Hatimoğulları: Demokrasinin olmadığı yerde barış nasıl gelişecek?

GündemPolitika

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında konuştu.

Ülkedeki hukuksuzlukların mevcut süreci olumsuz etkilediğini belirten Hatimoğulları, demokrasi ve barış mücadelesinin birbirinden ayrılamayacağını söyledi.

MHP lideri Bahçeli’nin TBMM’de komisyon kurulması önerisine destek veren Hatimoğulları, iktidara seslenerek kısa vadede atılabilecek adımlardan bahsetti.

Uluslararası toplumun 1863’teki Çerkez soykırımını tanıması gerektiğini belirten Hatimoğulları, “Bütün halkların acısı hepimizin ortak acısıdır. Bu günde hayatını kaybedenlerin aziz hatırlarını saygıyla anıyorum” dedi.

17-31 Mayıs tarihlerindeki Kayıplar Haftası’na da değinen Hatimoğulları, gözaltında kaybedilenleri ve Cumartesi Anneleri’ni anarak konuşmasına şöyle devam etti:

“Onlar bizim vicdanımızdır. Kayıp yakınları sadece yakınlarını değil, mücadelelerini de aradılar. Hatırladığımız kadar güçlü, unuttuğumuz kadar suçluyuz. Dünyanın en uzun ve en kararlı eylemlerinden olan Cumartesi Anneleri’nin taşıdığı eylemler büyük önem taşıyor. Verdikleri adalet mücadelesinin önünde saygıyla eğiliyorum. Barış, demokrasi ve adalet, bedeli ne olursa olsun asla vazgeçmeyeceğimiz değerlerdir. Bu mücadelede kaybedilen, katledilen bütün canlarımızı dirençle anıyorum.”

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki açıklaması için “asrın çağrısı” diyen Hatimoğulları, PKK’nin 12 Mayıs’taki açıklamasının da bir milat olduğunu söyledi. Türkiye’de demokrasinin nasıl gelişeceğine dair soruların hâlâ ortada durduğunu vurgulayan Hatimoğulları, demokrasi mücadelesi için daha fazla ortak paydada mücadele ortaklığı oluşturulması gerektiğini söyledi.

“EKONOMİDE YENİ SÖZLER SÖYLEMEYE İHTİYAÇ VAR”

Şiddet nedeniyle ertelenen adımların atılması için bir engel kalmadığını vurgulayan DEM Parti Eş Genel Başkanı, hukuki ve siyasi adımların atılması, devletin güvenlikçi politikalardan vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

“Ortak vatanda eşit yaşamı inşa etme ve demokratik cumhuriyetle taçlandırmanın vaktidir” diyen Hatimoğulları, şunları söyledi:

“Kaybedecek vakit yok. Vakit barışın, adaletin, demokrasinin vaktidir. Bir yandan barışı konuştuğumuz için umutluyuz ama halk aç ve mutsuz. Halk için çalışan bir iktidar yok. Halkın yaşadığı yoksulluğu, açlığı düşünerek ekonomi politikası üreten bir iktidar yok. İnsanlar, açlıktan, yoksulluktan kan ağlıyor. Ekonomide yeni sözler söylemeye ihtiyaç var. Cumhurbaşkanı yardımcısı çatışma sürecinin maliyetini 2 trilyon dolar olarak açıkladı. Bu para savaşa, İHA’ya, SİHA’ya değil emekçiye harcansaydı toplum bu kadar açlık çekmezdi.

‘TÜRKİYE HALKLARI MUTSUZ’

Zengin şirketlerden vergi alınmıyor. Bu kürsüye her çıktığımızda adaletsiz vergi sisteminden şikâyet ediyoruz. Türkiye ekonomisi yüzyılın en kötü zamanlarından birini yaşıyor. Her iki yurttaştan biri mutsuz olduğunu söylüyor. Bu tabloyu değiştirebiliriz. Barış ve demokrasinin kapıları açılıp kaynaklar doğru kullanılırsa ne olur? Türkiye emekçileri en çok çalışıp en yoksul yaşayan ülkenin işçileri. Bu tablo pek ala değişebilir. Hazine ve Maliye Bakanı ülke ülke gezip borç para arıyor. Biz diyoruz ki, barış ekonomisi kurtarıcıdır. Bunun için mücadelemiz var. Mücadelemiz DEM’ini alıyor. Türkiye DEM’e hazır.”

“HUKUK VE DEMOKRASİ BARIŞ GÜVERCİNİNİN İKİ KANADIDIR”

Yaşanan hukuksuzlukların, mevcut süreci de olumsuz etkilediğini dile getiren Hatimoğulları, barış ve demokrasinin birbirinden ayrılamayacağını vurgulayarak şöyle konuştu:

“Barış ve demokrasi sürecine ülkedeki hukuksuzluklar gölge düşürüyor. Belediye başkanları, meclis üyelesi cezaevinde. Demokrasinin olmadığı yerde barış nasıl gelişecek? Toplum bunu soruyor. Bu sorulara yanıt bulmak zorundayız. Hukuk ve demokrasi barış güvercininin iki kanadıdır. Bizler bu iki kanadı tamamlamak için kime sorumluluk düşüyorsa elini taşın altına koymak zorundadır. Yarın HDK ve kent uzlaşısı davalarının yarın duruşmaları var. Yarın tahliye kararı çıkması gerekiyor. Kobani Davası’nda tutuklu bulunan arkadaşlarımızın da derhal tahliye edilmeleri gerekiyor.”

 

ATILABİLECEK ADIMLARI SAYDI

İktidara ve yargıya seslenerek kısa vadede atılabilecek hukuki adımlardan da bahseden Hatimoğuları, “Yargıya güven adeta yerlerde sürüyor. Türkiye’ye yapılacak en büyük iyilik adalet ve yargının bağımsızlığını sağlamaktır. Barış akademisyenleri işine iade edilebilir, hasta mahpuslar tahliye edilebilir, siyasi tutuklular özgürlüklerine kavuşabilir, AİHM kararları acilen uygulanabilir, kayyumlar geri alınabilir. Gelin bu düzenlemeleri hızlıca yapalım. Bunlar Türkiye’ye nefes aldıracak önemli adımlardır. Gelin bu adımları bayramdan önce hep beraber atalım ve bu parlamento Türkiye halklarına büyük bir bayram hediyesi versin” şeklinde konuştu.

 

BAHÇELİ’NİN KOMİSYON ÖNERİSİNE DESTEK

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM’de komisyon kurulması önerisine destek veren Hatimoğulları, süreci şeffaf şekilde yürütmek istediklerini ifade etti:

“Türkiye çok tarihi bir dönemden geçiyor. Tarihi kararların parlamento ve yasalarla desteklenmesi gerekiyor. PKK’nin fesih kararının ardından İmralı heyetimiz sayın Öcalan ile görüştü. Sayın Öcalan’ın, barış ve demokratik toplum sürecine destek veren herkese teşekkürlerini iletiyoruz. Bizler de parti ziyaretlerimizin dördüncü turuna başladık. Bu ziyaretlerde barışa dair net bir projeksiyon üzerinde duracağız. Bu sürecin barışa güç verebilmesi için herkesin açık ve şeffaf ilkeler etrafında bu süreci devam ettireceğiz. Buradan iktidara çağrımızıdır: Sürecin başarısı için toplumsal mutabakat hayatî önemdedir. Bu kapsamda görüşmelerimizde de gündemde olan ve Sayın Bahçeli’nin komisyon önerisini de son derece önemli bulduğumuzu belirtmek isterim. Yeni sürecin belirleyici adresi Meclis’tir. Bu komisyonla orta ve kısa vadede atılması gereken adımlar belirlenebilir. Bu komisyon hem barış ve demokrasi için yasal zemin oluşturabilir hem de ilerleyen süreç açısından hayati adımlar atabilir.”

 

“ÇATIŞMA İSTEYENLERDEN DAHA CESURUZ”
Hatimoğulları konuşmasını şöyle tamamladı:

“Artık boşa harcayacak tek saatimiz yok. Barışa ve demokrasiye ulaşmak boynumuzun borcudur. DEM Parti kapı kapı geziyor. 3 milyon haneyle kısa bir zaman zarfı içinde buluşarak barışı tesis etmenin çalışmalarını yürütüyoruz. Başta Kürt halkı olmak üzere bu topraklarda yaşayan herkese bizim adalet, barış ve demokrasi borcu var. Barış gelirse ülke bölünecek diyen, şirazesini kaybetmiş birileri de çıkıyor karşımıza. Halkı galeyana getirmekten vazgeçin. Yapmayın bunu. Barışa nasıl hizmet edeceğinize, birleştiren bir yerde durmanız gerekir. Biz bu daveti bu kesime yapıyoruz. Bundan vazgeçin, hep birlikte barışın sesi olalım. Çatışma isteyenler, provokasyon isteyenler cesursa biz barış isteyenler onlardan daha cesuruz.”

/Kaynak:BirGün/

İlginizi Çekebilir

Rojava: Kamışlo’da ‘Kürt Birliği’ çalıştayı başladı
Avrupa Birliği daha esnek bütçe arayışında

Öne Çıkanlar