Almanya’nın Solingen kentinde Cuma akşamı 3 kişinin yaşamını yitirmesine, birisi ağır 8 kişinin de yaralanmasına yol açan bıçaklı saldırıya ilişkin tartışma devam ediyor.
Almanya kamu televizyonu ARD’den Michael Götschenberg konuya ilişkin bir analiz kaleme aldı.
Götschenberg analizinde saldırının İŞİD tarafından yapılıp yapılmadığının daha netleşmediğini belirterek şu görüşlere yer veriyor:
Sözde İslam Devleti, Solingen saldırganına ait olduğu söylenen bir videoyu yayınladı. Bu, saldırının IŞİD adına yapıldığı anlamına mı geliyor? Peki bu ne anlama geliyor?
Issa al H., Alman güvenlik yetkilileri için ‘’boş bir sayfaydı.’’ Terör örgütü İŞİD Solingen’deki saldırıyı üstlenerek Cumartesi akşamı yayınladığı ilk mesajınla göre 26 yaşındaki Suriyeli saldırganın , “İslam Devleti”nin bir militanı olduğunu açıkladı. Yayımlanan bu mesajın aslında terörist milislerden geldiği tartışmasızdır. Geçmişte IŞİD, saldırıların sorumluluğunu üstlendiğinde aynı paylaşım kanalını kullanmıştı. Ancak bu ilk mesaj öncelikle bir iddia olarak görmek gerekiyor, çünkü kanıt eksikliği vardı. Videoda saldırganın adı belirtilmedi, faile dair özel bir bilgi yoktu ve itirafına ilişkin bir şeyde yoktu. Eylemcilerin akıllı telefonlarıyla bazen suçu duyuran ve IŞİD’e biat ettiğine dair yemin eden kayıtlar, bu tür videolar geçmişte de IŞİD tarafından defalarca dolaşıma sokuldu. Örneğin Berlin’deki Breitscheidplatz’a saldırısını gerçekleştiren Anis Amri gibi.
IŞİD dün akşam saatlerinde yeniden gündme geldi. Bu kez tamamen maskeli bir adamı gösteren bir fotoğrafla karşımıza çıktı. Bu kişi Issa al H. olabilir ya da olmayabilir. IŞİD, video kayıtlarının da olduğunu duyurdu ve kısa bir süre sonra, yüzün pikselleştirildiği diğer iki kısa kliple birlikte kapüşonlu bir adamın palayla görülebildiği yaklaşık bir buçuk dakika süren bir klip paylaştı. Videoda kişi intikam eylemlerini açıklıyor ve IŞİD’e bağlılık yemini ediyor.
Bu gerçekten Issa al H. mi? Kesin değil. Ancak IŞİD’in sahte bir videoyla Solingen saldırısının sorumluluğunu üstlenmeye çalışması şaşırtıcı olurdu.
Soruşturmayı yürüten federal savcılık, dün öğleden sonra Issa al H.’nin IŞİD ideolojisini paylaştığına ve ” 23 Ağustos öncesinde örgüte katıldığına” zaten ikna olmuştu. Müfettişlerin bu noktada buna bu kadar ikna olmuş olmaları, görünüşe bakılırsa yurt dışından da Issa al H.’nin IŞİD’le bağlantılı olduğuna dair istihbarat ipuçlarının bulunmasından kaynaklanıyor olabilir.
Federal savcılığa göre şüpheli, terör örgütü IŞİD’in ideolojisini paylaşıyor.
Ancak suç işlenmeden önce Issa al H. ne polis ne de Federal Anayasayı Koruma Dairesi tarafından aşırı İslamcı olarak tanınmıyordu. Ayrıca kendisinin herhangi bir sabıka kaydı da yoktu. Bu nedenle olsa gereke Bulgaristan’a sınır dışı edilmemiş olabilir.
Bu arada soruşturma devam ediyor: ARD’nin bilgilerine göre Issa Al H. ile cinayet silahındaki DNA karşılaştırması pozitif çıktı.
Peki kişi ne zaman radikalleşti? Buna dair herhangi bir işaret var mıydı ve fark edilmiş olabilir miydi? Şu anda bu konuda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Cumartesi sabahı tutuklanan 15 yaşındaki Kırgız ile sadece sohbet ettiği belirtiliyor. Bıçakla saldırı duyurusu yapan biriyle konuştuğu söyleniyor. Ancak polise bu konuda hiçbir şey söylemedi. Soruşturmacılar artık Solingen failinin radikalleşme belirtilerini ne zaman gösterdiği konusunda bilgi verebilecek kişileri yoğun bir şekilde arayacak.
Sözde İslam Devleti artık hiçbir bölgeyi kontrol etmiyor ancak terör tehdidi hâlâ yüksek.
Fail IŞİD’le nasıl temasa geçti? Bu durumlarda suç öncesi iletişimin değerlendirilmesi de hayli bilgi sağlar. ARD başkent stüdyosundan alınan bilgiye göre, polis tamamen kanalizasyona batırılmış bir akıllı telefon ve tablet buldu. Bunların, fail olduğu iddia edilen kişinin iletişim kurduğu cihazlar olup olmadığı henüz belli değil. Cihazların değerlendirilmesi, Issa al H.’nin IŞİD’le (örneğin bir operatörle) iletişim halinde olup olmadığı ve nasıl iletişim kurduğu hakkında bilgi sağlayabilir. Bu tür operatörlerin görevi genel olarak saldırı yapmaya hazır olan kişileri bu kararda cesaretlendirmek ve onlara saldırıyı planlamada destek olmaktır.
Anis Amri’nin yanında bir mesajlaşma servisi aracılığıyla bağlantı kurduğu bir operatör de vardı. IŞİD’in askeri açıdan yenilgiye uğratılıp haritadan silinmesinden sonra bile bu tür operatörlerin son yıllarda faaliyette olduğu söyleniyor. Ancak şu ana kadar bu durumun Issa al H. için de geçerli olabileceğine dair bir kanıt yok. IŞİD’le bağlantısının niteliği hâlâ belirsizliğini koruyor.
/ARD/