Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nde, yasa dışı yollardan Avrupa’ya gelen ve iltica talepleri reddedilenlerin geri gönderilmesini hızlandıracak önlemler kararlaştırıldı.
Üye ülke liderlerinin göç konusundaki hararetli tartışmalarının ardından kabul edilen zirvenin sonuç bildirisi, Avrupa’ya düzensiz göçte önemli bir transit ve menşe ülke konumundaki Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.
Menşe ve transit ülkelerle işbirliği güçlendirilecek
Zirve bildirisinde göçün “Avrupa’nın karşı karşıya bulunduğu bir sınama olduğu, bu nedenle Avrupa olarak bu sınamaya yanıt verilmesi gerektiği” vurgulandı.
AB Konseyi, menşe ve transit ülkelerle “her iki tarafa yarar sağlayacak kapsamlı ortaklıklar” yoluyla işbirliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
İlgili ülkelerde göçe kaynaklık eden nedenlere odaklanmaya ve insan kaçakçılığıyla mücadeleye vurgu yapılan metinde, bu sayede düzensiz göçün ve bunun sebep olduğu ölümlerin önlenebileceği kaydedildi.
Geri göndermeye hız verilecek
AB aynı zamanda geri göndermeye hız vermeyi hedefliyor. Bildiride, yasa dışı yollarla Avrupa’ya gelen ve iltica talepleri reddedilenlerin geri gönderilmesinin hızlandırılması konusunda dikkat çekici ifadelere yer verildi.
AB Konseyi, geri dönüşleri kolaylaştırmak, sayılarını arttırmak ve hızlandırmak için “her düzeyde kararlılıkla harekete geçilmesi” çağrısında bulundu.
Bunun için diplomasi, kalkınma, ticaret ve vizeler de dâhil olmak üzere AB’nin tüm politikaları ile araçlarını kullanılmasını talep eden liderler, Avrupa Komisyonunu da “acilen” konuyla ilgili yeni bir yasa teklifini sunmaya davet etti.
Geçen sene AB’de oturum hakkı bulunmayan, ayrılması istenen 484 bin kişiden ancak yüzde 20’sinin ülkelerine geri döndüğü belirtiliyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, komisyonun bu sayıların artması için çalışmalar yürüttüğünü, kısa bir süre içinde bir yasa teklifi sunulacağını açıkladı.
Geri gönderme merkezleri tartışıldı
AB liderleri ayrıca AB’ye iltica talepleri reddedilenlerin ülkelerine AB dışında oluşturulacak “geri gönderme merkezlerinden” gönderilmesini de tartıştı.
Von der Leyen, hangi üçüncü ülkenin güvenli kabul edilebileceği, bir göçmenin bir merkezde ne kadar süre tutulabileceği ve kendi ülkesine geri dönüşün mümkün olmaması hâlinde ne yapılacağının belirlenmesi için tartışmaların devam ettiğini söyledi.
İtalya hâlihazırda Arnavutluk’ta böyle bir merkez inşa etmiş durumda. Hollanda hükümeti de iltica talepleri reddedilenleri Uganda’ya göndermeyi değerlendiriyor. Ancak tüm AB liderleri bunun iyi bir fikir olduğu görüşünde değil.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Almanya gibi büyük bir ülke için hızlı geri dönüşleri sağlayabilecek yasanın daha yararlı olacağını söyledi. Scholz ayrıca AB nüfusunun yaşlandığını, emeklilik sistemlerinin de giderek daha fazla baskı altına girdiğini anımsatarak AB’nin göçmenlere şiddetle ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
İspanya Başbakanı Petro Sanchez de göçün İspanya ve diğer Avrupa ekonomilerinin büyük ihtiyaç duyduğu olumlu bir fenomen olduğunu kaydetti. Sanchez, “Müreffeh ve dolayısıyla dünyaya açık bir Avrupa mı istiyoruz, yoksa fakir ve dışa kapalı bir Avrupa mı istiyoruz?” sorusunun büyük önem taşıdığını vurgulayarak “Göç olgusunu gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünerek ele almalıyız” dedi.
“Göçün siyasi olarak araçsallaştırılmasına izin verilemez”
AB liderleri zirvede, Belarus ve Rusya’dan artan göç akını nedeniyle sınırlarında iltica başvurularını geçici olarak askıya alan Polonya’ya da destek açıkladı.
AB liderleri zirve sonuç bildirisinde bazı ülkelerin siyasi amaçlarla göçmenleri araçsallaştırmasına izin verilmeyeceğini kaydetti.
“Rusya ve Belarus ya da başka herhangi bir ülkenin, iltica hakkı gibi değerlerimizi istismar etmesine ve demokrasilerimizi baltalamasına izin verilemez” ifadelerinin yer aldığı bildiride, bu tür sınamalarla karşı karşıya kalan Polonya ve diğer üye ülkelerle dayanışmaya vurgu yapıldı.
AB Konseyinin birliğin tüm dış sınırlarını mevcut tüm imkânları kullanarak korumakta ve göçmenlerin siyasi olarak araçsallaştırılmasına karşı koymakta kararlı olduğu da bir kez daha teyit edildi.
Bazı hükümet dışı örgütler, Polonya’nın sınırlarında iltica taleplerini reddetmesini AB hukukunun ihlali olarak nitelendiriyor.
Von der Leyen ise bunun “Minsk ve Moskova’nın hibrit saldırılarına geçici bir yanıt olduğunu” söyleyerek tedbirin yasal olduğunu savunuyor.
Temmuz ayında Finlandiya da Rusya sınırından göçmen akınında yaşanan artış üzerine benzer bir tedbir almıştı.
Komşu ülkelerle vize politikalarını uyumlaştırma hedefi
Avrupalı liderlerinin zirve bildirisinde ayrıca AB’ye komşu ülkelerle vize politikalarının uyumlaştırılması hedefinin önemine vurgu yapılarak, “Güvenli ve yasal yollar, düzenli göç için kilit öneme sahip” denildi.
27 üyeli AB’de göç konusu aşırı sağın güçlenmesi nedeniyle en önemli gündem maddelerinden biri hâline geldi.
/Deutsche Welle/