Suna Arev: Dersim’in yetimleri; Sıdıka’nın esirleri, subayların hizmetçileri
Tüm zamanlar kıyısında Geyik’i aradım. Onun sağ kürek kemiğinin altında, kahverengi bir ağaç kabuğuna dönüşen yarasına dokunmak, yaranın içindeki irini akıtmak, sarmak istedim… Dedim ki Eyüp’e; gel, gel de yara…