🔴 Almanya’da hükümetin ve ana muhalefetin uzun süredir tartışma konusu olan antisemitizmle mücadeleye yönelik düzenleme üzerinde anlaştığı belirtildi.
Almanya’da Yeşiller, Hür Demokrat Parti ve Sosyal Demokrat Parti’den oluşan koalisyon hükümeti ve muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri bir yıl süren tartışmaların ardından ülkedeki Yahudi yaşamının korunmasına yönelik bir taslak metin üzerinde anlaştı. “Bir daha asla, şimdi: Almanya’da Yahudi yaşamını korumak, muhafaza etmek ve güçlendirmek” başlıklı dört sayfalık taslağa ulaşan Spiegel, metinde antisemitizmin her türlü biçiminin kınandığını ve Federal Hükümetin yanı sıra yerel yönetimlerin de Yahudi düşmanlığına karşı önlemler almaya çağrıldığını belirtti.
Almanya’daki Yahudi yaşamını koruma sorumluluğunun “tüm demokratların ortak görevi” olduğu belirtilen önergenin önümüzdeki haftalarda Federal Meclis’ten geçmesi bekleniyor.
Taslak metinde geçen yıl 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e gerçekleştirdiği saldırılardan bu yana Almanya’da Yahudi düşmanlığının ve İsrail bağlantılı antisemitizmin onyıllardır görülmeyen boyutlara ulaştığı vurgulandı. Bu gelişmenin hem “aşırı sağcı hem de İslamcı çevrelerde artan açık ve şiddet yanlısı antisemitizmin yanı sıra İsrail’le ilişkilendirilen solcu anti kapitalist antisemitizmde” gözlendiği kaydedildi.
Almanya’ya göç yoluyla gelen antisemitizm iddiası
Spiegel’in haberine göre, söz konusu metinde Almanya’ya kısmen ülkeye gelen göçmenler yoluyla taşınan antisemitizme de dikkat çekildi. Metinde, son aylarda “İslami ve İsrail karşıtı devlet öğretileri nedeniyle” antisemitizm ve İsrail düşmanlığının yaygın olduğu “Kuzey Afrika ve Ortadoğu’dan alınan göçe dayanan antisemitizmin endişe verici boyutlara” ulaştığı savunuldu. Diğer yandan milliyetçi ve aşırı sağcı görüşlerin de tırmanışta olduğu, tüm bunların Almanya’daki Yahudilerin kendilerini büyük ölçüde güvensiz hissetmesine yol açtığı belirtildi.
Hükümet partilerinin ve ana muhalefetin üzerinde anlaşmaya vardığı taslak metinde, yüksek öğrenim kurumlarının da antisemitizme karşı inisiyatif almaya teşvik edilmesi gerektiği vurgulandı. Alınacak önlemlerin derslerden veya öğrenim hayatından dışlanmayı ve hatta ciddi durumlarda kayıtların silinmesini de içereceği belirtildi.
Metinde, Federal Meclis’in İsrail’in var olma hakkını sorgulayan, İsrail’in boykot edilmesi çağrısında bulunan veya Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar (BDS) hareketini aktif olarak destekleyen kuruluşlara ve projelere finansman sağlanmaması yönündeki kararı da teyit edildi.
Almanya’da Uluslararası Holokost Anma İttifakı’nın (IHRA) antisemitizm çalışma tanımı, özellikle kültürel ve akademik kuruluşlar ile Yeşiller Partisi’nin bazı kesimleri arasında tartışmalara yol açmıştı. Söz konusu tanım, İsrail’e yönelik meşru eleştirileri de “antisemitik” olarak nitelendirdiği için sıklıkla eleştiriliyor.
İsrail’in kendini savunma hakkına vurgu
Metinde ayrıca İsrail’in Gazze’de Hamas’a karşı operasyonlarına atıfla, “ülkenin uluslararası hukuka aykırı saldırılara karşı kendini savunma hakkı” yeniden vurgulanarak, yine uluslararası hukuktan doğan vatandaşlarını teröre karşı koruma yükümlülüğü hatırlatıldı. Bu bağlamda Federal Hükümet de Alman dış ve güvenlik politikasının temel bir ilkesi olarak “İsrail Devleti’nin varlığını ve meşru güvenlik çıkarlarını aktif bir şekilde savunmaya devam etmeye ve iki devletli bir çözüm yönünde çabalarını yoğunlaştırmaya” çağrıldı.
Alman-İsrail Toplumu düzenlemeyi memnuniyetle karşıladığını bildirdi. Dernek Başkanı Volker Beck, grişimin, demokratik partilerin Yahudi yaşamının güvenliği konusunda Almanya’nın özel sorumluluğunu kabul ettiğini gösteren “önemli bir işaret” olduğunu söyledi.
/Deutsche Welle/