Avrupa Konseyi, Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen ve kanun yararına yeniden yargılama talebi reddedilen iş insanı Osman Kavala’nın AİHM’de açtığı ikinci davada Ankara’ya “dostane çözüm” formülünü değerlendirme çağrısı yaptı. Kararda, Kavala’nın yeniden yargılanıp beraat etmesini ve yeniden yargı sürecinde geçici serbest bırakılmasını usulen sağlayacak üç temel yöntem tespit edildiği ifade edildi.
Gezi Parkı davasında müebbet hapis cezası verilen Osman Kavala‘nın avukatları aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) açtığı ikinci davada Türkye’ye “dostane çözüm” formülünü değerlendirme çağrısında bulunuldu.
DW’den Kayhan Karaca’nın haberine göre, Gezi Parkı davasında müebbet hapis cezasına mahkûm edilen iş insanı Osman Kavala hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından açıklanan hak ihlali kararının uygulanma süreci bu hafta Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından Strasbourg’da bir kez daha ele alındı.
Komite, Osman Kavala’nın “derhal serbest bırakılması” yönündeki AİHM hükmünün uygulanması ve Kavala’nın Anayasa Mahkemesine (AYM) yaptığı bireysel başvuruların ivedilikle incelenip karara bağlanması çağrılarını bir kez daha yineledi.
Bakanlar Komitesi, dün açıkladığı kararında, Osman Kavala dosyasıyla ilgili olarak Avrupa Konseyi ile Türkiye arasında son aylarda yürütülen üst düzey teknik diyaloğun “memnuniyet verici” olduğunu, son görüşmenin Ankara’da 24 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştiğini ve bu görüşmeye katılan Avrupa Konseyi heyetinin Kavala’yı cezaevinde ziyaret ettiğini bildirdi.
Komite Ankara’ya “yapıcı” olarak tanımladığı bu yaklaşımı ve Avrupa Konseyi sekretaryası ile “üst düzey teknik diyaloğu” sürdürmesi çağrısında bulundu.
KAVALA İÇİN ÜÇ FORMÜL
Kararda, Avrupa Konseyi’nin, Ankara ile yürüttüğü teknik diyalog sürecinde, Kavala’nın AİHM kararları temelinde Türkiye’de yeniden yargılanıp beraat etmesini ve yeniden yargı sürecinde geçici serbest bırakılmasını usulen sağlayacak üç temel yöntem tespit ettiği kaydedildi.
İlk yöntem olarak, Kavala tarafından AYM’ye yapılan iki bireysel başvurudan birinde ihlal kararı verilip dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderilmesi ve Ağır Ceza’nın Kavala’nın tutuksuz yargılanmasına karar vermesi gösteriliyor. Ancak AYM’nin iş yükü nedeniyle Osman Kavala’nın başvurularını ne zaman karara bağlayacağı bilinmiyor.
İkinci yöntem, AİHM gündemine bu yıl 18 Ocak’ta taşınmış ikinci Osman Kavala davasıyla bağlantılı. AİHM’nin bu davada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6’ncı maddesinin ihlaline hükmetmesi halinde, Türkiye’de Ceza Muhakemesi Kanunu’nda Hükümlü Lehine Yargılamanın Yenilenmesini düzenleyen 311’inci maddenin işletilebileceği ve yeniden yargı sürecinde Ağır Ceza Mahkemesi’nin Kavala’nın tutuksuz yargılanmasına karar verebileceği belirtiliyor.
Söz konusu maddenin “f” şıkkı, “Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, AİHM’nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine AİHM’ye yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir” ifadelerini içeriyor.
EN HIZLI YOL
Üçüncü yöntem ise şu an AİHM tarafından görülmekte olan ikinci Kavala davasında Ankara ile Kavala’nın “Dostane Çözüm” adı verilen formülde uzlaşması. Kavala dosyasında bu formülü en hızlı yol olarak gören Avrupa Konseyi Sekretaryası, bugün açıkladığı kararında, Türkiye’ye AİHM gündemindeki ikinci Kavala kararında “dostane çözüm” formülünü “bütünüyle değerlendirme” önerisinde bulundu.
Ankara, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 39’uncu maddesinde yer alan dostane çözüm formülüne geçtiğimiz yıllarda birçok davada başvurmuştu. Bu uzlaşı formülü, bir yandan devlet hakkında AİHM’den ihlal kararı çıkmasını önlüyor, diğer yandan ve kimi durumlarda iç hukukta AİHM içtihatlarının uygulanmasını sağlayabiliyor. AİHM’de dostane çözüm formülüne ek olarak “Tek Taraflı Deklarasyon” uygulaması da bulunuyor. Bir devlet, sunduğu dostane çözüm önerisinin şartlarının davacı tarafından reddedilmesi halinde AİHM’ye başvurup başvurunun kayıttan düşürülmesini talep edebiliyor.
AVUKATLAR “ORTAK PROSEDÜR” İSTİYOR
Osman Kavala’nın avukatları tarafından Avrupa Konseyi’ne iletilen tutum belgelerinde ise AİHM kararının hâlâ uygulanmıyor olmasının, Türkiye’deki insan hakları ve sivil toplum aktivistleri arasında “AİHM’ye başvuru, insan haklarının korunması için etken olmaktan çıkıyor” şeklinde giderek artan bir algı yaratmaya başladığına dikkat çekildi. Avukatlar, Bakanlar Komitesine gönderdikleri mesajda, AİHM kararı gereği Osman Kavala’nın ne zaman serbest bırakılacağı ve beraat ettirileceği konusunda Avrupa Konseyi’nin Ankara’dan net bir takvim talebinde bulunmasını istedi.
Avukatlar, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından 2023 yılında alınan bir karar temelinde, “ortak prosedür” adı verilen sürecin tetiklenmesi talebinde de bulundu. Bakanlar Komitesi, AKPM ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri olmak üzere üç aktörlü bu süreç, AİHM kararlarını uygulamayan bir devletle diyalog kurulması ve diyalog yoluyla Avrupa Konseyi ilkelerine uymasının sağlanmasını hedefliyor. Üçlü prosedür her üç aktör tarafından başlatılabiliyor. Bunun için Bakanlar Komitesinin üçte iki çoğunlukla, AKPM’nin oy verenlerin üçte iki, toplam üyelerinin ise üçte bir çoğunluğu ile karar vermesi gerekiyor. Genel Sekreter ise tek başına prosedürü tetikleyebiliyor.
AKPM bünyesinde bir grup parlamenter bu sürecin başlatılması için girişim başlattı. Konu hakkında AKPM’nin Ocak 2025’teki genel kurul toplantılarında bir karar alınabileceği belirtiliyor.