Taksim Meydanı’na, 1 Mayıs alanına şeffaf bir bayrakla sessiz şekilde yürüdüm. Kimseye sataşmadım. Tepkileri merak ettim. Sokağa ilk adımımı attığım anda, bakışlar üzerime çevrildi. İlk duyduğum cümle, “Bu nedir, bayrak herhalde. Bu nasıl bayrak?” oldu. Meydan’a vardığımda, polis bariyerlerinde bir memur kendi kendine “Herhalde şeffaf bayrak,” dedi. Evet, doğru. Bu, şeffaf bir bayrak. Bazı fotoğraflarımız memurlar tarafından silindi. Sessiz kaldık. Tepki vermedik. Arkadaşı zor durumda bırakmak istemedim.
Görünmezlik / Temsil Edilmeme
Bu bayrak, görünmezliğin bayrağı. Sesini duyuramayanların, sistemin görmek istemediği bireylerin, hiçbir ideolojiye sığmayanların. Ne bir simge, ne bir renk taşıyor. Çünkü temsil etmiyor; temsil edilmemenin simgesi.
Boşluk / İçeriksizlik Eleştirisi
Bu bayrakta yazı yok, slogan yok. Çünkü artık kelimeler, sloganlar, bayraklar içini kaybetmiş anlamlarla dolu. Sadece sembollerle yürüyen kavgalar, içi boş gösterilere dönüştü. Bu şeffaflık, bu içeriksizlik, tam da bu anlam kaybının altını çiziyor.
Pasif Direniş / Barışçıl Protesto
Şeffaf malzeme, şiddetsizliğin ifadesi. Bayrak var ama zarar vermez. Varlığıyla provokatif değil; ama düşünmeye zorlayacak kadar açık, çıplak. Sessiz ama dolu bir itiraz olarak görüyorum.
—-
Benim bayrağım yok, hiç olmadı — ama buradayım.
Benim kavgam görünür değil; sembollere indirgenemez.
Ben sembollere değil, içeriğe bakıyorum.
Ve siz bayraklarınızı savunurken maalesef birbirinize benzediniz.