Analiz: Macron Avrupa’da liderlik rolüne mi soyunuyor?

🔴 Avrupa’da Almanya’nın oluşturduğu boşluğu Fransa mı dolduruyor? Avrupa’nın politikalarında ve siyasi vizyonunda ağırlığını arttıran Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa’ya liderlik edebilir mi?

Deutsche Welle’den Matthew Ward Agius yazdı:

Almanya uzun yıllar boyunca uluslararası siyaset sahnesinde Avrupa’nın lider ülkesi konumunda yer aldı.

Güçlü siyasetçi kimliğiyle hem Avrupa kıtasında hem dünya genelinde yüksek tanınırlığa sahip olan Angela Merkel, başbakanlığı boyunca Almanya’nın liderlik rolünü pekiştiren isim oldu.

Merkel’in emekliliğe ayrılması, Sosyal Demokrat Partili (SPD) Olaf Scholz  liderliğindeki görece istikrarsız koalisyon hükümeti, koronavirüs pandemisinin Alman ekonomisinde yol açtığı çalkantı ve Ukrayna savaşının kıtanın güvenlik mimarisinde yol açtığı deprem, Almanya’nın Avrupa’daki yıldızının giderek sönmesine neden oldu.

Almanya, siyasi istikrarsızla bocalarken, Donald Trump’ın ikinci kez ABD başkanlığını üstlenir üstlenmez yol açtığı küresel şoklar ve Avrupalı müttefiklerine takındığı hasmane tutum, Avrupa’da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yıldızının parlamasını beraberinde getirdi.

Avrupa’nın liderliğindeki değişimin ayak sesleri mi?

Almanya’da merkez sağdaki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ile merkez soldaki SPD’nin oluşturacağı koalisyon hükümeti için müzakereler sürerken, Macron Trump’ın gümrük tarifeleri ve tartışmalı dış politika hamleleri ile ilgili olarak sesini yükselten isim oldu, Avrupa’yı temsil eden lider olarak öne çıktı.

Alman Marshall Fonu uzmanlarından Gesine Weber, Macron’un Avrupa Birliği (AB) adına verdiği mesajların diğer ülkelerle koordineli bir şekilde verildiğini söylerken, zaten Avrupa’nın çıkarlarının aynı zamanda Fransa çıkarlarını, Fransa’nın çıkarlarının da Avrupa çıkarlarını kapsadığına işaret etti.

Trump’ın Avrupa’ya savunma taahhütlerinden geri atması, Avrupalı liderleri savunma harcamalarını arttırmaya, hatta ortak savunma konseptleri geliştirmeye yöneltirken, Macron Fransa’nın nükleer kalkanını Avrupa’nın diğer ülkelerine genişletilmeyi gündeme taşıdı.

Bu arada Emmanuel Macron, diğer dış politika alanlarında da Avrupa çıkarlarını Fransız çizgisine çekmeye çalışıyor.

Gesine Weber’in de işaret ettiği gibi aslında Avrupa son beş yılda epey Fransızlaştı.

Kıtanın Ukrayna politikalarına yön veren Macron şimdi de gümrük tarifeleri konusunda yaşanan gerilimde ağırlığını koyan isim.

Gesine Weber, Macron’un Trump’ı ilk başkanlık döneminden tanıdığına işaret ederken bunun ona bir avantaj sağladığını, “Avrupalılar arasında Trump’la ilişki kurabilen – ya da yeniden ilişki inşa edebilen ilk devlet ve hükümet başkanı Macron oldu” sözleriyle aktarıyor.

Ama Macron’un zamanı hızla daralıyor

Macron aslında bir “topal ördek” cumhurbaşkanı konumunda. Zira Fransa’da cumhurbaşkanlarının görev süresi iki dönemle sınırlı ve bir sonraki seçim 2027’de. Dolaysıyla Macron’un Fransa ve Avrupa vizyonunu gerçekleştirmek için sadece iki yılı kaldı.

Alman Dış İlişkiler Konseyi’nden (DGAP) Jacob Ross, Fransa’nın bu çalkantılı dönemde Avrupa’ya liderlik edebileceği görüşünde.

Ross, “Fransızlar en azından entelektüel açıdan Avrupa’ya liderlik yapmak için çok iyi bir konuma sahipler” diyor.

Fransa’nın kendi ve aynı zamanda Avrupa’nın dünyadaki rolünü, ABD merkezli bir mercekten değil, özerk bir şekilde düşünme konusunda geleneksel bir duruşa sahip olduğuna işaret eden Ross, bunun Fransa’ya avantaj sağladığını söylüyor.

Ancak DGAP uzmanı, Fransa’nın somut adımların atılmasında bazı kısıtlamalarla karşı karşıya bulunduğu belirterek, “Fikirler açısından, Macron liderlik yapıyor ve 2017’den beri bunu yapıyor. Şimdi ortam gerçekten onun pozisyonunu destekliyor. Ancak Fransa’nın bunu tek başına ilerletmek için maddi yetkinlikleri eksik” görüşünü kaydediyor.

“Devlet borçları açısından çok zor bir durumda ve savunma konuları da dahil olmak üzere ulusal bütçelerini genişletme konusunda çok az manevra alanları var” diye konuşan Ross, Macron’un Avrupa yanlısı siyasi vizyonunun önündeki bir diğer engelin de son yıllarda gücünü artıran aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen olduğuna dikkat çekiyor.

Tek bir liderin öne çıktığı günler geride mi kaldı?

Hem Ross hem de Weber artık Merkel döneminde olduğu gibi Avrupa’da tek bir ismin lider olarak ortaya çıkmasının güç olduğunu söylüyor.

Uzmanlar, ABD ile bozulan ilişkilerin yol açtığı çalkanlılı süreçler, Rusya ile devam eden ihtilaf ve kıtada yükselen popülist ve aşırı sağ partiler nedeniyle bunun mümkün görünmediğine işaret ediyor.

Donald Trump’ın korumacı “Önce Amerika” doktrini ve kıtadaki savaş ortamında, Avrupalılar için en iyi seçenek Fransa-Almanya-İngiltere üçlüsü gibi geleneksel ittifakları güçlendirmek olabilir. Fransız-Alman liderliği, Manş Denizi’nin ötesinde başka bir güçlü müttefike sahip olabilir.

Jacob Ross, “Kesin olan şu ki, Fransa-Almanya dinamiği öngörülebilir gelecekte, en azından önümüzdeki iki yıl içinde güçlü kalacak” diyor.

Uzmanlar, Macron’un Avrupa yanlısı duruşunun 2027 seçimlerinden sonra tehlikeye girebileceğinin farkında olduğuna dikkat çekerken, Fransa’nın bu nedenle Almanya’yı 2027’den önce önemli adımlar atmaya zorlamaya çalışacağını belirtiyor.

 

İlginizi Çekebilir

İsrail ordusu Lübnan’da Hizbullah’a ait bir silah deposunu vurduğunu duyurdu
Hollanda’nın ardından Belçika da gönüllü askerlik uygulaması başlatıyor

Öne Çıkanlar