Emeklilik döneminde bu fark yüzde 34’e düşerken, çalışan kadınlarda ise yüzde 10’a kadar inmekte.
Fark, 65 yaş ve üzeri kişilerde 18-24 yaş aralığındaki kişilere göre daha yüksek.
Eşit olmayan dağılım, bakım ve ev işleri gibi faktörlerden kaynaklanıyor. İş gücü piyasasındaki ayrışma, cinsiyetler arası emeklilik farkı ve ekonomik şiddet de bu dengesizliğe katkıda bulunan faktörlerden bazıları.
RAND Avrupa’dan araştırmanın yazarlarından Madeline Nightingale, “Bu konuların birbiriyle yakından ilişkili ve bağlantılı olduğunu vurgulamanın önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
“Örneğin, iş gücü piyasasındaki durumunuz ve finansal okuryazarlığınız, para biriktirme yeteneğinizi ve dolayısıyla karar alma yeteneğinizi, hane içindeki yerinizi etkiler. Bu şeylerin birbirini güçlendirdiği bir tür bileşik etki vardır ve özellikle eşitsizlikler kişinin hayatı boyunca daha da yerleşik hale gelebilir.”
Finansal kararlardan kim sorumlu?
AB’de kadınların günlük finansal kararlara katılma olasılığı erkeklerden daha fazla.
Günlük alışveriş ve çocukların harcamalarını yönetmek gibi görevler orantısız bir şekilde kadınlar tarafından üstleniliyor.
Ancak kadınların daha büyük, daha stratejik finansal kararların alınmasına katılma olasılıkları daha düşük.
Nightingale, “erkeğin evin geçimini sağladığı model artık eskisi kadar yaygın olmasa da” bunun “tarihsel köklere” bağlı olduğu belirtiyor.
Araştırmanın bir diğer yazarı Joanna Hofman ise “Bu aynı zamanda kadınların genellikle daha az kazanması, daha birikime sahip olması ve daha az karar alma yetkisinin beraberinde gelmesiyle de ilgili” diye ekliyor.
AB cinsiyete dayalı ücret farklılığı konusunda ne durumda?
AB’de ortalama cinsiyetler arası ücret farkı yüzde 12,7 seviyesinde. Bu, bir erkeğin kazandığı her euro (36,25 Türk Lirası) için bir kadının sadece 87 sent (31,54 Türk Lirası) kazanması anlamına gelir. Yani bu bir bakıma yılda yaklaşık bir buçuk aylık maaş farkı demek.
Her 10 Avrupalıdan dokuzu, kadınların aynı iş ya da eşit değerdeki işler için erkeklerden daha az ücret almasının “kabul edilemez” olduğunu düşünmekte.
Hofman, “Cinsiyet eşitliği, iş gücü piyasası ve ücretlerde ayrımcılıkla mücadele konularındaki kapsamlı mevzuat, yürürlüğe giren ücret şeffaflığı direktifi gibi son gelişmelerle birlikte kesinlikle fark yaratıyor” dedi.
“Bu politikaların yokluğunda etkiyi tahmin etmek zor, ancak kesinlikle etkililer.”
/euronews/