🔴 Haftada dört gün çalışıp beş günlük maaş almak. Bu modelin işe yarayıp yaramadığı Almanya’da altı ay boyunca test edildi. Sonuçlar Münster Üniversitesi tarafından değerlendirildi.
Haftada dört gün çalışıp beş gün için maaş almak… Kulağa adeta piyangodan büyük ikramiye kazanmak gibi geliyor. Bu yılın başında başlayan ve Münster Üniversitesi tarafından değerlendirilen dört günlük iş haftası denemesi, bu hayalin gerçeğe dönüştürülebileceğine dair umut vadediyor.
Pilot proje için Almanya’dan 45 şirket ve kuruluş, altı ay boyunca maaş kesintisi yapmaksızın dört günlük çalışma haftasını uygulamak üzere başvurdu.
Proje, Intraprenör adlı bir danışmanlık firması tarafından başlatıldı ve kâr amacı gütmeyen “4 Day Week Global” (4DWG) organizasyonu ile işbirliği içinde yürütüldü.
Ancak ilk bakışta harika bir fikir gibi görünse de detaylara inildiğinde projenin sonuçları o kadar etkileyici değil.
İki şirket projeden çekildi, iki şirketin değerlendirmesi ise geçersiz sayıldı. Kalan 41 şirketin sadece üçte biri gerçekten iş günlerini bir gün azalttı.
Pilot uygulamayı değerlendiren Münster Üniversitesi’nden Marika Platz, işverenlerin yüzde 20’sinin çalışma sürelerini yüzde 11 ila 19 arasında azalttığını, yarısından fazlasının ise çalışma saatini dört saat veya daha az düşürdüğünü belirterek ekledi:
“İşletmelerin yüzde 85’inde çalışanlar fazladan bir gün tatil yapabildi. Diğer yandan Almanya’daki yaklaşık 3,4 milyon şirket düşünüldüğünde deneye katılan işletmelerin sayısı oldukça düşük.”
Anahtar parametre: Üretkenlik
Daha az çalışmak ve aynı maaşı almak sadece daha yüksek üretkenlikle mümkün olabilir. Ancak artan üretkenlik, ilk başta daha fazla stres ve iş yükü anlamına geliyor. Bu durumun böyle olup olmadığını objektif parametrelerle incelemek için yalnızca anket ve mülakatlar yapılmakla kalmadı: Saç örnekleri analiz edilerek stres düzeyleri ölçüldü, takip cihazları aracılığıyla kalp atış hızı, aktivite seviyesi ve uyku kalitesi gibi fizyolojik veriler toplandı.
Sonuçlar, çalışma süresi azaldığında çalışanların kendilerini daha iyi hissettiğini gösteriyor. Çalışanlar beş günlük çalışma haftasındaki kadar, hatta kimi zaman daha üretken olduklarını bildiriyor. Pilot çalışmanın bilimsel direktörü olan Münster Üniversitesi’nden Julia Backmann, katılımcıların ruhsal ve fiziksel sağlıklarının belirgin şekilde iyileştiğini, stres ve tükenmişlik belirtilerinin azaldığını ifade ediyor. Çalışanların stres seviyelerini ölçen akıllı saatler de bu durumu doğruluyor.
Backmann, katılımcıların üçte ikisi dikkat dağınıklığının azaldığını ve iş süreçlerinin optimize edildiğini de belirtiyor:
“Şirketlerin yarısında toplantı sayısı ve süresi azaltıldı. Şirketlerin dörtte biri, verimliliği artırmak için dijital araçları daha fazla kullandı.”
Sağlık ve çevresel etkilerde sürpriz sonuçlar
Dört günlük çalışma haftasında çalışanların daha fazla adım atarak ve fiziksel olarak daha aktif olduğu görülüyor. Ayrıca haftada dört gün çalışanlar, hafta boyunca ortalama 38 dakika daha fazla uyuyor. Ancak aylık hastalık oranlarında sadece hafif bir düşüş tespit edildi. Platz, diğer ülkelerde yapılan benzer çalışmalarda ise hastalık izinlerinde önemli bir düşüş yaşandığını, bu sonucun şaşırtıcı olduğunu söylüyor.
Çalışma süresindeki azalma, çevreye de olumlu bir etki yapmadı. Platz, başka ülkelerdeki çalışmalarda ofislerin bir gün kapalı tutulmasının enerji tasarrufu sağladığını, Almanya’da ise çalışanların uzun hafta sonları için seyahate çıktığını, bu nedenle beklenen tasarrufun yapılamadığını belirtiyor.
Çalışma süresindeki bu azalmanın iş gücü açığı üzerinde olumlu bir etkisi olabilir. Bu model, beş gün çalışmak istemeyen ancak dört gün çalışmayı kabul edebilecek kalifiye elemanları istihdam piyasasına çekebilir.
Regensburg Üniversitesi ve İş Gücü Piyasası ve Meslek Araştırmaları Enstitüsü’nden istihdam piyasası uzmanı Enzo Weber, dört günlük çalışma haftası üzerine yapılan pilot projelerin sonuçlarını eleştiriyor.
Ona göre, bu tür projelere katılan şirketler baştan dört günlük iş haftasına olumlu bakan firmalardan oluştuğu için ekonomi dünyası ve istihdam piyasasının genelini yansıtmıyor.
Almanya İşverenler Birliği (BDA) Genel Müdürü Steffen Kampeter de bu çalışmanın sonuçlarından şüphe duyuyor. Kampeter, haftada dört günlük çalışmanın, üretkenliği artırmak yerine ücretlerde ciddi bir artışa yol açacağını ve bunun çoğu şirket için karşılanamaz olduğunu söylüyor.
Uzmanlar, tam veya kısmi bir iş gününün ortadan kaldırılmasının, iş yükünü artırarak sosyal, iletişimsel ve kreatif faaliyetleri olumsuz etkileyeceğini düşünüyor.
Uygulama yaygınlaşacak mı?
Projeye katılan şirketlerin yüzde 70’i dört günlük iş haftasını kalıcı hale getirmeyi planlıyor. Ancak birçok sektörde bu modelin uygulanması mümkün değil. Tren makinistleri, taksi veya otobüs şoförleri, market çalışanları, polis, itfaiye, hastane ve bakım evi personeli için üretkenliği artırmak ya da çalışma saatlerini dört güne indirmek hayli zor.
Pilot çalışmanın bilimsel direktörü Backmann, dört günlük çalışma haftasının tüm sektörlere yaygınlaştırılmasını değil, yenilikçi bir iş modeli olarak test edilmesini amaçladıklarını belirtiyor.
/Deutsche Welle/