Rıza Altun’un ablası Zöhre Altun, “52 yıl boyunca hiç durmadan mücadele ettiler. Bugün sırtımıza yeni yük yüklendi. Onların anısına layık olmak için daha çok çalışmalıyız” dedi.
PKK’nin önder kadrolarından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun, Almanya’nın Köln kentinde görkemli bir törenle anıldı Avrupa Kürdistanlık Demokratik Toplumlar Kongresi (KCKD-E), Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) ve Şehit Aileleri Derneği’nin (KOMAW) ortak organizasyonu ile Köln’de bulunan Im Gewerbegebiet Pesch salonunda düzenlenen törende, alan Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un fotoğraflarıyla donatıldı. Salonda ayrıca iki öncü kadronun mücadele dolu yaşamlarından kesitler sunan bir albüm köşesi ve ziyaretçilerin duygu ve düşüncelerini yazabilecekleri özel bir hatıra defteri yer aldı.
Anmaya şehit ailelerin yanı sıra Rıza Altun’un ablası Zöhre Altun, yeğeni Nurdoğan Aydoğan ile Ali Haydar Kaytan’ın kız kardeşleri Feride Kaytan, Selma Kaytan ve yeğeni Doğan Barış Abbasoğlu katıldı. KCKD-E Eşbaşkanları Zübeyde Zümrüt, Engin Sever, KNK Eş Başkanı Ahmet Karamus, Kürt kurum temsilcileri, gazeteciler, siyasetçiler, sanatçılar ve çok sayıda Kürdistanlı da anma törenine katıldı. Törene katılanlar, yakalarına Rıza Altun ve Ali Haydar Kaytan’ın resimlerini takarken, birçok kurum da anmaya çelenk gönderdi.
Anma programı bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından Pir Hüseyin Bildik, Gulbang vermek üzere sahneye çıktı.
Gulbang ayini ardından Abdullah Öcalan’ın Kaytan ve Altun için yayınladığı mesaj okundu.
ZÖHRE ALTUN: YENİLMEZ BİR HALK GERÇEKLİĞİNİ ORTAYA ÇIKARDILAR
Tören, iki ölümsüzün ailelerinin konuşması ile devam etti. Rıza Altun’un ablası Zöhre Altun şöyle konuştu: “Rıza arkadaş şahsında bütün devrim şehitlerini saygıyla anıyorum. Rıza, ilk grupla arkadaşlarla birlikte Başkan’la Ankara’da tanıştı. Kemal Pir eve geldiğinde, annemize” Bir arkadaş geldi, sadece 24 saate evin tüm sorumluluğunu üstlendi” dedi. Annem dedi’ Onda liderlik ve kararlılık var” Ardında Başkan’ı bize getirdiler. Başkan geldi, Haki geldi.
Annem Haki için şöyle dedi: ‘Ben Haki’yi sevdim, o bir emekti. Kemal’i sevdim, o hakkın ve halkın savaşçısıydı. Onların yanına Rıza’yı verdim. Mazlum ise bir ilim deryasıydı.’
KEMAL DEDİ ‘MÜCADELEMİZİ DAĞA TAŞA ANLATIN’
Tutuklandılar… Diyarbakır zindanına düştüler. Kemal’le görüşmeye gittiğimde ona, ‘Dışarda 3-5 aile kaldık’ dedim. O bana, ‘Bizim mücadelemizi dağlara, taşlara anlatın. Dağ taş sizi anlayacak, sizi anlatacak. Halkın yanın gidin’ dedi. Hayri arkadaş ölüme giderken, “Ben halkıma ve partime karşı görevimi yerine getirmedim” diye mezar taşına borçlu yazılsın istemişti. Biz o borcu sevdik, onu ödemeye çalıştık. Kemal hep derdi ki: ‘arkamızdan ağlamayın, mücadelemize sahip çıkın’ Ben bu gün ağlamak istemiyorum. Ama boğazım düğümleniyor, anlatamıyorum. Rıza’yı annem, Kemal’in yanına verdi. Rıza’nın küçük bir grubu vardı. Kemal ona ‘Bize katıl’ dedi. Rıza da ona ‘kaç kişisiniz’ dedi. O da ‘5-6 kişiyiz’ demişti. Rıza o zaman ‘Siz bize katılın’ dedi. Kemal onu Başkan’a götürdü ve Rıza böylece partiye katıldı. Sonra Diyarbakır zindanında direndi, dağlarda özgürlük savaşçısı oldu. 52 yıl boyunca mücadele ettiler, hiç durmadılar. Bu gün sırtımıza yeni bir yük yüklendi. Bir süreç bitti, yeni bir süreç başladı. Daha çok çalışmalıyız. Onların anısına layık olmak için ev ev dolaşmalıyız”
FERİDE KAYTAN: ONLAR BİR YOLDU
Ali Haydar Kaytan’ın kız kardeşi Feride Kaytan, “Şu an burada Hayri Durmuş’un, Mazlum Doğan’ın ailesi, Zuğurlu ailesi ve birçok şehit ailesi var. Şehitler, kendi sözlerini ve toprağa kanlarıyla yazdılar. Onlar bir yoldu, biz ise o yolun ardıllarıyız. Kürt Özgürlük Hareketi bu gün yeni bir sayfa açtı. Bu, halkımız için hayırlı olsun. Ancak bu yeni sürecin bizlere yüklediği görev ve sorumluluklar ağırdır. daha çok çalışacağız” dedi.
Ailelerin konuşmasınının ardından Ali Haydar Kaytan’ın hapishanede tutulan kardeşi hasta tutsak Deniz Kaytan’ın gönderdiği mesaj okundu.
ÇETİN: YAŞAMLARI VE MÜCADELELERİ İLE EVRİM OLDULAR
Kurdistan Özgürlük Hareketi adına Ferda Çetin, yaptığı konuşmasında şunları belirtti: “İki Mürşid-i Kamil İrşad yol göstermektir. Mürşit doğru yolu gösterendir. Aynı zamanda yürüme adabını öğreten ve menzilin pusulasını yüreğinde tutandır. Bu anlamıyla Fuat ve Rıza arkadaş iki mürşittir. İki mürşid i kamildir. Ali Haydar, sözlükte yüce-büyük aslan anlamına geliyor. Fuat’ın anlamı ise kalp, gönül ve yürekmiş. Rıza ise razı olma, isteme, olur bildirme ve istek sahipliği demekmiş. Bazı insanların isimleri çok şıktır ve kendilerine çok yakışır. Rıza ve Fuat arkadaşların isimleri de kendilerine çok yakıştı. Onlar, ölümün kıyısında ve soykırım kıskacında, inkar edilen Kürt halkının yeniden doğuşu ve özgürlüğü için kendilerini görevli kıldılar. Kendilerini köklerinden kopan, tarihini unutan ve yolunu şaşıran insanları uyarmak ve uyandırmakla görevli kıldılar. Ve bu hizmeti yorulmadan, bıkmadan, kızmadan, usanmadan yerine getirdiler. On binlerce Kürt’ün yüreğine ve beynine girdiler. Öyle ki dokundukları her bireyi bu zorlu ve aynı zamanda onurlu yolculuğun ortağı kıldılar. Voltaire, “insanın az dostu çok tanıdığı olmalı” diyordu. Fuat ve Rıza arkadaşlar bu tespitin tersini yaptılar. Tanıştıkları tüm insanları Kürdistan özgürlük mücadelesinin ve Kürt halkının dostu kıldılar. Öyle ki sütünü emdikleri annelerini de özgürlük mücadelesinin mürşidi yaptılar. Onları Başkan Apo’nun, gerillanın, özgürlük mücadelesinin cesur militanı haline getirdiler. Bu vesile ile Hatice ve Gülizar anayı da saygı ve minnetle anıyoruz. Ne mutlu onlara ki böylesine onurlu bir mücadelenin parçası oldular. Ne mutlu onlara ki Kürdistan halkına, özgürlük mücadelesine böyle değerli evlatlar bahşettiler..”
Tören, Ali Haydar Kaytan’ın ve Rıza Altun’un yaşam mücadelesin konu alan sinevizyon sunumuyla devam etti. Sinevizyon sunumu sonrası Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un taziyelerindeki görseller, sahnedeki ekranlarda gösterildi.
GOYÎ: MÜCADELENİN DERVİŞLERİ OLARAK BİNLERCE KAHRAMAN YARATTILAR
Ardından söz alan TJK-E Üyesi Cahide Goyî, “Önder Apo’nun, ailelerin, özgürlük savaşçıları ve halkımızın başı sağolsun” diyerek, “ PKK, Haki Karer’in intikamı olarak kuruldu. Bu temelde büyüdü, gelişti ve bugün milyonlarla buluştu. Rıza ve Fuat arkadaşlar, Kürt özgürlük mücadelesinin dervişleriydi. Onlar, Sara, Haki Karer, Kemal Pir gibi öncülerin arkadaşıydılar. Bu mücadeleyi birlikte başlattılar ve binlerce kahramanı yarattılar. Bugün bu mücadele başarıyla buraya kadar geldiyse, onların emekleri sayesindedir. Ve bu mücadele bundan sonra da kararlılıkla sürecektir” diye konuştu.
KARAMUS: ÇOCUKLARIMIZ HEP ONLARIN HİKAYELERİNİ ANLATARAK GURUR DUYACAKLAR
Kürdistan Ulusal Kongresi Eşbaşkanı Ahmet Karamus, konuşmasında, “Bu şahsiyetleri, bu dervişleri, bu devrimcileri, edebiyatta, söz bul ve tarif etmek çok zordur. Rıza ve Fuat arkadaşlar şahsında bütün şehitleri saygı ile anıyorum. Her halkın tarihinde kahramanlar ve efsaneler vardır. Bütün dünya halklarının kahramanları vardır. Şüphesiz ki Fuat ve Rıza arkadaşlar bu Kurdistan halklarının kahramanları ve efsanelerdir. Çocuklarımız onların hikayesi ile başları dik olacak ve onlarla gurur duyacaklar. Özgürlük mücadelesinde hep onurla anılacaklar. Bu iki arkadaş hakikat dervişleridir. Çalışma, mücadele ile geçen 52 yıl. Hiç yorulmadılar. Tüm yaşamlarını Kurdistan halklarına adadılar. 1975 yılında onların sözlerinin şahidiyim. Onların yüreklerine, inançlarına ve hedeflerine ulaşmak için bütün kararlılıklarına şahit oldum. Onların kaybı bütün Kürt halkı için büyük bir kayıptır. Bu iki kahramanın şehadeti en çok Önder Apo için zor gelmiştir. Onlar, Kürt halkının tarihine altın harflerle adını yazan kahramanlardır” ifadelerini kullandı.
Tören Ali Haydar Kaytan’ın ‘Ben İnsandım’ şiirinin dinletisiyle sürdü.
ŞEHİT AİLELERİ VE YOL ARKADAŞLARI KONUŞTU
Daha sonra sahneye Mazlum Doğan’ın ablası Nezaket Doğan ve Hayri Durmuş’un kız kardeşi Ayten Durmuş, KOMAW yöneticisi Ali Konkurt, TJK-E adına Ayten Kaplan, Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un mücadele yaşamına tanıklık eden Mehmet Demir ve Sadık Doğan çıkarak birer konuşma yaptı.
Mazlum Doğan’ın ablası Nezaket Doğan, “Kürdistan şehitleri, aramızda gazilerimiz var; onların önünde saygı ile eğiliyorum. Mücadelenin ilk döneminde bizi burada bir araya getirmiş ilk gazilerimizdir, bizi aydınlatan kişilerdir. Şehit ailelerine ‘başınız sağ olsun’ demeye dilim varmıyor. Sabırlar diliyorum, gençlerimize uzun ömürler diliyorum. Tek arzum bu barışın gerçekleşmesi. Barışın gelmesi için en çok şehit aileleri direnmeliler. Gücümüz oranında 50 yıldır bu mücadele içindeyiz. Bu direnişçilerin mirası bizim için kutsaldır. Bundan sonraki süreçlerinde içinde olmaya devam edeceğiz” diye kaydetti.
Hayrı Durmuş’un kız kardeşi Ayten Durmuş ise şunları vurguladı: “İki arkadaşın şahsında tüm şehitleri saygı ile anıyorum. Onlar zaten her şeylerini söylediler. Onlar mücadeleleri ve yaşamlarıyla kendilerini kanıtladılar. Onlar adına söyleyecek söz yok. Onlar söylediler. Biz ilk aileler olarak, bu güne kadar 50 yıldır onların sözüne ve mücadelelerine aykırı hiçbir şey yapmadık. Şimdi de 50 yıl önceki gibi bu süreçte, biz de bu mücadelenin içindeyiz.”
Ayten Durmuş, daha sonra Durmuş ailesi adına gönderilen mesajı okudu.
Durmuş ailesinin mesajından şöyle denildi:
”Değerli dostlar, kıymetli yoldaşlar, sevgili kardeşler,
Yarım asırdır süren ve halkımızın özgürlük özlemiyle yoğrulan Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin taşıyıcı gücü olan PKK hareketinin 12. Kongresi ve feshinin ilanı ile birlikte, Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un şahadet haberleri de açıklandı. Bu haber sadece bir son değil; derin bir başlangıç sorumluluğu da yüklüyor omuzlarımıza.
Zaman, tarihin hızla aktığı bir eşikte duruyor. Yeni gelişmeler, yeni yönelimler ve elbette yeni sorular… Tüm bunların ortasında, onların vedası bizlere bir kez daha konuşma, hatırlama ve söz verme hakkı tanıyor.
Her biri birer çağ olan şehitler… Kimini yakından tanıdık, kimini anlatılanlarla öğrendik. Ama hepsi, kalbimizde bir iz, vicdanımızda bir yük, yolumuzu aydınlatan bir işaret oldular.
Biz, bu onurlu mirasın sade sahipleri olarak, her zaman en değerli vazifemizin PKK’nin temsil ettiği mücadele değerlerini, onurunu ve prestijini korumak ve yaşatmak olduğuna inandık.
Rıza Altun, Ali Haydar Kaytan, Hayri Durmuş, Hüseyin Durmuş, Yıldız Durmuş… Bu isimler yalnızca birer mücadele neferi değil; aynı zamanda halkı için yürümeyi, düşünmeyi ve gerektiğinde ölmeyi göze almış birer önderdi. Onların yoldaşları, aile bireyleri olarak, bugün yaşanan her gelişmeyi, verilen o büyük bedellerin terazisinde tartıyor ve içimizde derin bir sızıyla, ama aynı zamanda büyük bir onurla taşıyoruz.
Biliyoruz ki özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve adalet sadece sloganlarda değil; Kürdistan’ın dağlarında, şehirlerinde, kalplerinde ve dillerinde yaşayan somut bir gerçeğe dönüşmedikçe bu hikâye tamamlanmış sayılmaz.
Sözümüzü, geçmişten bugüne taşınan bir notla tamamlamak istiyoruz. Zamanında cezaevinden bize ulaşmıştı. Şöyle diyordu:
“Tüm insanlığın özgürlüğü ve mutluluğu için omuzdan düşmeyi göze almış bir başın üzerinde egemen hiçbir güç yoktur.”
Bu söz, bizim yeminimizdir. ”
TEV ÇAND sanatçıları, PKK’nin iki öncü kadrosu şahsında Mayıs ayı şehitleri için Hozan Comerd’in “Ez şehidim” şarkısını sahnede söylerken, salonda binlerce kişi şarkıya eşlik etti. Son olarak, hazırlanan lokmalar katılanlara pay edildi.
/Kaynak: ANF/