Esenyurt belediye başkanlığı görevini yürütürken 30 Ekim’de tutuklanan ve yerine kayyum atanan CHP’li Ahmet Özer, cezaevinden avukatları aracılığıyla BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Hakkındaki, “PKK/KCK örgütü üyesi olmak suçlamasını” reddeden Özer, soruşturmayı “daha çok siyasi bir süreç” olarak yorumladı ve “masum olduğunu” belirtti.
Özer, suçlamanın dayanaklarından biri olan telefon görüşmeleri kapsamında, örgüt yöneticilerinden Remzi Kartal ile 2015 yılında 14 kez görüştüğü iddiasıyla ilgili “böyle bir görüşmeyi yaptığını hatırlamadığını” belirtti.
Bir başka delil olarak gösterilen, PKK mensubiyeti suçlamasıyla haklarında adli işlem kaydı bulunan 694 kişi ile telefon görüşmesi yaptığı iddiasına dair ise Özer; “her gün onlarca kişi ile telefonla görüştüğünü, konuştuğu kişilere GBT’sini soracak durumu olamayacağını” söyledi.
Hakkında ikinci bir soruşturma olduğuna dair kendilerine hiç bir resmi bilgi verilmediğini belirten Özer, bu iddiayı bazı medya kuruluşlarından öğrendiğini söyledi.
Eski belediye başkanı, gizli tanık konusunda da “Hakkımdaki delillerin yetersiz olduğu anlaşılınca, geçmişte FETÖ’nün kumpas davalarda yaptığı bir yöntem izlenimi veren sözde gizli tanık unsuru devreye alındı” dedi.
Özer, hakkındaki soruşturma dışında, güncel siyaset alanındaki tartışmalarla ilgili sorularımızı da yanıtladı.
Kendisinin aslen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (DEM Parti) olduğu iddialarına karşı çıkan Özer, 2010’dan bu yana Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olduğunu söyledi.
Özer, Esenyurt’a kayyum atanmasının “hedeflerinden birinin de CHP’nin iktidar yolculuğunu sekteye uğratmak olduğunu” savundu.
2013’teki çözüm sürecinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşlerine başvurulan Özer, yeni süreç tartışmalarıyla ilgili ise “Barış ve toplumsal uzlaşı adına atılan her adım desteklenmeli. Bu teklifin Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ya da başka bir partiden gelmesinin öneminin olduğunu düşünmüyorum” yorumunu yaptı.
Remzi Kartal ile görüştü mü?
Soruşturmada, Özer’in KCK’lı Remzi Kartal ile 2015 yılında 14 kez telefonla görüştüğü iddiası yer alıyor.
Özel, bu iddiaya dair, “Ben Van’lıyım. Remzi Kartal’ı da eski Van Milletvekili olarak tanırım. Ancak kendisi ile yüz yüze bir görüşmem olduğunu anımsamıyorum. Bununla birlikte, Remzi Kartal’ın, özellikle Kürt açılımı olarak isimlendirilen süreçte görüşülen bir isim olduğu bilinmekteydi” diyor.
“Böyle bir görüşmeyi yaptığımı hatırlamıyorum” diye konuşan Özer, “bu iddianın hiçbir kanıta dayanmadığını” savunuyor:
“Zaten bu görüşmelerin 2015 senesinde yapıldığı iddiası var. Yani yaklaşık 10 sene önce. Kaldı ki gösterdikleri telefon kaydının kime ait olduğu dahi belli değil. SMS gönderme ve konuşma içerikleri ise yok. On dört kez diye ileri sürdükleri sözde görüşmelerin ise yarısını SMS gönderme oluşturuyor. Dolayısıyla bu iddia hiçbir kanıta dayanmıyor.”
‘Konuştuğum kişilerin GBT’sini soracak pozisyonum olamaz’
Özer’in yaklaşık 12 yıllık bir süre içinde PKK mensubiyeti suçlamasıyla haklarında adli işlem kaydı bulunan 694 kişi ile telefon görüşmesi yaptığı da iddia ediliyor.
Bu iddiayı sorduğumuz Özer; “yıllarca akademisyenlik yaptığını, kamuda resmi ve idari görevler üstlendiğini, son 10 yıldır da CHP üyesi olduğunu, yaptığı görevler ve siyasi faaliyetleri sonucu her gün onlarca kişi ile telefonla görüştüğünü” söylüyor.
Özer, “Bunların çoğu, benim tarafımdan yapılan aramalar olmayıp, genellikle görüş sorma ve ricada bulunma gayesiyle aranmam üzerine gerçekleşen görüşmelerdir. Ancak bir gerçek var ki, konuştuğum kişilerin GBT’sini soracak ya da ‘suç kaydın var mı yok mu’ diye araştıracak bir pozisyonum olmaz, olamaz” diye konuşuyor.
Hakkındaki ikinci bir soruşturmayla ilgili neler biliniyor?
Bazı medya organlarında, Özer hakkında “terörizmin finansmanı” suçlamasıyla ikinci bir soruşturmanın açıldığı yönünde haberler çıktı.
Özer ise kendilerine intikal eden resmi bir yazı olmadığını belirtiyor.
“Soruşturmanın gizliliği gerekçesiyle kendilerinin delillere ulaşamazken bazı bilgilerin bazı medya kuruluşlarında yayınlanmasına” tepki gösteriyor.
Özer, “Bu noktada soruşturmanın gizliliğinden bahsediliyor ama biz delillere ulaşamazken ve savunma yapma imkanı tanınmazken, isnat edilen suçlamaları iktidara yakın medyadan öğrendiğimizi de ifade etmem gerekiyor” diyor.
Gizli tanıkla ilgili bilgisi var mı?
Özer, “gizli tanık” konusunda da benzer bir tepkiyi ortaya koyuyor.
Tutuklu eski belediye başkanı, ne ifade ne sorgularında kendisine bir gizli tanık beyanı sunulduğunu, ne de tutuklama kararında gizli tanık beyanında bahsedildiğini söylüyor.
“Bu beyandan, tutukluluğuma yapılan itirazı karara bağlayan Asliye Ceza Mahkemesi Kararı’nda görünce haberdar olduk” diyen Özer, bu durumu şöyle yorumluyor:
“Hakkımdaki delillerin yetersiz olduğu anlaşılınca, geçmişte FETÖ’nün kumpas davalarda yaptığı bir yöntem izlenimi veren sözde gizli tanık unsuru devreye alındı. Sonrasında da tutukluk itirazımızın reddine gerekçe yapıldı. Eğer gizli tanıklık var idiyse beyanı bana neden sorulmadı, yok idiyse bir günde nasıl icat edildi?”
/BBC/