Ali Engin Yurtsever:  Niçin Yeşil Sol Parti?

Yazarlar

      Seçimlere bir aydan daha az bir süre kaldı. Gerek ittifaklar, gerekse partiler açısından baktığımızda en coşkulu, en politik ve en kararlı seçmen kitlesinin Yeşil Sol Parti’ye ait olduğunu tartışmasız herkes kabul edecektir. 

      Uzun yıllara dayanan özgürlük mücadelesi ve devletin her türlü şiddetini görmüş, bebekten yaşlıya kadar bu şiddetten payını almış, mücadelenin her alanına neredeyse her aileden en az bir bireyini vermiş bir halkın elbette politikleşmesi, elbette coşkulu ve kararlı olması beklenen bir tavırdır. 

     Seçimlere ilişkin genel tabloya baktığımızda ittifaklar ve partilerin gireceği bir seçim karşımızda duruyor. Daha önceden de olduğu gibi, iktidarı kaybetmeye doğru giden her yönetimin yaptığını bunu dönemde de AKP-MHP faşist iktidarı yaptı. Seçim kanununu kendi çıkarlarına uygun bir şekilde düzenledi. İttifakların önem kazandığı bu seçimde belirleyici güç olarak üç ittifak belirginliğini koruyor. Yeşil Sol Parti’nin içinde olduğu “Emek ve Özgürlük İttifakı” diğer ittifaklardan farklı olarak oluştu. Temel kitlesini HDP’nin oluşturduğu bu ittifak sancılı bir sürecin içinde seçimlere gidiyor. Kısa bir anlatımla, aralarında farklı ideolojik veya farklı çıkar anlayışları olsa bile, aynı hedef doğrultusunda bir araya gelen yapıların oluşturduğu geçici bir birliktelik diye adlandırabiliriz. 

     Ancak gerçekleşen tabloya baktığımızda bu konuda istenilen düzeyde bir netlik sağlanmadığını görüyoruz. Öyleyse ittifakta yer alan partilerin teorik ve pratik adımlarına bakmak gerekir. Çünkü pratik sonuç bize netlik sağlayacaktır, teorinin bulanık denizde nereye yüzeceğimizi gösterecektir.

    Ortak deklarasyonla ilan edilen ittifakın içinde TIP, ittifak ruhuna aykırı bir tutumla seçimlere bazı yerlerde ayrı olarak kendi listesiyle gireceğini bildirdi. Bu açıkça ittifakın birçok yerde oy kaybına yol açma tehlikesini de beraberinde getirir. Bazı seçim yerlerinde oy kaybının gerçekleşmesinin net olacağı şekilde aday çıkaracağını ve geri adım atmayacağını politik diplomasiye uygun şekilde ifade etmiştir. 

   İçinde olduğumuz ittifakın ortak hedefi AKP-MHP iktidarını seçimler yoluyla devirmek, belirli bir süre içinde parlamenter sisteme geri dönmek ve görece “demokratik” bir ülkede, kimliklerimizin gerekçesi olan doğuştan kazanılmış haklarımızı elde etmek, sermayenin karşısında emeğin sömürülmesini yaşanabilir düzeye indirgemek….

   Ancak TİP seçimlerden sonra kendi rotasını çizecektir, yani ittifak kurulurken seçimden sonra dağılmak üzerine kurulmuş denilebilir. Bunun tartışmasının yapılması için geç kalındı, bu tavır biliniyor olmasına rağmen neden TİP dahil edildi diye tartışmanın anlamı kalmadı. Geçen seçimlerde edinilen tecrübe olmasına rağmen. Elbette daha sonra söylenecek, yazılacak sözler (eleştiriler) olacaktır, şimdilik tartışmayı açmamak gerekir. 

 Neden Yeşil Sol Parti? 

“Sol” kimlik iddiasiyla secimlere katılan partilerin programlarina baktigimizda oyle yazıldığı gibi “sol” kimliğe sahip olmadıklarını görebiliriz. Sol literatürün derin labirentlerinde, süslü kelimelere boğulmuş yazılar yerine pratiğe bakalım. Çünkü “pratik teorinin iki katıdır, her zaman kristalleşmiş halidir”. 

    En temel, en büyük ve bütün toplumsal yapıların hayatında en belirgin olma özelliğini taşıyan ve “Kürt sorunu” diye adlandırılan, özünde toprak, kimlik, kültür, tarih gibi sorunların bileşkesi olan işgale dayalı sömürgecilik üzerine Yeşil Sol Parti kitlesi ve programıyla daha nettir, daha doyurucu ve daha somuttur. Emek-sermaye çelişkisi, kimlik ayrımcılığının kaldırılması, kadının dar alana hapsedilmeye çalışılan özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, barış kelimesinin soyuttan somuta indirgenmesi, onbinlerce siyasi tutsağın gasp edilen özgürlüklerinin geri verilmesi ve daha birçok konuda Yeşil Sol Parti programıyla farkını koymaktadır.

    Parti programlarının uygulanmasında itici güç görevini gören kitlelerin ağırlığı tartışılmaz olarak belirleyicidir. Kitleler tarafından desteklenmeyen bir parti programının içeriği ne ölçüde güçlü olursa olsun, belirleyici olma özelliğini kaybeder. Bu temelde Yeşil lSol Parti’nin kitlesi on yıllardır süregelen tüm baskılara göğüs germiş, her bedeli ödemiştir. Sistemin düşman kabul ettiği ve düşman hukuku uyguladığı bir partidir.

      Devletin aleni, ittifakta bulunduğu partilerin de gizlice engelleriyle çarpışa çarpışa yürüyen bir partidir Yeşil Sol Parti. Tabanının on yıllardır uğradığı zulmü kaldırmaya adaydır Yeşil Sol Parti. Her türden faşist baskının, reddedilmenin, ötekileştirilmenin karşıtıdır Yeşil Sol Parti. 

      Her partide olduğu gibi Yeşil Sol Parti’nin de ‘eksik’likleri de vardır, bu ‘eksik’likleri kaldırmaya aday olup ‘başara(may)an da vardır. Herşeye rağmen: Yeşil Sol Parti bizimdir, biz onu işkencelerden, zindanlardan, ölümlerden, sürgünlerden, yoksulluklardan ve işgal edilip sömürgeleştirilmiş topraklarımızın özgürlük umudundan doğurduk.       

İlginizi Çekebilir

Günay Aslan: Bedirxanilerin yaktığı ışık Kürtlerin yolunu aydınlatıyor
Uğur Güney Subaşı: Mürüvvet Şarapları

Öne Çıkanlar