Putin başkanlık süresince savaş suçlarından gıyabında yargılanmayacak

DünyaGündem

🔴 Batılı ülkelerin Ukrayna’ya yönelik saldırı suçunu yargılamak için kurmayı planladığı özel mahkeme, Vladimir Putin’i Rusya Federasyonu Devlet Başkanı olarak kaldığı sürece gıyabında yargılamayacak…

Euronews’e konuşan ve süreç hakkında bilgi sahibi olan iki Avrupalı yetkiliye göre aynı hüküm Rusya Başbakanı Mihail Mişustin ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov için de geçerli olacak.

Bu üst düzey yetkililerin yargılanmasına ancak sanıkların fiziksel olarak salonda bulunmaları halinde izin verilecek. Rusya’nın Ukrayna’nın işgalini suç olarak kabul etmediği ve Batı ile işbirliğine kesinlikle karşı olduğu düşünüldüğünde bu pek olası değil.

Alternatif olarak, Putin görevden ayrıldıktan sonra gıyabında bir yargılama yapılabilir.

Strazburg merkezli Avrupa Konseyi adlı insan hakları örgütünün çizdiği çerçevede, özel bir mahkeme kurulmasına yasal dayanak sağlayacak anlaşma taslağındaki koşullar ortaya kondu. Örgüt, Avrupa Birliği’nin bir parçası değil ancak blok süreçle yakından ilgileniyor.

Teknik çalışmalar Mart ayı sonunda Strazburg’da yapılan ve “Çekirdek Grup” olarak adlandırılan toplantıda tamamlandı ve üç ayrı taslak belge hazırlandı: Ukrayna ile Avrupa Konseyi arasında ikili bir anlaşma, özel mahkemenin tüzüğü ve özel mahkemenin yönetimini detaylandıran bir anlaşma.

İmzanın Avrupa Günü’ne denk gelen 9 Mayıs’ta Kiev’de atılması planlanıyor, ancak kesin zamanlama siyasi desteğe bağlı olacak.

Bir AB yetkilisi, gıyaben yargılama konusundaki sınırlamaların ülkeler arasında bir “uzlaşma” olarak görüldüğünü belirtti. Aylar süren müzakerelerin ardından, hüküm artık “tamamlanmış bir anlaşma” olarak görülüyor ve sunumdan önce değiştirilme şansı neredeyse hiç yok.

Yetkili, “Günün sonunda bu, siyaset ve pazarlıkla ilgili,” dedi.

Kiev anlaşmayı imzaladıktan sonra metin, örgüte taraf 46 ülkenin temsilcilerini bir araya getiren Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde oylamaya sunulacak. Rusya savaşı başlattıktan kısa bir süre sonra bu meclisten ihraç edilmişti.

Anlaşmanın onaylanması için üçte iki çoğunluk gerekecek ve üye ülkeler arasında girişime verilen geniş destek sayesinde bu çoğunluk neredeyse garanti altına alınmış durumda.

Macaristan ve Sırbistan gibi Rusya dostu tutum sergileyen bazı ülkeler çekimser kalabilir ya da karşı oy kullanabilir, ancak bireysel veto uygulanmayacak.

Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Japonya gibi kıta dışındaki demokratik ülkelerin de girişime katılarak meşruiyetini arttırması bekleniyor.

Rusya ile yakınlaşmaya başlayan ABD’nin katılması ise pek olası görünmüyor. Joe Biden’ın yönetimi altında ülke Ukrayna’da adalet arayışını desteklemişti, ancak Donald Trump’ın göreve gelmesinden sonra yönelim değişti.

ABD mart sonundaki Çekirdek Grup toplantısına da katılmadı. Trump’ın bir barış anlaşması için bastırmasının yargı sürecini nasıl etkileyeceği belli değil.

Avrupa Konseyi sözcüsü Euronews’e yaptığı açıklamada “38’den fazla devlet ve Avrupa Birliği üyesi mahkemenin kurulmasına siyasi destek verdi,” dedi.

Yetkililer, anlaşmaların onaylanmasının ardından mahkemenin, halihazırda Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) ev sahipliği yapan ve uluslararası hukuk alanında köklü bir geleneğe sahip olan Lahey’de kurulmasının beklendiğini söyledi.

UCM ayrıca Putin ve yardımcılarından biri hakkında Ukraynalı çocukların yasadışı yollarla Rusya’ya nakledilmesi suçundan tutuklama emri çıkarmıştı.

Adalet arayışı

Saldırı suçu için ad-hoc (özel amaçlı) bir mahkeme kurulması fikri, Putin tarafından üç yıldan uzun bir süre önce başlatılan geniş çaplı işgalin hesap verebilirliğini sağlamak amacıyla Ukrayna Lideri Volodimir Zelenskiy tarafından ortaya atılmıştı.

“Saldırı suçu”, saldıran devletin kontrolünden sorumlu kişiyi hedef alan bir liderlik suçunu ifade etmek için kullanılıyor. Bu suçun niteliği savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırımdan farklı.

Burada saldırı kelimesi, bir istila, işgal, ilhak, liman ablukası veya bir devletin diğerine karşı silah kullanmasını içeren herhangi bir faaliyeti kapsayabilir.

UCM saldırı suçunu, “bir devletin siyasi veya askeri eylemlerini etkin bir şekilde kontrol edebilecek veya yönlendirebilecek konumda olan bir kişi tarafından, niteliği, ağırlığı ve ölçeği itibariyle Birleşmiş Milletler Şartı’nın açık bir ihlalini teşkil eden bir saldırı eyleminin planlanması, hazırlanması, başlatılması veya yürütülmesi” diye tanımlıyor.

Bu da Putin’i gelecekteki bir davanın en muhtemel sanığı haline getiriyor.

UCM, Kampala Değişiklikleri adı altında saldırı suçları üzerinde yargı yetkisi tesis etmiş olsa da, bu sadece Roma Statüsüne taraf olan ülkeler ve bu ülkelerin vatandaşları için geçerli. ABD ve Çin gibi Rusya da bu anlaşmayı imzalamadı.

Bu nedenle Batılı müttefikler, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşla ilgili özel davayı kovuşturma yetkisine sahip olacak geçici bir mahkeme kurulması seçeneğini değerlendirdi.

Yüksek Temsilci Kaja Kallas, şubat başında yaptığı açıklamada “Saldırı suçu olmasaydı, savaş suçu da olmazdı,” demişti.

“Bu nedenle, saldırı suçu için de hesap verilebilirliğin olması son derece önemli. Rusya’dan ve Rusya yönetiminden hiç kimse dokunulmaz değil.”

“Cezalandırılmayan suçların daha fazla saldırganlığı teşvik ettiğine dair bir sinyal göndermek de çok önemli,” diyen Kallas, mahkemenin “savaş bitmeden” kurulması gerektiğini vurgulamıştı.

Tartışmaların başlamasından bu yana gıyaben yargılama ihtimali ağır basıyor.

Kremlin’in üst düzey yetkililerini teslim etmeyi reddetmesi nedeniyle bu modeli savunanlar, asgari düzeyde adalet sağlamanın tek uygulanabilir yolunun bu olacağına inanıyor. Ancak bazıları gıyaben yargılamanın gayrimeşru bir düzmece olarak görüleceğini iddia ediyor.

Euronews’e konuşan AB yetkilisi, “Bence bu mahkemenin sembolik öneminden daha fazlası var. Hukuki, siyasi bir anlam. Bence bu mahkemenin kurulması ve saldırı suçuna ilişkin boşluğu kapatması önemli,” dedi.

“Ben şahsen Lahey’de hiçbir etkisi olmayan sahte bir kurum olarak kalmayacağına, aksine yıllarca hizmet edeceğine ve tarihin bu mahkemeyi çok olumlu bir şekilde değerlendireceğine inanıyorum.”

Öte yandan, devlet başkanları ve bakanlarının sahip olduğu dokunulmazlık, yüz yüze kovuşturmanın önünde ek ve zorlu bir engel olarak görülüyor.

Avrupa Konseyi sözcüsü “Ancak uluslararası hukuk gelişiyor ve kişisel dokunulmazlık cezasızlık için bir açık çek değil,” dedi.

“Avrupa Konseyi, bu konuda Özel Mahkeme için bulunan formülün hesap verebilirliği sağlamak ve cezasızlıkla mücadele etmek için yeterli olacağına inanıyor.”

Saldırı suçu en son İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan ve “barışa karşı suçlar” olarak bilinen Nürnberg yargılamaları sırasında adalet önüne çıkarılmıştı.

/euronews/

İlginizi Çekebilir

Rubio: İran’la görüşmelerin barışa öncülük edeceğini umuyoruz
Duhok: Akitu Bayramı saldırganı IŞİD’den talimat almış

Öne Çıkanlar