Süleyman Demirtaş tarafından yazılan yazılar

Süleyman Demirtaş: Seni başkan yaptırmayak demiştik…

Yazarlar
İstanbul taksideyiz. Yanımda yılların arkadaşlığını ve ortaklığını paylaştığım mühendis arkadaşım var. Biletimiz Londra’ya, havaalanına doğru makas atarak ilerliyor taksi. Taksici neden acele ediyor, zamanımız var oysa. Hatta çok yavaş gitse…

Süleyman Demirtaş: Kewê…

Yazarlar
Yurda uğrayıp çantamı toplayacam. Sonra gara, oradan da halamlara gideceğim. Hafta sonları ev havası solumak iyi geliyor. Yurtta hep terlikle gezdiğim için halıda yürümek bile özleniyor. Yurdun aidatını ödüyorum ve…

Süleyman Demirtaş: Klinik üzerine değinmeler

Yazarlar
Hayalim bir klinikte bir süre yatmak. Ne kliniği olduğu hiç önemli değil. Nereye yatırsalar orasıdır ağrımız , nereye dokunsalar orasıdır yaramız. Gezen bir yara gibi… Duruma bakılırsa psikiyatri kliniği diye…

Süleyman Demirtaş: Peşinden koştuğumuz hayatlar

Yazarlar
İstemediğimiz hayatlar yaşıyoruz. Çok kızgınız, çok kırgınız. Arkadaşlarımıza, ailemize, komşumuza, önümüzdeki araca, işyerindeki herkese, sosyal medyadaki takipçiye, takip etmeyene, küfredene, küfrü hakedene, devlete, Erdoğan’a, Bahçeli’ye bile! garibim, yanlış döşenmiş parke…

Süleyman Demirtaş: Kucaklaşma özlemi

Yazarlar
Geçen hafta da gidemedim görüşe. Bütün aile benden alıyor haberleri. Nasıllar? İyiler mi? İki cümle, iyiler selamları var için birkaç bin kilometre yol yapılır. Bornova’dan Buca’ya, oradan cezaevine giden otobüse…

Süleyman Demirtaş: Kuyudaki Yusuf’un yarası

Yazarlar
Kaskatı kesiliyor insan, elleri terliyor yarası sıcak olanın. Gözbebekleri irileşiyor ve hafızadaki bütün çekmeceler bir anda patlar gibi açılıyor; neyin var neyin yok orta yere dökülüyor. En mahremin aslında, kanın…

Süleyman Demirtaş: Yüreğimde esen dağ rüzgarı

Yazarlar
İşleri bitirip ancak çıkabilmiştim yola. Aç mıyım değil mi hissetmeye zamanım olmadı. Çok çalışmak zorundayım. Hayır öyle işlerim çok diye değil, aksine işlerim hep yetersiz diye… Buraya geldiğimden beri çok…