Behice Feride Demir: Kürdistan Ulusal Kongresi’nin Hayaline Doğru

Yazarlar

Bu yılki Münih Güvenlik Zirvesi, dünya siyasetinin kurumsal çöküşüne işaret eden girişimlere sahne oldu. Amerika Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump’ın Beyaz Saray’dan Avrupa’ya yönelik yaptığı açıklamalarla paralel bir söylemle zirveyi Avrupa’nın güvensizlik zirvesine dönüştürdü. Dahası bu durum  manevra veya mesaj değil, gelecekten haber veren kararlardır. Amerika, İkinci Dünya Savaşı sonrası desteklediği Liberal Avrupa Birliği (AB)’ni zayıflatarak sağcı iktidarların birliğini hedefliyor.

Buna Ortadoğu’daki otoriter Cumhuriyetlerin tasfiyesini eklediğimizde, yeni dünya düzeninin bir varsayım olmaktan çıkıp pratik adımlara dönüştüğünü görüyoruz. Münih’teki Avrupalı diplomatların ruh halleri ise bize Versay Barış Antlaşması sonrası Harold Nicholson’ın bir sözünü hatırlatıyor: “Biz Paris’e, yeni düzenin kurulacağı inancıyla geldik; ayrılırken gördük ki yeni düzen, eski düzeni kirletmekten başka bir şey yapmamıştır.”

İşte Kürt Ulusal Kongresi’ne dair talepler, olasılıklar ve hayaller, dünyanın akli ve ahlaki dengelerini tümden yitirdiği böylesi bir dönemde ortaya çıkıyor. Bu yüzden kongrenin zamanlaması, en az içeriği kadar önemlidir. Partilere göre değişen ajandalar bir yana, uzun yıllardır egemen güçlerin model ve meselelerine entegre edilmek istenen Kürt bekasının, değişen uluslararası şartlarla yeniden bir arayış içine girmesi, Kürt partileri için bir sıçrama alanı yaratabilir. 79 yıllık PDK ve 47 yıllık PKK hareketlerinin bu konudaki tutumları, Ortadoğu’da düzenin yeniden kurgulanmasına da etki edecektir. Dört parça Kürdistan’daki son 35 yıllık Kürt buluşması, kurumsallaşması, çatışması, tanışması, kamplaşması ve uluslaşması büyük ölçüde bu iki partiden yayılan rezonansın sonucudur. Bu iki parti, ülkedeki iktidar, kitle, kurumsal yapı ve ulusal kimlik açısından hem birbirlerinin ideolojik rakipleri hem de birbirlerinin iktidar alternatifidir.

Dolayısıyla, bu iki partinin ideolojik ve sınıfsal kökenleri, taraftarları için özel bir şey olabilir, ama gelecekleri, ve kimliklerine saygınlık kazandıran yegâne şey, ulusal potansiyelleridir.  

Bu nedenle, Hewlêr, Qamişlo, Diyarbakır ve Süleymaniye arasındaki diyalog ve ardından yapılacak Ulusal Kongre tartışmaları hem Kürt partilerinin hem de  bireyinin geleceğini ilgilendiriyor. Medya trolleri, kriptolar ve kendi gerçeğine yabancı olanları bir kenara bıraktığımızda, ulusal birlik talebinin bu kaotik ortamda PKK ve PDK arasında konuşuluyor olması, aynı zamanda sivil toplum, demokrasi kültürü ve görüş zenginliğini teşvik edecektir. Çünkü ulusal kongre talebi, yalnızca partilerin ve liderlerin buluşmasıyla sınırlı kalmayacak kadar kronikleşen sorunların ve beklentilerin sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Başta Kürdistan hükümetinin sınır güvenliği olmak üzere, siyasi modellerin  seçilmesi, dil birliği, kültürel yatırımlar, teknolojinin yaygınlaştırılması, eğitimin tabana yayılması, uluslararası platformlarda tek seslilik, kadın haklarının tüm parçalar arasında güvence altına alınması, inanç farklılıklarının Kürtlük şemsiyesi altında reforme edilmesi, uyuşturucu ile mücadele, çocuk hakları, iş gücünün artırılması, bölgeler arası diyaloğun şeffaf hale getirilmesi, sanatçıların korunması ve Kürt kültürünün içerde ve dışarıda asimilasyona karşı korunması, Kürt halkının insani, siyasi ve güvenli bir gelecek için başlıca taleplerdir. Kuşkusuz bu ve başka talepleri azaltıp çoğaltacak ve  garantiye alacak olan  şey, kongrenin uluslararası konjonktürü değerlendirmesi ile  mümkündür. Bölgesel iklim ve onun aktörleri hesaba katılarak yapılacak bir konferansın kalıcı sonuçlar üretmesi pek mümkün görünmüyor. 

Politika, geçmişe takılıp kalmaz; sadece geçmişten ders çıkarır ve bunu yasal, diplomatik ve hukuki olgulara dönüştürür. Bu nedenle Kürt Ulusal Kongresi’nin  yeni dünya düzeni ve savaşın yaşandığı bir dönemde toplanması pek çok şeyi kökten  değiştirebilir. Kürdistan’ı içerde ve dışarda Ortadoğu’nun yeni güvenlik ve ticaret koridoru haline getirebilir. Kürt toprakları üzerinde ama anti-Kürt olan dünyalara son verebilir. Bu önemli girişimi liderlere göre değerlendirmek ve abartmak yerine, her liderin halka ve geleceğe yapacağı katkıya odaklanmak gerekir.

Ulusal kongrenin on yıl önceki anlaşma ve gündemle toplanmasının bir meşruiyeti kalmadığına göre kazanç ve kayıplar da on yıl öncesinden çok daha büyük olacaktır. Zira Kürt Ulusal Kongresi, artık bir uluslararası kongre kadar tayin edicidir. Milyonların hayali olan kongrenin yapılmasını Kerkük’te traktörü durdurulan, Van’da belediyesi çalınan, Evin hapishanesinde tutulan ve Tişrîn’de bekleyen herkesin can ve mal güvenliğidir. 

İlginizi Çekebilir

Eski Halfeti kayyımı hakkında ‘yolsuzluk’ soruşturması
Hamas ile İsrail arasındaki esir takasında yedinci tur

Öne Çıkanlar