🔴 Savunma bütçeleri üzerine tartışmalar devam ederken, Avrupa ülkeleri zorunlu askerlik hizmetini yeniden uygulamaya koyabilir mi? NATO müttefikleri zorunlu askerliği düşünüyor.
Soğuk Savaş sonrasında Avrupa ülkeleri ordularını sistematik olarak küçülttü, Fransa gibi kilit oyuncular zorunlu askerliği askıya aldı.
Buna bağlı olarak Avrupa’daki silahlı kuvvetlerinin büyüklüğünde 1990’lardan günümüze yüzde 38’lik bir düşüş yaşandı.
Sadece Avusturya, Güney Kıbrıs, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Yunanistan, Norveç, İsviçre ve Türkiye zorunlu askerliği hiçbir zaman askıya almadı.
Son on yılda Avrupa askeri personeli (2014-2024)
2023 ve 2024 rakamları tahminidir.
Lüneburg Leuphana Üniversitesi’nden araştırmacı Dr. Alexandr Burilkov Euronews’e yaptığı açıklamada, “Şimdi daha acil olan şey, Ruslarla savaşmak için değil ama güçlü bir caydırıcılık mesajı vermek için yeterli sayıda askere sahip olmak,” dedi.
Burilkov’a göre bu caydırılık, Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgal ettiği tarihe atıfta bulunarak ‘Şubat 2022’de yaptığınızı denerseniz başarılı olamazsınız’ mesajı ile mümkün olabilir.
Bruegel düşünce kuruluşu ve Kiel Enstitüsü tarafından yapılan ve Avrupa’nın kendini savunmak için, İngiltere’dekiler de dahil olmak üzere mevcut 1,47 milyon aktif askeri personele ek olarak 300.000 ek askere ihtiyaç duyacağını tahmin eden ortak bir analizin yazarlarından biri olan Burilkov şöyle devam etti:
“Ruslar son iki yılda ekonomilerini ve toplumlarını büyük ölçüde savaş temeline oturttu. Toplu olarak yapıldığında, savunma kabiliyetlerini arttırmak, özellikle de sonuçları da hesaba katınca, gerçekleştirilemez bir harcama değildir.”
Euronews’e konuşan bir NATO yetkilisi, NATO müttefiklerinin şu anda hem teçhizat hem de askeri personel açısından bunun nasıl yapılacağını tartıştıklarını ve zorunlu askerliğin de tartışmaların bir parçası olduğunu belirterek, mevcut ortamda kolektif etkin savunmayı sağlamak için NATO’nun savunma planlarını yürütecek daha fazla güce ihtiyaç olduğunu söyledi.
Aynı yetkili, “Bu kuvvetlerin nasıl oluşturulacağı, zorunlu askerlik sistemi mi, yedek kuvvetler mi yoksa başka bir model mi kullanılacağı müttefiklerin ulusal kararlarıdır,” dedi.
Transatlantik askeri ittifakı olan NATO, ulusal askeri politikaları zorunlu kılmıyor, ancak bir talep sinyali tanımlamada ve müttefikler arasında fikir alışverişini kolaylaştırmada rol oynayabilir.
Yetkili, en iyi uygulamalar, çıkarılan dersler ve NATO’nun asker alma ve elde tutma sorunlarını ele almadaki potansiyel rolüne ilişkin tartışmaların önümüzdeki aylarda ittifakın gündeminde üst sıralarda yer alacağını da sözlerine ekledi.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri saldırısının ardından Letonya ve Litvanya gibi Baltık ülkeleri silahlı kuvvetlerini genişletmek için çeşitli zorunlu askerlik modellerini uygulamaya koydular.
Hırvatistan da bu yıl zorunlu askerlik hizmetini yeniden başlatmayı planlıyor ve istihbarat servisleri Rusya’nın beş yıl içinde NATO üyesi bir ülkeye saldırabileceği uyarısında bulunuyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO ve Avrupa güvenliğine bağlılığı konusundaki belirsizliği ise başka ülkelerin de Hırvatistan’ı takip edebileceğini gösteriyor.
Burilkov, zorunlu askerliğin yanı sıra iyi eğitimli ve etkin yedeklere de atıfta bulunarak, “Sadece çatışmanın başlangıç aşamalarında değil, gerektiğinde savaşmaya devam edebilecek dirençli ordulara sahip olabilmek için, hem mevcut personelin miktarını artıracak hem de bu sistemin direncini artıracak her türlü sistemi uygulamaya koyabilmek çok gereklidir,” dedi.
Baltık modelinden çıkarılacak dersler
Finlandiya ve Estonya’da zorunlu askerlik hizmeti bulunuyor.
Danimarka, Litvanya ve Letonya kuraya dayalı bir zorunlu askerlik sistemi kullanırken, Norveç ve İsveç’te seçici zorunlu hizmet uygulanıyor.
Herkese uyan tek bir çözüm yok, ancak Avrupa için stratejik bir dış politika gündemi geliştirme üzerine çalışan Carnegie Europe’un araştırmacıları, 2024 politika belgesinde İskandinav ve Baltık ülkelerinden dersler çıkarılabileceğini savundu.
Bu ülkeler askerlik hizmetini daha cazip hale getirmek için mali yardımlar ve istihdam fırsatları da dahil olmak üzere çeşitli teşvikler getirdi.
Örneğin Litvanya, gönüllü olarak hizmete katılanlara mali desteğin yanı sıra askerlik görevi sırasında ve sonrasında istihdam ve eğitim imkanı sunuyor.
Estonya Savunma Kuvvetleri ise, çalışanlarını becerilerini geliştirmeleri için siber servise gönderdikleri ve daha sonra bunları işlerinde uyguladıkları Siber Askerlik gibi programlarda özel işverenlerle birlikte çalışıyor.
Politika ve karar alma süreçlerini iyileştirmeyi amaçlayan araştırma kuruluşu RAND Avrupa’da araştırmacı olan Linda Slapakova, “Pek çok ordu hangi rollerin askeri, hangi rollerin sivil olması gerektiğini yeniden gözden geçirme sürecinden geçiyor çünkü savaşın ve ulusal güvenliğin doğası değişiyor,” dedi.
Yine de zorunlu askerlik hizmetinin geri getirilmesi gerektiği konusunda herkes hemfikir değil. Bu seçenek bazı ülkelerde yasal olarak imkansız, bazılarında ise siyasi olarak mantıksız ya da pratikte mümkün değil.
Euronews’e konuşan Slapakova, bu tür bir altyapının pek çok ülkede mevcut olmadığını vurgulayarak, “Sadece orduya baktığımızda, eğitim altyapısı, insanların sağlık kontrollerinden geçirilmesi ve eğitimlerini ve hizmetlerini yapmak için kayıt yaptırmaları açısından çok şey gerekiyor,” dedi.
Slapakova, “Eğer amaç sadece silahlı kuvvetlerin kapasitesini arttırmaksa, bence ülkelerin gençleri askere veya sivil hizmete katılmaya zorlamak gibi bir şeyi düşünmeye başlamadan önce bakabilecekleri pek çok başka konu var,” diye ekledi.
Gallup International tarafından 2024’ta yapılan bir ankette, **”**Eğer ülkenizin de dahil olduğu bir savaş olsaydı, savaşmaya istekli olur muydunuz?” diye soruldu.
Bu ankete göre AB vatandaşlarının sadece yüzde 32’si bir savaş durumunda ülkelerini savunmaya istekli.
İtalya, Almanya ve İspanya gibi büyük AB ekonomilerinde bu rakamlar daha da düşük. İtalyanların sadece yüzde 14’ü, Almanların yüzde 23’ü ve İspanyolların yüzde 29’u savaş zamanında ülkeleri için savaşmaya istekli olduklarını belirtti.
/ euronews /