🔴 Avrupa Birliği, Esad’ın devrilmesinin ardından Suriye’ye yönelik yaptırımların hafifletilmesi için kapıyı araladı, ancak belirli bir zaman çizelgesi vermedi.
Avrupa Birliği liderleri Perşembe günü, Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından Suriye ile ilişkilerin normalleştirilmesi için izleyecekleri temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varırken, geçiş sürecine liderlik edecek cihadistler konusunda “henüz karar verilmediği” uyarısında bulundular.
Devlet ve hükümet başkanları ortak sonuç bildirgelerinde, ülkenin toprak bütünlüğünü, ulusal birliğini, tüm dini ve etnik azınlıkların korunmasını ve insan haklarına saygıyı güvence altına alacak ve aynı zamanda mezhepsel şiddet, aşırıcılık ve terörizmin yeniden ortaya çıkmasını önleyecek “kapsayıcı ve Suriye liderliğinde bir siyasi süreç” çağrısında bulundu.
Liderler ayrıca sahada süregelen istikrarsızlık nedeniyle Avrupa’da yaşayan Suriyeli mültecilerin geri dönüşlerinin “güvenli, gönüllü ve onurlu” olması gerektiğini vurguladılar.
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, Suriye ve Ukrayna’nın gündemin ilk sıralarında yer aldığı Brüksel’deki bir günlük zirvenin sonunda yaptığı açıklamada, “Esad rejiminin düşmesine yönelik yaklaşımımızın ana ilke ve hedefleri üzerinde mutabık kaldık,” dedi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de Costa’nın yanında, “Suriye halkı on yıldan bu yana ilk kez daha iyi bir gelecek için umutlanabilir,” dedi.
“Avrupa, gücün Suriye halkına geri dönmesini önemsiyor ve Avrupa’nın oynayacağı bir rol var” diyen Leyen, 2011’den bu yana 33 milyar euro’yu aşkın bir miktarı seferber ederek Suriye’nin en büyük donörü olan Avrupa’nın geçiş sürecinde daha büyük bir etki gücüne sahip olduğunu da sözlerine ekledi.
Brüksel şimdi Esad’ı deviren sürpriz saldırıya liderlik eden ve geçici bir başbakanla geçici hükümete rehberlik eden isyancı güçler Heyet Tahrir Şam’ı (HTŞ) yakından izliyor. HTŞ, Suriye’yi devlet kontrolünden serbest piyasa ekonomisine geçirme, tüm isyancı güçleri dağıtma ve kapsayıcı bir toplumu teşvik etme sözü verdi.
Daha önce Muhammed Colani olarak bilinen HTŞ lideri Ahmed Hüseyin El Şara, “Suriye birleşik kalmalı” dedi. “Sosyal adaleti garanti altına almak için devlet ile tüm dinler arasında bir toplumsal sözleşme olmalı.”
Ancak HTŞ, daha önce El Kaide ile olan bağlantısı nedeniyle BM ve tüm AB ülkeleri tarafından yasaklanmış bir terör örgütü olmaya devam ediyor. Grup, İslam hukukunun katı ve zaman zaman aşırı bir yorumu altında gerçekleştirdiği dine hakaret ve zina suçlarından infaz iddiaları da dahil olmak üzere insan hakları ihlalleriyle suçlanıyor.
Bu geçmiş, Esad sonrası dönemde çoğulculuğu garanti altına alma kabiliyetleri konusunda şüphelere yol açıyor. Suriye’de, nüfusun yüzde 70’inden fazlasını oluşturan Sünni Müslümanların yanı sıra Şii Müslümanlar, Aleviler, Hristiyanlar ve Dürziler, Iraklılar, Ermeniler, Süryaniler, Kürtler ve Filistinliler gibi etnik azınlıklar yaşıyor.
Von der Leyen, “Hepimiz biliyoruz ki şu an için jüri hala kararını vermedi. Yeni liderliğin vaat ettiklerini yerine getirip getiremeyeceğini söylemek için henüz çok erken,” dedi.
/euronews/