Osman Aytar: Yüzbinlerce Ermeniyi kurtaran Kürt Schindlerlere bin selam olsun…

Yazarlar

Yaraları halen kalp ve ruhlarımızda kanayan ve bir milyondan fazla Ermeni’nin yanında yüzbinlerce Süryani/Asuri, Yunan, Kürt’ün de katledildiği, sürgün yollarında yaşamlarını kaybettikleri 1915 katliamının her yıldönümünde içten acı ve üzüntülerini paylaşanların yanında, nerdeyse Kürtleri büyük ‘suçlu’ gösterme çabalarına da yenileri ekleniyor.

Bunun yanında kimi Kürtlerde de neredeyse, Osmanlı Devleti’nin katliamlarında farklı nedenlerle yer alan bazı Kürtlerin hiç de sorumlulukları yokmuş gibi bir nevi ‘inkarcı’ ya da tepkisel tutumlar kendini gösteriyor.

Ermeni, Süryani, Yunan, Kürt gibi ‘Türk olmayan’ halkların İttihat ve Terakki’nin Anadolu’yu Türkleştirme politikalarına bazen aynı dönemlerde bazen de farklı dönemlerde nasıl maruz kaldıklarını, Medya Güneşi tarafından yayınlanan Hamidiye Alaylarından Köy Koruculuğuna (1992) kitabım dahil farklı vesilelerle daha önce birkaç kez yazdığım için burada tekrar değinmeyeceğim. 

Bu Türkleştirme zihniyeti, dönemin Osmanlı devlet politikası idi ve onun temelleri üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde Kemalist gelenek tarafından Kürtlere karşı acımasızca sürdürüldü. Ama bu böyledir diye de 1915 katliamında devletin saflarında komşuları Ermenilere veya Süryani/Asurilere yönelik saldırı ve katliamlara katılan bazı Kürtlerin tarihsel sorumluluklarını da ortadan kaldırmaz, devlet politikalarınının esas sorumluğu yanında bu tür suçlara katılanlara karşı çıkmak en doğru olandır.

Konuyu bazen ‘sıcak’ tartışmaların gölgesinde kalan ve yüzbinlerce Ermeni’yi kurtaran Kürtlerimize, yani Kürt Schindlerleri’ne getirmek istiyorum. Hiç kuşkusuz, benzeri Kürt Schindlerleri Süryani/Asuri komşularımızın kurtarılmasında rol almışlardır, ama bu yazıda konuyu Ermenilerle sınırlamak istiyorum.

Bunlardan birisi Seyid Riza’nın babası Seyid İbrahim’dir. 1915 soykırımında Dersim’e sığınan 20-30 bin Ermeni’nin kendilerine ‘teslim’ edilmesini isteyen Osmanlı cellatlarına Seyid İbrahim şunu demiş: “Biz yaralı kartalları avcılara teslim etmeyiz.” (Dicle Haber, 23 Nisan 2015).

Dersim Kürtleri’nin bu kahramanlıkları Rus tarihçi M. S. Lazarev’in çalışmalarında da mevcuttur. M. N. Dersimi’ de ‘Hatıratım’da Dersim Kürtleri’nin 1915 sürgünü sırasında yaklaşık 36 bin Ermeniyi ölümden kurtardıklarını ve bunları 1917 yılında Sovyet Hükümeti’ne teslim ettiklerini yazmaktadır. 

Yine M. S. Lazarev’in aktardığına göre, Abdulaziz Yamulki, 1915’ten sonra Anadolu’da kalan Ermenilerin 3/4’ünün Kürtler tarafından gizlenip kurtarıldığını belirtirken, Sovyet Kürdologlarından K. A. Çaçanyan Birinci Dünya Savaşı döneminde Kürtlerin 200 bin dolayında Ermeninin hayatını kurtardıklarını vurgulamaktadır.

Sason bölgesinde de Hasan adındaki bir Kürt beyi, Osmanlı’nın sürgün planlarını Ermenilere haber vererek onların önce dağlara kaçmalarını ve daha sonra da doğudan gelen Rusların yanına gitmelerinı sağlamıştır. Müküs ve Şingal’da da Kürtler binlerce Ermeninin kurtarılmasına önayak olmuşlardır. 

Ermeni yazar G. Sasuni de Dersim’deki Kürtler dahil, Ermenileri kurtaran birçok Kürdü örnek vermiş, örneğin Sason’un Huyt-Modikanlı Kürt Şeho ailesi de yaklaşık 12 bin Ermeninin kurtulmasının sağlamıştır.  

Yine 1915 katliamı dönemin bir Osmanlı subayı olan Kürt Cemil Könne, Birecik’teki tersanesinde yüzlerce Ermeni’yi kurtarmış ve bu nedenle sonraları ‘Ermenileri kurtaran Kürt Schindler’ olarak adlandırılmıştır (Umit Kurt, Cumhuriyet, 18 Nisan 2015). 

Yine Kürt tarihçi K. M. Ahmed’in çalışmalarına göre, Birinci Dünya Savaşı’dan sonra, Mondros Mütarekesi’den kısa bir süre sonra bazı Kürt temsilcileri Halep’teki İngilizlerin yanına giderek bir mektup sunmuşlar.

Mektupta, kendi yanlarında çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 650 kadar Ermeninin yaşadığını, çevredeki dostlarda 3 bin 800’den fazla Ermeninin bulunduğunu, yine yakın dost aşiretlerde yaklaşık 6 bin 800 kadar Ermeninin bulunduğunu, bu nedenle Ermeni ailelerinin birleştirilmesi için yardım isteğini dile getirmişleridir.

1915 katliamı ve sürgünlerine karşı takındıkları tutum nedeniyle, Cemil Könne gibi Kürt Schindlerleri olarak adlandırmamız gereken tüm bu ve benzeri Kürtlerin listesi uzundur. Bu konuda yüzlerce belge ve örneği işlediğim Hamidiye Alaylarından Köy Koruculuğuna (1992) kitabımın özellikle bir bölümü (s. 151.164) Kürt-Ermeni dayanışmasını o dönem için de merak edenlere tavsiye ederim. 

Bu vesileyle 1915 döneminde katliam ve sürgünlerde yaşamlarını kaybeden Ermenileri, Süryanileri/Asurileri, Yunanlıları, Kürtleri ve başka gruplardan tüm masum ve mazlum insanlarımızı bir kez daha içten anıyor; yüzbinlerce Ermeni ve başka halklardan insanları canları pahasına koruyan, kurtaran ve yaşatan Kürtlemizi, tüm Kürt Schindlerlerini saygı ve sevgi ile anıyor; tüm Kürt Schindlerlere bin selam olsun, diyorum…    

İlginizi Çekebilir

Müslüm Yücel: Dünyanın nabzı durdu şimdi
Eyüp Ensari: 24 Nisan; Bağışla beni

Öne Çıkanlar