Burası, küçük bir bahçe kulübesi. Gurbetin işçi yorgunluğu ve yalnızlığını kovduğumuz yer. Demirden bir sobası var ve tamamen şark döşemeli. Kışın ayda bir cumartesi, beş altı kadınla burada buluşuruz. Nezahat…
Aslı bir güzel kadın. Özenle çizilmiş güzel kadın resimleri yanında halt etmiş. Ayrıca olgun, yapmacıksız ve derin, iri koyu kahverengi gözleri var. Gözleri kederli, derin bir kuyu… Aslı kendi halinde,…
Burası üç yıl öncesine kadar, dolgun başaklarını tüm ağırbaşlılığıyla toprağın cömertliğine eğen bir buğday tarlasıymış. Yaklaşık beş dönümüne kare şeklinde, dört katlı bir huzurevi inşa edilmiş. Yaşadığım kente on beş…
Tahta bir yatak, ayakları yere yakın kesilmiş. Kadın usulca kalktı, öte beriyi el yordamıyla tuta tuta bir patikaya girdi. Yürüdü, yürüdü bir çeşmeye vardı, elini, yüzünü yıkadı, basma çiçekli eteğiyle…
Daha yeşil ve tazecik iken koparır, çırparsan yaprağını, memesinden ve yaprağından göz, göz süt akar incir ağacının. Kanar kanadı kırılmış bir kadın gibi… sıcak, beyaz yaş döker… ”Seni de mi…
Darmstad kentinin yokuş aşağı mahallelerinde, bazen sisli, bazen karlı rüzgarlı, çoğu zaman ise yağmurlu havada çıkılan iş yolculuklarında, otobüs ağır ağır kentin merkezine ilerlerken yol, bir zaman sonra bir düzlüğe…
Yokuş aşağı kentlerdir buralar… Frankfurt’un geniş eteklerinden savrulan, işçi, emekçi seli kentler. Her dilden,her dinden,her renkten…İnsanlar… Sabahın 5’inde uykunun en derin, en tatlı, en sıcak yerinden kalkarlar, birer, beşer, onar…
Bu büyük köyde, buğdaydan sonra, en çok şeker pancarı ekilirdi. Şeker pancarı köylüler için iyi bir gelir kaynağıydı o zamanlar. Hem şeker, hem para, bir de hayvanları için küspe denilen…