Ali Engin Yurtsever: Çehov’un Tüfeği Duvardan Alındı*

Yazarlar

Çelişkiler farklılıklar gösterirler, kimileri basit çözümlere yakındırlar ve büyük bedeller gerektirmeden çözülürler. Ancak bazı çelişkiler çözüme giden yolda büyük bedeller ve çözümün olgunlaşması için mayalanacakları uzun zamanlar isterler. 

 Politik bir durum bazen ana çelişki durumuna gelir ve çözüm için askeri koşulların kendini dayatması gerçekliğini de topluma dayatır. Bu durum o ana kadarki toplumsal ilişkilerin de bir üst aşamaya geçmesinin ön koşuludur. Birikmiş sorunlar ve sıkışmış toplumsal ilişkiler, yüzyılda bir gerçekleşecek sosyal ve siyasal değişimleri çok kısa sürede yaşarlar ve pratik her adım kitlelere sıcak bir savaşın içinde önderlik eder, kitleler politikleşirler ve savaşın öznesi olurlar.

Bu an, devrim durumuna karşılık gelir, bu andan sonra toplumsal ilişkiler bir daha eski haline dönmemek üzere yeni bir sürece evrilirler. İşte bu tarihsel durum şimdi Kurdîstan’ın değişmeye hazır, değişecek olan toplumsal alt ve üst yapısının gerçekliği olarak tarih sahnesinde yerini almak üzere karşımızda belirmiş bulunmaktadır.

Yıllar boyunca dönemsel olarak askeri harekat düzenleyerek Güney Kurdîstan topraklara girip gerilla direnişi karşısında geri dönen TC, 2014 Ekim ayında alınan MGK kararları doğrultusunda “Sri Lanka” modelinin “Türk Tipi” güncellemesiyle zamana dayalı olarak adım adım Güney Kurdîstan’a yerleşti. Üzülerek yazıyorum , bu yerleşim Güney Bölgesel yönetiminin desteğiyle Kurdîstan Özgürlük Hareketi dışında direnen olmaması nedeniyle fazla zorlanmadan gerçekleşti.

Üstlendikleri alanlarda askeri olarak tuttukları mevzileri ikmal noktası haline de getirerek, bir süre sonra biraz daha ileriye doğru hamle yaptılar. Asıl amaç ana merkez üssüne saldırarak, Kurdîstan Özgürlük Hareketi’nin ortadan kaldırılmasını sağlayarak  2023 yılına güncellenmiş “Türklük Sözleşmesi’yle girmek olduğu için bu harekat şimdilik ara ara devam edecek ve bir noktadan sonra genel bir savaşa dönüşecektir. 

Gündeme ağırlığını koyan nedense KDP ile TC ilişkileri oldu. Oysa bu cok uzun yıllardan beridir olan bir şey zaten. Soruna bu a dan bakmak, çözüm konusunda ilerlemeye destek olmuyor. Güney Kurdîstan’da yaşayanlar bu ilişkiden rahatsız olsalar bile, bu rahatsızlığın “yurtsever”liğe dönüşmesi için zaman gerekiyor. Bu nedenle oluşan tepkiler dönemsel ve sömürgeciyi topraklardan çıkaracak boyutta değil.

Öte yandan KDP yetkilileri uzun süredir Kurdîstan Özgürlük Hareketi tarafından kendilerine yapılan çağrılara kulaklarını kapatmış bir şekilde yaşıyorlar. Iki gün önce TC savaş yetkililerinin hem Iran hem de Irak ve Güney Kurdîstan yönetimi ile yaptıkları görüşmelerden sonra bu saldırının gerçekleşmesi siyasal sorunun artık savaşa dönüşmesinin belirtilerinden biri olarak görülmelidir. Elbette bu cephenin bir yönü, diğer yönünde ise her an saldırıya uğramaya hazır bekleyen Şengal, Rojava veya başka bölgeler de var.

Temel sorunu çözmeye yönelik adımlar atmak yerine birbirimizi duymayacak şekilde fısıltıyla konuşuyoruz. Bizler yıllardır KDP’ye “işbirlikçiliğin sonu ihanete gider” diye haykırıyoruz, onlar da  bu gerçekliği duymak yerine Kurdîstan gerillalarına Kurdîstan’dan çıkmayı öneriyorlar ve TC’nin işgalini doğal görüyorlar. Bu sorunu aşamıyoruz çünkü biz yurtseverliğin temel ilkesini hatırlatıyoruz, onlar da Türk milliyetçiliğinin çıkarlarını anlatıyorlar.

Bunca hazırlık kaçınılmaz olarak savaşa dönüşecektir. Belki şimdilik askeri güçlerin karşılıklı çarpışması şeklinde yaşanıyor ama bu ateş mutlaka Kurdîstan’ın diğer bölgelerine ve Kürtlerin yaşadığı her yerin içine düşecektir. Çünkü artık sadece ulusal değil uluslararası bir sorundur, çünkü artık toplumsal ilişkilerimiz geri dönülmesi mümkün olmayacak şekilde değişime yönelik gelişmiştir.

Şimdi başta Kürtler olmak üzere TC’nin baskısıyla yaşayan tüm ezilen halklar, sınıflar, kimlikler ve ötekilerin birlikte hareket edip bu aşağılık düzeni yıkma zamanıdır. Direnişi sadece savaşçılara bırakarak uzaktan izleyenler en sonunda kaybedenlerden olacaklardır. 

Bizlere düşen yüreklerini avuçlarına alıp, işgalcilere, işbirlikçilere ve ihanetçilere fırlatan direnişçilerin safında olmaktır, onların kazanması için uzaktan şans dilemek değildir.

       *https://nupel.info/ali-engin-yurtsever-cehovun-tufegi-122415h.html

İlginizi Çekebilir

Ali Engin Yurtsever: Sosyalizm ne yana Düşer Usta Kurdistan Ne Yana?-5
Günay Aslan: Yas yağmuru

Öne Çıkanlar