştı.

Ayrıca Alman halkı da Trump’ın iktidara gelmesi konusunda kötümser. Körber Stiftung adlı vakıf tarafından gerçekleştirilen bir ankete göre Almanların yüzde 80’inden fazlası Trump’ın olası başkanlığının diplomasiye olumsuz bir yansımasının olacağını düşünüyor.

Geçmişteki ilişkiler

Trump’ın başkanlığına ilişkin olumsuz algı, 2017-2021 yıllarında görevde olduğu son döneme ilişkin anılardan kaynaklanıyor olabilir.

Trump, bu süre zarfında dönemin Şansölyesi Angela Merkel ile düzenli olarak çatışma halindeydi. İkilinin 2017’deki G7 zirvesinde çekilen ikonik bir fotoğrafında Trump oturur bir vaziyette, ayaktaki Merkel’in olduğu tarafa sırıtarak bakıyordu.

İki politikacı, savunma harcamaları, göç, iklim değişikliği ve ticaret konularında karşı karşıya gelmiş, 2017’de Sicilya’da yapılan bir G7 zirvesinden sonra Merkel, “Avrupalılar olarak kendi kaderimizi kendimiz tayin etmeliyiz” yorumunda bulunmuştu.

Başkanlığının sonlarına doğru Trump, Alman hükümetinin savunmaya daha fazla harcama yapmayı reddetmesinden duyduğu hayal kırıklığı nedeniyle Pentagon’a Almanya’da konuşlanan 12.000’den fazla Amerikan askerini geri çekme talimatı vermişti.

Ukrayna’ya yardım

Trump’ın başkanlığa geri dönmesi, Rus güçlerini dış yardımlarla savuşturan Ukrayna’nın önündeki en büyük engel olarak görülüyor.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü verilerine göre, ABD, Ukrayna’nın en büyük tedarikçisi, Almanya ise Avrupa’da bu desteği sürdüren en büyük ulus devlet.

Trump’ın Ukrayna’ya yönelik yardımları iptal etmesi ya da azaltması, ki bunun bir olasılık olduğunu ima etmişti, diğer Avrupa ülkelerinin bu açığı kapatması gerekebileceğinin sinyalleri olarak düşünülüyor.

Alman hükümeti Ukrayna’yı desteklemek için ne kadar ileri gidebileceği konusunda ikiye bölünmüş durumda: Yeşiller ve liberal Hür Demokrat Parti (FDP) daha fazla destek verilmesi konusunda bastırıyor.

Ancak Scholz, Ukrayna’ya askeri destek sağlanmasına ilişkin kilit kararlar söz konusu olduğunda defalarca ayak sürümüştü. İşgalin başlangıcında Ukrayna’ya Leopard 2 savaş tankları göndermekte tereddüt ettiğinde uluslararası eleştirilere maruz kaldı ve Ukrayna’nın Rus güçlerini yenmek için çok önemli olduğunu belirttiği Taurus seyir füzelerini göndermeyi defalarca reddetti.

Scholz, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy’e Berlin’e yaptığı son ziyaret sırasında Almanya’nın savaştan zarar gören ülkeyi mali olarak desteklemeye devam edeceği sözünü verdi. Ancak, bütçe açığını kapatmakta zorlanan Almanya’nın bunu yapamayacağı düşüncesi, kırılgan iktidar koalisyonunu neredeyse parçalayan bir kriz olarak öne çıkıyor.

Almanya’nın 2025 yılı için hazırlanmış bütçe taslağında NATO’ya yaptığı katkıyı artırdığı, Ukrayna’ya ayırdığı fonu yarıya indirdiği görüldü.

Uzmanlar, Trump’ın iktidara gelmesi durumunda ABD’nin NATO’ya desteğini daha da azaltması durumunda, Avrupa ülkelerinin bu boşluğu doldurmak için daha fazla çaba sarf edeceği ve dolayısıyla Ukrayna’ya desteklerini azaltabileceğini öngörüyor.

/euronews/

İlginizi Çekebilir

Hollanda cezaevlerinde tutuklu sayısı nasıl azalıyor?
Erdoğan: Lübnan’dan ülkemize gelenler olursa onlara kapımız açık

Öne Çıkanlar