İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 14 Mayıs cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin ardından yaptığı ilk açıklamada, 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçimleri için seçmenlere seslenerek “Ya PKK ve Hizbullah’a dayananları, ‘Suriyelileri göndermeyiz’ diyenleri seçeceksiniz ya da bizi” dedi.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 14 Mayıs seçimlerine ilişkin olarak ilk kez açıklama yaptı. İkinci tura kalan cumhurbaşkanı seçimleri, kampanya süreci ve sandık güvenliği hakkında konuşan Akşener, seçmene seslendi:
“Türk milleti olarak bu seçimle birlikte önümüzde iki seçenek var”
“28 Mayıs’ta vereceğiniz kararla; ya seçim kazanmak uğruna kadınlara şiddeti, ölümü, tacizi, tecavüzü ve hatta sahiplendirilmeyi reva görenleri seçeceksiniz; ya da kadınların, çocukların gençlerin hakkını hukukunu koruyup iyileştirmek isteyenleri seçeceksiniz.
Ya; dün olduğu gibi milli bayramlarda Atatürkümüzün adını bile anmamak için her şeyi yapanları seçeceksiniz ya da her milli bayramı Atatürkümüzün adıyla, iziyle kutlayanları seçeceksiniz.
Ya ne mutlu Türküm demekten rahatsız, cumhuriyet değerlerimize gıcık olanları seçeceksiniz ya da varlığım Türk varlığına armağan olsun diye ant içenleri seçeceksiniz. Ya 2019’da PKK’ya, 2023’te Hizbullah’a sırtını dayayanları seçeceksiniz ya da ülkemizde terörün gölgesini bile barındırmayacak olanları seçeceksiniz.
Ya gücünü mafyalardan alanlardan, ya da gücünü yalnızca milletin iradesinden alanları seçeceksiniz. Ya ensar diye diye ülkemizi yol geçen hanına döndüren, vatandaşlığımızı pazarlayaları seçeceksiniz; ya da hududumuzu namus, nüfus cüzdanımızı tapu bilenleri seçeceksiniz. Ya Suriyelileri gönderemeyiz diyenleri seçeceksiniz ya da tüm oyunları bozarak, Avrupa’nın göçmen hendeği olmayı reddedenleri, sığınmacıları ülkelerine gönderecekleri seçeceksiniz.
Ya düşman karşısında kan döküp kardeş olmuş büyük bir milleti birbirine düşman etmeye ant içenleri seçeceksiniz ya da Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini demokrasi ile taçlandırmaya vaat eden Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz.
Ya öfkesi, kini ve hırsı ile ülkemizi ele geçirilmesi gereken bir kupon arazi olarak gören Erdoğan’ı seçeceksiniz; ya da saygı, sevgi, empati kültürünü benimseyen Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz. Türk milleti olarak bu seçimle birlikte önümüzde iki seçenek var: Sarayın büyüyen gölgesinde kayıp mı olacağız, millet iradesini yeniden hakim mi kılacağız?
Yandaşların yol düzenine yol mu vereceğiz, zenginlik ve refahı mı seçeceğiz. Ülkemizi devam eden bir yıkımın son halkasına mı bırakacağız, köprüden önce son çıkışla yeni bir yolun önünü mü açacağız?
Milletimiz güç hırsından yolunu kaybetmiş birinin ihtiraslarına teslim olmayacak. Kazanmaktan başka seçeneğimiz yok. İstibdada dur demeye devam edeceğiz, kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet diyeceğiz, adalet diyeceğiz. En sonunda dün olduğu gibi bugün de istibdadcılar gidecek, biz kazanacağız, milletimizle tarih yazacağız. “
Akşener, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Soru-cevap
(Babacan’ın parlamenter sisteme geri dönüş desteği veririz açıklaması) Bazen ne söylediğiniz değil, ne zaman söylediğiniz önemlidir.
(Sinan Oğan) Ben görüşme yapmadım. Aday olarak Kılıçdaroğlu’nu gösterdik ve arkasındayız. Seçim gününe kadar da elimizden ne geliyorsa yapacağız. Kendisine, sayın Oğan ve bir başka arkadaşımız dahil olmak üzere, İnce de dahil, her türlü görüşme yetkisini, talepleri varsa o talepleri yerine getirme yetkisini, genel başkanlar olarak kendisine yetki olarak verdik. Bu görüşmeleri Kılıçdaroğlu yönetiyor o yüzden. Arzu ettikleri her türlü görevi, görevlendirmeyi, talebi talebi yerine getirebilir.
Büyük iftiralara uğradık, o kadar ağır, yoğun iftiralar atıldı ki bazı vatandaşlarımız muhtemelen inandılar. Siyasetçi seçmeni anlamak zorundadır. Daha net, açık bir biçimde biz bu iftiralara maruz kaldık ama bunu hak etmedik, biz bu değiliz demek için… Süre çok az. O nedenle yapılan bir çalışma bu, doğru anlatırsak sonuç olabiliriz.
Miting olmayacak. Yapacağımız iş, tek tek ikna…”
/T24/