🔴 Almanya’da kürtaj düzenlemesinde reform yapılmasını öngören taslak Federal Meclis’te görüşülmeye başlandı. Konunun seçimlerden önce karara bağlanıp bağlanmayacağı ise belirsiz.
Almanya’da kürtaş düzenlemesinin yenilenmesi amacıyla hazırlanan taslak bugün Federal Meclis’te görüşülmeye başlandı.
Meclis gündemine taşınan düzenleme taslağına yönelik eleştiriler de var. Kürtaj düzenlemesi neden güncellenmek isteniyor? Eleştiriler neler?
Mevcut kürtaj düzenlemesi neler içeriyor?
Kürtaj şu anda Almanya’da Alman Ceza Kanunu’nun 218. maddesine göre yasak. Ancak ilk on iki hafta içinde yapılan kürtajlar, kadının önceden danışmanlık alması halinde herhangi bir yaptırıma tabi tutulmuyor.
Aynı şekilde tıbbi nedenlerle veya tecavüz neticesinde oluşan hamilelik durumunda yapılan kürtajlara da herhangi bir ceza uygulanmıyor.
Yeni öneride neler var?
Ağırlıklı olarak SPD ve Yeşiller milletvekilleri tarafından ortaya atılan mevcut kürtaj düzenlemelerine ilişkin reform taslağının özünü, kürtajın ceza kanunundan çıkarılması oluşturuyor. Öneride on ikinci haftaya kadar kürtaj yapılmasının yasal olarak kabul edilmesi ve cezadan muaf tutulması yer alıyor. İlgili yasanın bu şekilde revize edilmesi istenen öneride kürtaj ile ilgili danışmanlık yükümlülüğünün sürdürülmesi ancak kürtaj yapılmadan önce üç günlük bekleme süresinin iptal edilmesi isteniyor. Kürtaj masraflarının mevcut yasada olduğu gibi gelecekte de sağlık sigortası tarafından karşılanması da öneriler arasında yer alıyor.
Teklifi hazırlayanların argümanları ne?
Teklifi hazırlayanlar öncelikle Nisan ayında bir uzmanlar komisyonu tarafından sunulan önerilere atıfta bulunuyorlar. Ceza Kanunu’ndaki mevcut düzenlemelerin “anayasal, uluslararası ve Avrupa hukuku denetimine” dayanmadığını kaydeden uzmanlar, raporda kürtaj düzenlemesinin liberalleştirilmesinden yana görüş bildirmişlerdi.
Raporda kadınların kendi kaderini tayin etme hakkının yeterince dikkate alınmadığı eleştirisine de yer verilmişti.
Kürtaj düzenlemesinde yenilik isteyenlerin bir diğer argümanı ise yapılan anketlerde çoğunluğun reformdan yana olduğunu dile getirmesi.
Hükümet neden bir yasa tasarısı hazırlamadı?
Uzmanlardan oluşan komisyon tavsiyelerini Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, dönemin Adalet Bakanı Marco Buschmann ve Aile Bakanı Lisa Paus’a da sunmuştu. Ancak gerek Lauterbach ve gerekse Buschmann, kürtajla ilgili yeni bir düzenleme yapılmasına sıcak bakmadı. İki bakan da 1990’larda bu konuda kabul edilen yönetmeliği değiştirmek istemediklerini açıkça belirttiler. Buna karşın Aile Bakanı Paus bir reformdan yana olduğunu beyan etse de bu hükümet içinde kabul görmedi.
Taslak neden eleştiriliyor?
Muhalefetteki muhafazakar partiler Hristiyan Demokrat Birlik (CDU), Hristiyan Sosyal Birlik (CSU), sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) ve koalisyondan ayrılan liberal parti Hür Demokratlar (FDP) reforma karşı çıkıyor.
Katolik Kilisesi de mevcut düzenlemenin korunması yönünde görüş bildirdi.
Şu anda tartışılmakta olan tasarıda, doğmamış yaşamın, yani ceninin korunmasının yeterince dikkate alınmadığı belirtiliyor.
Düzenleme değişikliğine karşı çıkanlar ayrıca, yönetmeliklere uyulması halinde herhangi bir kovuşturma olmayacağından, ilgili hamile kadınların ve doktorların suçlu duruma düşürüldüğü suçlamasına da katılmıyorlar.
Aralarında eski Adalet Bakanı Buschmann’ın da bulunduğu pek çok hukuk uzmanı da taslağın Anayasa Mahkemesi’nde kabul göreceğine inanmıyor.
Bu yasama döneminde kürtaj konusunda ne gibi değişiklikler oldu?
İki değişiklik oldu: Dağılan SPD,Yeşiller ve FDP koalisyonunun ilk reformlarından biri Ceza Kanunu’ndaki 219 a maddesinin kaldırılması oldu. Bu madde doktorların maddi kazanç sağlamak amacıyla kürtaj teklif etmesini ya da reklamını yapmasını yasak kapsamına alıyor.
İkinci olarak, “kaldırım tacizi“ne getirilen yasağın Kasım ayında yürürlüğe girmesi oldu. “Kaldırım tacizi” ifadesi, kürtaj karşıtı aktivistlerin gebelik danışmanlığı veren ya da kürtaj yapan danışma merkezleri, doktor muayenehaneleri ya da kliniklerin çevresinde gerçekleştirdikleri agresif protestolar için kullanılıyor.
Yasa bu tür eylemlerin söz konusu tesislerin 100 metre yakınında yapılması halinde göstericilere 5 bin euro ceza verilmesini öngörüyor.
Bundan sonra ne olacak?
Değişiklik taslağını hazırlayanlar, toplam 733 milletvekilinin 327’sinin imzasını aldıklarını belirtiyor. Ancak mutlak çoğunluk için 367 oy gerekiyor. 23 Şubat 2025’te yapılması kararlaştırılan erken genel seçimlere kadar Federal Meclis’te bir oylama yapılıp yapılmayacağı ise şu an için belirsiz.
/Deutsche Welle/