Avrupa Birliği ülkeleri göçmenlerin gelişini durdurmak için Hırvatistan’ın yasadışı eylemlerine göz yumuyor. Hırvatistan yakaladığı göçmenlere fiziki şiddet uygulayıp Bosna Hersek’e geri itiyor. Hırvatistan’da yakalanan Kürt Gazeteci Ferhat Ölmez ise Hırvat polislerinin özel bilgilerini Türkiye ile paylaşarak kendisini zorla Türkiye’ye teslim edilmek istendiğini belirtti.
Avrupa’daki güvenli ülkelere ulaşmak isteyen göçmenler için yıllardır geçiş güzergahı olan Hırvatistan’ın gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerinde ciddi artış yaşanıyor.. Hırvatistan’ın göçmenlere karşı gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri defalarca basına yansımasına rağmen Avrupa Birliği üye ülkeleri bu tutum karşısındaki sessizliğini koruyor.
Hırvatistan’ın sınır güvenliğine finansal destek sunan Avrupa Birliği yaşanan hak ihlallerinin birçok uluslararası kurumun raporlamasına rağmen bu konuda herhangi bir adım atmıyor. Avrupa’ya olan göçü sınırlamak isteyen AB ülkeleri demokratik ve insani formları görmezden geliyor. Hırvatistan ise özellikle Şengen anlaşmasına dahil edildikten sonra hem sınır güvenliğini ciddi anlamda artırdı. Hem de göçmenler için bir kabus politikası uygulamaya başlattı. Balkan ülkelerinden gelen göçmenleri geri itmek için drone, fotokapan, duyarlı teller, yerel milisler gibi birçok faktörü devreye koyan Hırvatistan bu engelleri aşan göçmenlere de kötü muamele uyguluyor.
Özellikle dağlık ve kırsal alanda yakaladığı göçmenlere fiziki şiddet uygulayan Hırvatistan sınır muhafızları göçmenlerin iletişim araçları başta olmak üzere tüm eşyalarına da el koyuyor. Hırvatistan zorlu sınır güvenliğini aşıp şehir merkezlerine ulaşan göçmenlere ise ‘Dublin kabusu’nu devreye sokuyor. Hırvatistan sınıra yakın bölgelerde yakaladığı göçmenlerin kimlik bilgilerini aldıktan hemen sonra onları geldikleri ülkelere doğru tekrar yürütüyor. Göçmenleri tekrar kendi ülkelerini kullanmamaları için tehdit eden Hırvat polisleri hiç kimsenin iltica başvurusunu almıyor. Bu hızlı geri itme yöntemini gayri hukuki bir şekilde yapan Hırvat polisleri, geri ittikleri göçmenlerin kimlik bilgilerini ve istatistiklerini ise raporluyor. Hırvatistan AB’den daha fazla finanasal destek almak için özelikle bu yöntemi uyguluyor.
Bu durum Hırvatistan’ın resmi olarak tuttuğu istatistiklere de yansıyor. 2022 yılında Hırvatistan’a resmi iltica eden kişi sayısı 12.872 iken 2023 yılında ise bu sayı 68 bin 144’e ulaştı. AB’nin güçlü finansman desteğinden önce göçmenlerin kimlik bilgilerini nadir bir şekilde alan Hırvatistan artık bu konuda farklı bir politika uyguluyor. Hırvatistan’ın özellikle göçmenlerin istatiklerini daha fazla ekonomik destek almak için tuttuğu belirtiliyor. 2023 yılından önce Hırvatistan yüzbinlerce göçmen için bir geçiş güzergahıydı. Ancak 2023 yılında Hırvatistan’a iltica edip parmak izi veren kişi sayısındaki büyük artış tamamen AB ekonomik desteğiyle açıklanıyor. Hırvatistan hükümeti 2023 yılında 68 bin 144 kişinin iltica başvurusunu almasına rağmen sadece 98 kişiye oturum izni verdi. Hırvatistan’da bir entegrasyon sistemi olmadığı ve göçmenlere insani koşullar sağlamadığı için Hırvatistan’da parmak izi veren göçmenler Dublin anlaşmasına rağmen başka Avrupa ülkelerine geçiyor. Hırvatistan Dublin anlaşmasını da göçmenler üzerinden ekonomik bir gelire çevirmiş gözüküyor.
Hırvatistan’da parmak izi olup başka Avrupa ülkesine geçen göçmenler iltica ettikleri 2’nci ülke tarafından tekrar Hırvatistan’a gönderilmek isteniyor. Hırvatistan’da kabul ettiği kişi karşılığında ekonomik destek aldığı için 2’nci ülkeye giden göçmenleri tekrar geri istiyor. Ancak geri istediği binlerce göçmen için herhangi bir alt yapı oluşturmayan Hırvatistan göçmenler için bir kabusa dönüşüyor. Çünkü Dublin anlaşması gereği Hırvatistan’da parmak izi olan bir kişi başka AB ülkesine iltica edemiyor. Hırvatistan’daki insan hakları örgütleri devletin bu politikası karşısında mücadele etmesine rağmen bu konuda gerekli iyileştirici adımlar atılmıyor. Hırvatistan özellikle Türkiye’den gelen bazı politik mültecileri tekrar Türkiye’ye göndermek için baskı uyguluyor. Yakaladıkları Türkiyeli göçmenleri aylarca kapalı kamplarda tutan Hırvatistan yetkilileri bu göçmenlerin özel bilgilerini de Türkiye ile paylaşıyor.
Konuya ilişkin yaşadığı mağduriyet hakkında bilgi veren Kürt gazeteci Ferhat Ölmez Hırvatistan’da gördüğü polis şiddetine ve insan hakkı ihlalleri hakkında suç duyurusu yapmasına rağmen herhangi bir sonuç alamadığını belirtti. 26 Nisan 20024 tarihinde iki arkadaşıyla Bosna Hersek’ten Hırvatistan’a geçen Ölmez, sınırı geçtikten sonra Trijl kasabası yakınlarında başvuru yaptıkları polisler tarafından kendilerine şiddet uyguladığını belirterek yaşadıklarını şöyle anlattı:
‘İki arkadaşımla sınırı geçtikten sonra iltica etmek istedik. Ancak polisler bizi darp etti. Daha sonra bir karakola götürdü. Orada telefonlarımıza zorla el konuldu. Telefonlarımızı açarak özel bilgilerimizi aldılar. Bize çıplak arama dayattılar. Politik insanlar olduğumuzu bildirmemize rağmen iltica başvurumuzu almadılar. Bizi Türkiye’ye geri göndereceklerini söylediler. Zorla bazı kağıtlar imzalatmak istediler. Biz Hırvatça bilmiyorduk. Herhangi bir tercüman da getirmediler. Bir gün boyunca aç ve susuz bıraktılar. Daha sonra iki arkadaşımı zorla alarak birini Bosna Hersek polisine diğerini de Türkiye’ye teslim ettiler. Avukatsız bir şekilde hiç belge imzalamadığım için beni sonra cezaevi gibi bir kampa götürdüler. Orada da ısrarla iltica etmek istememe rağmen beni Türkiye veya Bosna Hersek’e göndermek için ikna etmeye çalışıyorlardı. O kampta benim gibi 40’a yakın insan vardı. Yüksek güvenlikli bir merkezdi. Bosna Hersek’e teslim edilen arkadaşımın aileme haber vermesi üzerine ailem Hırvatistan’a gelip avukat tuttu. Bazı uluslararası kurumlar benim için harekete geçti.”
Uluslararası kurumlar, avukatı ve ailesinin baskıları sonucu iltica başvurusunun alındığını dile getiren Ölmez, Hırvatistan’ın bu süreçte tüm bilgilerini Türkiye ile patlaştığını belirtti. Hırvat yetkillerinin parmak izlerini Türkiye’ye gönderdiğini kaydeden Ölmez daha sonra yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti:
”Darp edildiğim için suç duyurusunda bulundum. Ancak herhangi bir adım atılmadı. Bilgilerim Türkiye ile paylaşıldığı için bir an önce Hırvatistan’dan ayrılmak istedim. Çünkü Türkiye beni gayri resmi bir şekilde istiyordu. Hırvat yetkilileri eğer uluslararası kurumlar devreye girmeseydi beni Türkiye’ye teslim edecekti. Uluslararası kurumların soruşturma taleplerine rağmen Hırvatistan İçişleri Bakanlığı sadece olayı takip edeceğini söyledi. Şu ana kadar herhangi bir şekilde adım atılmadı. Hırvatistan’dan ayrılıp şu an balkan ülkelerinde saklanıyorum. Ancak balkan ülkeleri de güvenli değil. Türkiye burada çok sayıda politik insanı kaçırıyor. Ben de Avrupa’nın güvenli ülkelerine gitmeye çalışıyorum.”
/ka-il/