İYİ Parti lideri Meral Akşener, PKK lideri Öcalan’la görüşülmesi için İmralı’ya heyet gönderildiği iddialarıyla ilgili “Daha yeni İmralı’ya adam gönderdiler, yardım istediler. Kimin gönderildiğini biliyorum. Siyasetçi olsa adını hemen söylerim. Yargıdan birini gönderdiler” dedi.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener Teke Tek’te Fatih Altaylı’ya açıklamalarda bulundu.
Akşener’in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“Ciddi bir sadmelenme oldu. Fakat yapılan işin Akşener’in şahsıyla ilgili olmadığını, İYİ Parti’nin tüzel kişiliğine dair oy için bile durum olmadığını insanlar anladı. Şu anda sayın İmamoğlu, sayın Yavaş, ben, sayın Kılıçdaroğlu ve diğer arkadaşlar çalışınca, bu seçimi kazanmaya dair endişelerin giderilmesinin sağlandığını sahada görüyor ve inanıyorum. Anketlerde de yükselmeler var. En düşük oyumuzun yüzde 15 olacağına dair bir kanaat var. Bizim veri işleme departmanın başında Birol Aydemir var. Hiçbir anket şirketini suçlayamam. Hepsini saygıyla karşılıyorum. Üç kağıt vardır, yoktur bilemem. Bunların ortalamasından böyle bir simülasyon yaptı Birol Bey. En kibar halimle anket yapanların işin stratejisine soyunmasını doğru bulmuyorum. Anlaşılan o ki, benim yapmaya çalıştığımı, arkadaşlarımızın yapmaya çalıştığını vatandaşlarımız anladı. Şimdi birinci turda kazanmak konuşuluyor. Birinci turda alacağız biz. Halkın feraseti bazılarından üzgün. İkide bir ‘Meral hanım çalışacak mı?’ diye saçma sorular oluyor. Şu anda 22 noktayı tamamladım. İzmir’deki miting muhteşemdi. Bizim yaptığımız mitinglerde de Kemal Bey’in adını andığımda alkış kopuyor.
Siyasete DYP’de başladım. Siyasi terbiyemi DYP’de aldım. Siyasi duruş denen ideolojik diyebileceğim tutum gençliğimden, ailemden kaynaklanır. Kendimi Türk milliyetçisi olarak tarifleyen insanım. DYP’de şöyle bir durum vardı. Annemin ailesi DP’nin tam göbeğindedir. İslamcı kesim, o gelenekten gelenler çok fazla bu işin içinde değillerdi. Din üzerinden kavgayı DP-CHP yapmıştır. Biraz eşraf olmanın getirdiği üstencilik vardı. Ondan gelen çekingenlik vardı. Kemal Bey’in şahsına dair samimi bir biçimde insanları kamplaştırmadan kucaklamaya yönelik durumu var. Sayın Erdoğan ve arkadaşların çılgın konuşmaları karşılığında ekonominin berbat oluşu, evlerde açlığın konuşuluyor olması ve kadınların sahaya inmiş olması. Gittiğim yerlerde kadınlara bakın. Evde ceremeyi çeken kadınlar olduğu için. Sınıfsal olarak her bir sınıfın, her yaşın, her inancın kadını var. Tülbentlisi var. İpeklisi, şalvarlısı, pardösülüsü. yeleklisi var.
Benim ağrıma gitmesi de o kadar değil. 2015 yılında bir şey fark ettim. Korunaklı bir ailede büyümüşüm. Evin en küçüğüm. Korunaklı kız çocuğu olarak büyüdüm. Bir yanlışlıkla karşılaşmadım. O dönemin siyasetinde de, harıl harıl medya ile iş adalarımla, 28 Şubat’ta kavga ettik. Hiç kimsenin aklına cinsiyetim üzerinden söz söylemek gelmedi. 5 vakit namaz kıldığı her seferinde altı çizilen sayın Erdoğan zamanında eşimi aldattığım ima edildi. Fosforlu dendi, evim basıldı. MHP’nin önemli siyasetçilerinden bir tanesi, ki abimin arkadıştı. Bizler için nesebi gayri sahih dedi. Analarımızın ve bizim babalarımızın başkası olduğu. Bu şahsa annem, 84 yaşındaki annem kahve pişirip vermiştir. Bu arkadaş mahkemede beraat etti. En son A haber’de gene cinsiyetim üzerinden yine cümle kuruldu.
Kadınlar çok şeye maruz kalıyor ama kocasına söyleyemiyor katil olmasın diye”
Bu meğersem bütün kadınlara yapılan bir işmiş bu dönemde. Azmasının sebebi sayın Erdoğan’ın bu konuda çok rahat olması. Bütün kadınlara sürtük dedi. Çürük dedi. Çürüğün sokaktaki anlamını bilmez miyim? Bu mücadeleyi çok sert verdim. Sürekli mahkemeye gittim, hepsi beraat etti. Cinsiyetiniz üzerinden koca soru işareti oluşup, gülerek yapılan tarif. Benim abim kanserdi o zaman, vallahi öldürürdü. Ama kıpırdamıyordu. Eşiniz, oğlunuz var. Düşünüyorsunuz bunların arkadaşları ne der? Benim gibi korunaklı bir ailenin kızıyım. Nasıl bir şey? Kadınlar çok şeye maruz kalıyor ama kocasına söyleyemiyor katil olmasın diye. Çok eziliyoruz Fatih Bey. İster ekonomik durumu iyi olsun, ister fakir olsun. İster tahsilli, ister tahsilsiz olsun. Allah şahidimdir, bu seçimin alınmasına bu derece kelle koyma sebebi biraz da budur. 67 yaşındayım. Bir babaanneye, evli barklı kadına bunlar rahat rahat söylenebiliyorsa. İsmail Kahraman bana ‘Meral Kılıçdaroğlu’ dedi. Varın tahmin edin. İsmail Kahraman denen şahsa çok itibar ederdik. Hepsini mahkemeye verdik, hepsi beraat ederdi. Ekstradan destek istiyorum. Sayın Erdoğan bunlara göz yumarsa. Balık baştan kokarmış. Sayın Erdoğan, benim abime ‘Nihat abi’ derdi. Akciğer kanseriydi. Kıpırdayamayan bir insandı. Bu ülkede hukuk, guguk olmaması lazımdı.
Talep eden problemin oluşmasını engelleyemeye çalışır. Hem sayın Oğan’a hem sayın İnce’ye bağıranlar ona cinsiyet üzerinden tek kelime etmiyorlar. En azından eylem ve söylemler üzerinden manevi sopa yiyor. Ben hep cinsiyet üzerinden yedim. Ne sayın İnce ne de Oğan’ın hakarete uğramaları kesinlikle doğru değil. Ben sayın Oğan’ı tanırım. Onun MHP Genel Başkan olmak hedefi var. Sayın İnce’yi Millet İttifakı’na buyur gelin deseler memnun olurum demiştim. Hala aynı yerde duruyorum. Sayın Kılıçdaroğlu sayın Erdoğan’ın rekabetinin ikinci tura kalmasına sebep olur mu bilemiyorum. Herhalde haftaya netleşir. Sonuç ne olursa olsun haklarıdır, saygı duymak gerekir. Bizi partimizin adayı sayın Kılıçdaroğlu olduğu için, ekstradan çalışıp eksilecek oylarını İYİ Parti üzerinden tamamlamaya çalışıyoruz. Birinci turda alınacak gibi görünüyor, bu iki aday arkadaşımızdan bağımsız olarak söylüyorum bunu.
“Bu CHP’nin atması gereken adımdı”
Aytun Bey istifa etmedi, adaylıktan çekildi. Ön seçim yapınca sonuçlarına uyacağım diye ilan ettim. İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerlerde ikinci sıraları kontenjan kullanacağımı söyledim. Aytun Bey’i kontenjan olarak 2. sıradan gördük. Kendisinin bilgisi olmadan ani bir iş yapmadım. Özel kalem arkadaşımıza kendisine bilgi vermesini istedim. Kendisini aradı, ‘ikinci sıraya konulacaksınız, bir itirazınız var mı’ dendi. ‘İkinci sırayı kabul edemem’ dedi, akşam üstü ‘feragat ediyorum’ dedi. Benzer bir şey bir başka arkadaşımıza da aynı bilgi verildi. ‘İkinci sırayı istemiyorum’ demişti. ‘Müracaatımı geri çekeyim, beraber çalışalım’ dedi. O arkadaşımız çalışıyor. Bakanlık sistemi içinde değerlendirecek bir arkadaşımız. Yavuz Bey’le ilgili bilmiyorum. Benden randevu istedi. Hayhay buyurun dedim. Sonra bir baktım istifasını getirecekmiş. İstifa makamı ben değilim, Meclis. Sonrasında herhangi görüşmemiz olmadı. Ben partiden ayrılan arkadaşlara incitici bir şey söylemedim. Şu ayrılan arkadaşlarımız HDP ile mevzuyu gündeme koyuyorlar mı, bu çok saygısız ve sahte bir tavır. Sayın Hüseyin Baş, çok saygı duyduğum genç kardeşimiz. Ben masaya götürdüm. Oradaki ölçü şu oldu; hayhay kendi hakkında problem yok, ama 6’lı oldu bu masa, büyütmek istemiyoruz, dediler. Sayın Sarıgül’ü Erzincan’dan aday gösterdiler, çok da güzel oldu. Erzincan memleketi. Bu CHP’nin atması gereken adımdı.
“İmralı’ya yargıdan birini gönderdiler”
Abdullah Öcalan’ın kardeşine Sayın Erdoğan, ‘Bizim Mehmet’ dedi. Yargıdan birini gönderdiler, destek talep ettiler. Kimin gittiğini, nasıl gittiğini biliyorum. Ne PKK’sı FETÖ’sü, ne Hizbullah’ı, Gaffar Okan’ın katilleri de herhangi bir şekilde serbest kalacak diye bir anlaşma mümkün değil. Siz suç işlemişseniz hukuk gereğini yapar. Ben şu adam, şu kadın suçludur diyemem. Öcalan mahkemesiyle ilgili ne kadar avukat varsa, şehit yakınları adına ne kadar kişi varsa organize eden kişi benim. 30 bin kişi deniyor, 40 bin kişi deniyor. Türkiye’nin silahlı örgüt kurarak cinayet işleyen kişi, bütün ölümlerden sorumludur. İster Kemal Bey olsun ister Öcalan’ın kardeşi olsun yapamaz. Siz dış politikayı bipolar anlayışla ‘Kankam Putin, arkadaşım Trump’, dün ‘aziz dostum Esat’ sonra ‘Katil Eset’ haline çevirirseniz bu bipolar bir dış politika olur.”
Kaynak:T24