Ahmet Altan: Korktuğun için konuşmuyorsan kendine bir hapishane yapmışsın demektir

GündemSöyleşi

🔴 Gazeteci, yazar Ahmet Altan, konuk olduğu Fransız kanalında, “Türkiye risklerle dolu bir yer. Burası bir mayın tarlası gibi, yürürken nereye bastığını tam bilemezsin. Ben hayatımı risklerle, korkularla dolu olarak geçiremem ama korktuğun için konuşmuyorsan o zaman kendine bir hapishane yapmışsın demektir ve seni oradan kimse kurtaramaz” dedi.

4 yıl 7 ay Silivri Cezaevi’nde tutuklu kaldıktan sonra 2021 yılında tahliye edilen, Ahmet Altan, France TV’ye konuk oldu. Ünlü sunucu Augustin Trapenard, hakkında yurt dışı yasağı bulunan ile söyleşi yapmak için 8 kişilik bir reji ekibiyle Türkiye’ye geldi. Altan’la yapılan söyleşide; Altan’ın edebiyata dair yaklaşımına, hapishane günlerine ve Türkiye’deki konjonktüre de değinilidi.

Hukuksuzluk için “rutubet” metaforunu kullanan Altan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı yapılan protestolara atıfta bulunarak, “İlk kez çok büyük bir kitle direkt hukuksuzlukla karşılaştı, şimdi buna tepki gösteriyorlar. Türkiye’nin nereye gideceğini tam bilmiyoruz ama birilerinin, özellikle gençlerin milyonlar halinde sokaklara çıkıp hukuk istemesi Türkiye için önemli bir gelişme” dedi.

“Türkiye’deki yazarlar tehlikededir”

Altan’ın sözlerinden öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye hiçbir zaman hukuk ve demokrasi yaşamadı. 50 yıl önce babamın, daha sonra benim ve kardeşimin hapse girmesi bunu gösteriyor. Türkiye’deki yazarlar tehlikededir. Ben yazarlığa başladığımda bunun tehlikeli olduğunu babamdan biliyordum. Ben küçük bir çocukken babam her sabah giyinip gider mahkemeye giderdi, herkesin babası mahkemeye gider sanardım… 

“Hukuksuzluğa ‘uzağım’ diye aldırmıyorsan, her yeri sarar”

Burada hukuksuzluğun hedefi Kürtlerdi, solculardı, azınlıkta olanlardı. Hukuksuzluk rutubet gibidir, odanın bir köşesinde başlıyorsa, sen ona aldırmıyorsan ben uzağım diye, o her tarafı sarar. Şimdi ilk kez çok büyük bir kitle direkt hukuksuzlukla karşılaştı, buna çok şaşırdı, ilk defa hukuksuzluğu böyle fark ettiler şimdi buna tepki gösteriyorlar. Türkiye’nin nereye gideceğini tam bilmiyoruz ama birilerinin, özellikle gençlerin milyonlar halinde sokaklara çıkıp hukuk istemesi Türkiye için önemli bir gelişme. 

“Türkiye, mayın tarlası gibi”

Türkiye risklerle dolu bir yer. Burası bir mayın tarlası gibi, yürürken nereye bastığını tam bilemezsin. Ben hayatımı risklerle, korkularla dolu olarak geçiremem ama korktuğun için konuşmuyorsan o zaman kendine bir hapishane yapmışsın demektir ve seni oradan kimse kurtaramaz. 

Yazı, beni hapishaneden kurtardı. Çünkü hapishanede küçük bir hücrenin içindesin, senin nerede duracağına karar verebiliyorlar ama senin nasıl duracağına sen karar veriyorsun. O dört duvarın arasında yazı yazmak beni hapishaneden kurtardı; ben başka ülkelere gittim o yazılarla, insanlar o yazıları okudular… Hapishanenin duvarları yazının karşısında direnemedi. 

“Ana dilinde basılmak istersin ama edebiyatta sınırlara inanmam”

Edebiyatı “mucize” olarak tanımlayan Altan, yazmanın kendisine verilen bir hediye olduğunu söylerken, şöyle özetle şunları söyledi:

“Her şey geçiyor ama edebiyat kalır. Homeros’tan buraya neler değişti ama Homeros değişmedi. 

Tabii ki ana dilinde basılmak, okunmak istersin ama ben edebiyatta sınırlara inanmam. Fransa benim için yabancı bir ülke değil. Tolstoy benim için bir Rus yazarı değil, bir yazar… Hepimiz de okuyucuyuz. 

İyi insanların yapacağı bir iş değildir bu… Çok iyi insanlar değillerdir yazarlar, birbirimize yardım edelim, gülelim eğlenelim… Öyle değildir. Yazarlık tek başına bir iştir. Bir odada aylarca, senelerce oturabilmelisin. Yazarlığın birinci şartı bu… Yazarlık içinde biraz delilik, kötülük, iyilik ama büyük bir yalnızlık barındırır…

Yazarlar için böyle bir grup yok ama bütün entelektüeller için bir birleşme zamanı olduğunu düşünüyorum. 

Bu felaketlerin içinde yazabilmek bana verilen bir hediye; beni her şeyden koruyor, hapishaneden, hayattan, ölümden… Beni mutlu eden şey yazmak…” 

/T24/

İlginizi Çekebilir

Aram Yayınevi’nden 8 yeni kitap
SDG ve Şam yönetimi arasında yeni görüşme gerçekleşti

Öne Çıkanlar