OpenAI’ın yapay zeka tabanlı sohbet botu ChatGPT’nin Apple’ın sanal asistanı Siri’ye entegre edileceğinin duyurulmasına SpaceX ve Tesla’nın sahibi ABD’li iş insanı Elon Musk’tan şiddetli bir tepki gelmesinin yankıları sürüyor.
Apple’ın pazartesi günü online olarak düzenlenen Dünya Çapında Geliştirici Konferansı’nda (Worldwide Developer Conference – WWDC) yaptığı duyuruyu “kabul edilemez bir güvenlik ihlali” olarak nitelendiren Musk, entegrasyon gerçekleştiği takdirde sahibi olduğu tüm şirketlerde Apple ürünlerini yasaklayacağını açıklamıştı.
Musk’ın sert çıkışı başta ABD olmak üzere dünya basınında manşet olurken, ChatGPT’nin gerçekten bir güvenlik açığı yaratıp yaratmayacağı meselesi de çokça tartışıldı.
Peki gerçekten de ChatGPT’nin başta iPhone ve Mac’ler olmak üzere pek çok Apple ürününde kullanılabilen sanal asistan Siri’ye entegrasyonu bir güvenlik riski yaratacak mı?
İsterseniz bu kritik soruya cevap vermeden önce, tüm bu olayların geçmişine bir göz atalım.
Musk, neden OpenAI’a düşman oldu?
Aslına bakarsanız Musk, San Francisco merkezli yapay zeka üreticisi OpenAI’ın kurucusu Sam Altman’la fazlasıyla yakındı.
OpenAI 2015 Aralık’ında, kâr amacı gütmeyen bir şirket olarak kurulduğu zaman, Musk da Altman’la beraber şirketin yönetim kurulu üyeleri arasındaydı.
Musk ile iletişiminin çok iyi olduğunu belirten Altman, “kendisine çok güvendiğini,” ve “aralarındaki sıkı bağların şirket bünyesindeki herkesin yararına olduğunu” açıklamıştı.
2018 yılına gelindiğinde, Musk yönetim kurulundan, sahibi olduğu Tesla’nın da ürettiği araçlarda kullanılmak üzere yapay zeka teknolojileri geliştiriyor olması sebebiyle “gelecekte bir çıkar çatışması yaşanması ihtimalini” öne sürerek istifa etti.
Altman’a göre ise Musk, OpenAI’ın rakiplerinin gerisinde kaldığını düşünüyor ve “şirketin yönetimini ele geçirmeye” çalışıyordu.
Bir yıl sonra, OpenAI, kâr amacı gütmeyen bir şirket olmaktan çıktığını ve “tavan limitli” bir kâr amaçlı şirket olacağını duyurdu.
Şirketin “kâr amacı güden ve gütmeyen şirket tipleri arasında bir hibrit model” olarak tanımladığı bu yapı, yatırımcılarına – bir üst limiti olsa da – kazanç vaat ediyordu.
Şirketin bu yeni yapısından haz etmeyen Musk, OpenAI’ın “asıl görevi olan insanlığa hizmet etme görevinden saptığını” ve şirketin kuruluş aşamasında üzerinde mutabık kalınan anlaşmayı ihlal ettiğini iddia ediyordu.
OpenAI’dan Musk’a cevap gecikmedi. 2019 yılının Mart ayında yayınladığı bir açıklamada “görevin her şeyden önce geldiğini” açıklayan şirket, kâr amacı gütmeyen bir yapıyla “esas amaç olan yapay genel zekaya ulaşmanın ancak finansal yönden güçlü olan bir şirket modeliyle mümkün olabileceğini” söyledi.
Yapay genel zeka, İngilizcede “Artificial General Intelligence” (kısaca “AGI”) ismiyle bilinen, insan zekası seviyesine hatta daha da üstüne çıkacağı düşünülen, henüz geliştirme aşamasındaki bir teknoloji.
OpenAI, AGI’ın “güvenli ve faydalı şekilde benimsenmesini ve yaratımını” şirketin en önemli hedefi olarak tanımlarken, Musk’a göre bu teknoloji “doğru şekilde ele alınmadığı takdirde insanlık için çok ciddi bir risk” teşkil ediyor. Musk, AGI’ın muhtemel faydalarını kabul ediyor ve “insanlığın yararına kullanılması gerektiğini” düşünüyor.
Musk’ın OpenAI’dan haz etmemesinin en başlıca sebeplerinden biri ise, Microsoft’un şirkete toplam 11 milyar dolar civarında yatırım yapmış olması.
Musk’ın OpenAI’a açtığı dava
Bugüne pek çok veri gizliliği tartışmasına konu olan teknoloji devi Microsoft’un, kullanıcılarının veri güvenliğine yeteri kadar önem vermediğini düşünen Musk, bundan üç ay kadar önce OpenAI’a dava açtı.
Dava metninde, Microsoft ile yapılan yatırım anlaşmasının OpenAI’ın kuruluş prensiplerini “ateşe attığını” belirten Musk, şirketin “fiili olarak bir yan kuruluşa” dönüştüğünü söyledi.
“OpenAI, fiili olarak, dünyadaki en büyük teknoloji şirketi Microsoft’un kapalı kaynak kodlu bir yan kuruluşuna dönüştürüldü,” ifadelerini kullanan Musk, şirketin yeni yönetim kurulunun AGI’ı “Microsoft’un kârını arttırmak amacıyla geliştirdiğini” iddia etti.
Dünyanın en zengin insanı konumundaki Musk’a OpenAI, resmi web sitesinde yayınladığı bir metinle cevap verdi.
Yaptıkları açıklamada “Derin hayranlık duyduğumuz bir insanın, daha yüksekleri hedeflememiz için bize ilham veren ama sonra başarısız olacağımızı söyleyip rakip bir şirket kuran ve onsuz da OpenAI bünyesinde ciddi bir gelişme kaydetmeye başladığımızda bize dava açan birinin bu noktaya gelmesinden dolayı üzgünüz” ifadelerini kullanan OpenAI yönetim kurulu üyeleri, Musk’ın açtığı kontratı ihlal davasının düşmesi için çalışacaklarını da sözlerine ekledi.
OpenAI’ın “rakip bir şirket” olarak değindiği firma, Musk’ın 2023 yılının Mart ayında kurduğu xAI.
xAI, Musk’ın 2022’nin sonuna doğru satın alıp adını “X” olarak değiştirdiği Twitter’ın abonelik tabanlı hizmeti Blue kapsamında kullanıma açık olan “Grok” ismindeki yapay zeka tabanlı sohbet botunu geliştiren firma.
Kritik soru: ChatGPT, iPhone’lar için bir güvenlik riski mi?
SpaceX ve Tesla’nın sahibi Güney Afrika kökenli ABD’li iş insanı Musk, pazartesi gecesi X’te yaptığı açıklamada, ChatGPT’nin Siri yoluyla Apple ürünlerine entegre edilmesini “kabul edilemez bir güvenlik ihlali” olarak tanımladı.
Apple’ın “kendi yapay zekasını üretecek kadar akıllı olmamasının ama nasıl oluyorsa OpenAI’ın sizin güvenliğinizi ve gizliliğinizi koruyacağını garanti edebilmesinin apaçık şekilde absürt olduğunu” belirten Musk, Kaliforniyalı teknoloji devini “müşterilerine ihanet etmekle” suçladı.
Musk’ın X’teki paylaşımı on binlerce beğeni ve yeniden gönderi aldı – ama X kullanıcılarından kendisine cevap da gecikmedi.
Yanlış bilginin yayılmasının önüne geçmek için tasarlanmış bir X özelliği olan “Topluluk Notları” yoluyla Musk’a gelen cevaba, Apple’ın resmi sitesinden bir link de eklendi.
X kullanıcılarının “yararlı” olduğunu değerlendirdiği topluluk notunda, “Apple’ın, ürettiği cihazlar üzerinde yerel olarak çalışan ve yaklaşık 3 milyar parametreye sahip olan temel modeller geliştirdiği” bilgisine yer verildi.
Notta ayrıca, daha fazla işlem gerektiren işler için Apple’ın “gizliliği doğrulamaya açık” olan Private Cloud Compute (“Özel Bulut Bilişimi”) teknolojisini kullandığına da değinildi.
Topluluk notunda yer alan bağlantıda Apple, “kullanıcılarımızın gizliliğini güçlü cihaz içi işleme ve Özel Bulut Bilişimi gibi çığır açan bir altyapıyla koruyoruz. Temel modellerimizi eğitirken kullanıcılarımızın özel kişisel verilerini veya etkileşimlerini kullanmıyoruz,” ifadelerini kullandı.
OpenAI ise, Musk’ın fitilini ateşlediği gizlilik tartışmasına bir cevap niteliği de taşıyan bir açıklamada bulundu ve ChatGPT’nin Apple cihazları üzerinde “yerel olarak” çalışacağını belirtti.
Açıklamada şirket, ChatGPT’ye erişim konusunda gizlilik korumalarının “cihaza gömülü” olarak çalışacağını belirtti ve kullanıcıların yaptıkları komutların “OpenAI tarafından saklanmayacağını ve kullanıcıların IP adreslerinin gizleneceğini” belirtti.
Burada kritik olan husus ise şu: eğer kullanıcılar, kendi OpenAI hesaplarına giriş yapmayı seçerlerse, o durumda OpenAI politikalarına tabi olacaklar. Bu da şu anlama geliyor: Apple, gerçekten de kişisel verileri sunuculara bağlanmaksızın cihaz üzerinde işliyorsa bile, OpenAI kullanıcı verilerini kendi veri merkezlerinde işleyebilecek.
Apple kullanıcıları, ChatGPT hesabı açmadan ve cihazlarında giriş yapmadan da OpenAI’ın en gelişmiş yapay zeka çözümü olan GPT-4o’ya erişebilecekler ama ücretli bazı özelliklerden mahrum kalacaklar.
Musk’ın ChatGPT entegrasyonu gerçekleştiği takdirde Apple cihazlarını yasaklama tehdidi, OpenAI’ın gizlilik konusunda son dönemde eleştirilere çokça konu olduğu düşünüldüğünde anlaşılabilir gibi görünüyor ancak, madalyonun bir de öteki yüzü var.
Apple’ın uzun yıllardır cihazlarının kişisel veri konusundaki güvenirliliğini ve şirketin gizliliğe verdiği önemi vurgulamasından ötürü Musk’ın eleştirisi daha da büyük bir önem arz ediyor zira Apple, geliştirdiği çift taraflı şifreleme teknolojileriyle ve – ticari kaygılarla olsa dahi – geliştirdiği gizlilik çözümleriyle çokça kez gündeme gelen bir firma.
Bunun günlük hayattaki en belirgin yansımalarından biri, iOS işletim sistemiyle çalışan iPhone’larda uygulamaların mikrofon, kamera ve galeri erişimi verilmeksizin de çalışmak zorunda olması.
Yine adı pek çok gizlilik tartışmasına konu olmuş ABD merkezli teknoloji devi Google’ın geliştirdiği Android tarafında ise durum böyle değil zira Google, geliştiricilere uygulamalarını mikrofon, kamera ve diğer izinleri almadan çalışmayacak şekilde uygulama mağazası Play Store üzerinde yayınlama izni tanıyor. Apple’ın AppStore’unda ise tüm uygulamalar, belli fonksiyonlar çalışmayacak dahi olsa kamera, mikrofon ve galeriye erişim izinleri verilmeden de çalışabilmek zorunda.
Apple’ın 2010 yılında 200 milyon dolar ödeyerek satın aldığı ve sonrasında iOS’a entegre ettiği sanal asistan uygulaması, bugün bile neredeyse piyasaya sürüldüğü günkü kadar ilkel bir durumda.
Şirketin Siri’yi diriltme çabaları, OpenAI ile partner olmasının altında yatan en temel sebeplerden biri olarak nitelendiriliyor zira Siri’nin güncel hali, en basit komutları bile algılamakta güçlük çekebiliyor ve çoğu zaman kullanıcıyı çeşitli internet sitelerine yönlendiriyor.
Apple’ın yıllardır “Gizlilik. bu iPhone” (“Privacy. That’s iPhone”) sloganı ile pekiştirmeye çalıştığı “gizliliğe önem veren şirket” imajının, 2014 yılında pek çok ünlü ismin özel fotoğraflarının sızdırıldığı ve “Celebgate” adıyla dünya çapında manşet olan iCloud sızıntısından sonra ikinci bir darbe alıp almayacağını zaman gösterecek lakin “Siri çok kötü çalışıyor çünkü Apple gizliliğe önem veriyor” argümanının artık Apple fanları arasında bile makes bulmadığını görmek çok da güç değil.