Yeni mıknatıs, 42,02 tesla değerinde bir manyetik alan yaratma kapasitesine sahip. Bu, Dünya’nınkinden 800.000 kat daha güçlü bir manyetik alan anlamına geliyor.
Çinli araştırmacılar böylelikle ABD Ulusal Manyetik Alan Laboratuvarı’nın (NHMFL) 2017’de Florida eyaletinde kırdığı 41,4 tesla’lık rekoru geride bırakmış oldu.
Yeni rekor, teknoloji ve tıp alanındaki yeni keşiflerde ve gelişmelerde rol oynayabilir.
Çin Bilim Akademisi’nin Hefei Fizik Bilimleri Enstitüleri’ndeki Yüksek Manyetik Alan Laboratuvarı’nda (CHMFL) inşa edilen dirençli mıknatıs, 22 Eylül’de rekor seviyeye ulaştı.
Dünya çapında kullanılan üç tür sabit yüksek mıknatıs bulunuyor. Bunlara dirençli mıknatıslar, süperiletken mıknatıslar ve ikisinin bir karışımı olan hibrit mıknatıslar adı veriliyor.
Dirençli mıknatıslar, sarmal metal tellerden yapılmış daha eski ve daha yaygın kullanılan bir teknoloji ürünü. Hibrit mıknatıslar bunlardan daha güçlü manyetik alanlar üretebilse de bu alanları dirençli mıknatıslar kadar uzun süre var edemiyor.
Bu geleneksel mıknatıslar ayrıca diğer modellerden daha esnek ve daha hızlı çalıştırılabilir. Bu da araştırmacılar açısından daha fazla uygulama seçeneği sunuyor.
Ancak bu faydalarına rağmen dirençli mıknatıslar, hibrit veya süperiletken mıknatıslardan daha fazla ısı üretiyor ve ayrıca serin tutulmaları gerektiği için çalıştırılmaları da daha pahalıya mal oluyor.
Bilim sitesi Nature’a göre, yeni mıknatıs rekoruna ulaşmak için 32,3 megavat elektrik tüketildi. Bu güç, elektrikli araç firması Tesla’nın Model 3 otomobillerinden birinin bataryasını bir saat içinde tamamen şarj edebilir.
Öte yandan bu kadar güçlü manyetik alanların üretilmesi sayesinde kimyasal reaksiyon sentezi gibi deneylerin yapılması ve tıpta kullanılan manyetik rezonans (MR) görüntüleme teknolojilerinin daha da geliştirilmesi mümkün olabilir.
Bu çalışma alanının heyecan verici bir diğer sonucu da fazla ısı üretmeden, düşük sıcaklıklarda elektrik akımlarını taşıyabilen süperiletkenlerin geliştirilmesi.
Süperiletkenlerde elektrik akımını oluşturan elektronlar, atomların hiçbirine çarpmadan aralarından akıp gidiyor. Bu yüzden süperiletken maddeler, hiç ısınmadan enerjiyi kesintisiz bir şekilde aktarma özelliğine sahip.
Bunlar daha hızlı ya da daha güçlü teknolojik cihazlar üretme ihtimalini doğurarak sağlık, elektronik ve ulaşım gibi alanlarda devrim yaratma potansiyeli taşıyor.
/euronews/