Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye mülteciler için verdiği 6 milyar Euro’ya ne oldu? 

DünyaGündem

Avrupa Birliği kurumlarından Türkiye’nin aldığı 6 milyar Euro’nun nasıl harcandığı konusundaki belirsizlik dolayısıyla eleştiriler yükselmeye başladı.  

Euronews’ın haberine göre Avrupa Birliği Sayıştayı mülteci fonunun kullanımı ve denetlenmesi konusunda Türkiye’ye eleştirilerde bulunuyor. AB, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan para iadesi talep ederken bakanlık bunu reddetti.

AB’nin Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (FRIT) çerçevesinde Ankara’ya sağladığı 6 milyar Euro desteğin hangi alanlara harcandığı ortaya çıktı. Avrupa Sayıştayı’nın (ECA) hazırladığı rapor hangi ülkenin ne kadar yardım yaptığını da gösteriyor. Ancak Avrupa Sayıştayı mülteci fonunun kullanımı ve denetlenmesi konusunda Türkiye’ye eleştirilerde bulunuyor. AB, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan para iadesi talep ederken bakanlık bunu reddetti.

FRIT, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin desteklenmesi için ciddi bir ek fon desteği sağlanması doğrultusunda Avrupa Birliği Konseyi’nin yaptığı çağrıya cevaben 2015 yılında oluşturuldu. Programın toplam bütçesi 6 milyar Euro. Bu bütçe 3 milyar Euro’luk iki eşit dilime ayrıldı. Bunlar 2016-2017 ve 2018-2019 dönemlerini kapsıyor.

Program; sağlık, eğitim, koruma ve temel ihtiyaçların karşılanması gibi insani yardımlar ile eğitim, göç yönetimi, sağlık, belediye altyapısı ve sosyo-ekonomik destekleri kapsayan kalkınma yardımlarından oluşuyor.

ECA raporu “Türkiye’deki mülteciler için araç: Mülteciler ve ev sahibi toplumlar için faydalı, ancak etki ve sürdürülebilirlik henüz sağlanmadı” başlığını taşıyor. Rapora göre 5,98 milyar Euro’nunyüzde 40,8’i (2 milyar 439,5 milyon Euro) insani yardıma; yüzde 59,1’i (3 milyar 538,6 milyon Euro) kalkınma yardımlarına harcandı.

Harcamaların detaylarına gelince, bütçede en büyük kalemi temel ihtiyaçlar oluşturuyor. Temel ihtiyaçlara 1 milyar 892,8 milyon Euro harcandı. Bu da neredeyse harcamaların üçte birini (yüzde 32) oluşuruyor.

1 milyar Euro harcama ile eğitim ikinci sırada.

Sosyo-ekonomik destek de 907,1 milyon Euro üçüncü en büyük harcama alanı.

Eğitim altyapısı için de 545 milyon Euro harcanırken belediye altyapılarına giden tutar da 380 milyon Euro oldu.

Koruma programlarına 268,2 milyon Euro harcanırken sağlık altyapısına sadece 90 milyon ayrıldı.

Göç yönetimine 80 milyon Euro harcanırken idari harcamalar 43,2 milyon Euro tuttu.

Raporda hangi ülkenin ne kadar yardım yaptığının ayrıntıları da var. Buna göre 28 AB üyesi ilk dilimde 1 milyar 999,4 milyon Euro; ikinci dilimde 1 milyar Euro olmak üzere toplam 2 milyar 999,5 milyon Euro destek sağladı.

AB ise 1+2 milyar Euro olmak üzere iki dilimde toplam 3 milyar Euro destek sağladı. Böylece üye ülkelerle birlikte toplam yardım 6 milyar Euro’ya ulaştı.

En büyük destek Almanya’dan geldi. Almanya FRIT çerçevesinde Türkiye’ye 643,4 milyon Euro verdi. Birleşik Krallık 482,5 milyon Euro sağlarken Fransa da 460,8 milyon Euro verdi.

Diğer bazı ülkelerin yardımları ise şöyle: İtalya (336 milyon Euro), İspanya (229 milyon Euro), Hollanda (140,6 milyon Euro).

 

Bu ülkelerin dışında 100 milyon Euro’dan daha fazla yardım gönderen başka ülke olmadı.

 

İsveç 93,3 milyon Euro yollarken Belçika 85,9 milyon Euro destek sağladı.

Öte yandan Avrupa Sayıştayı mülteci yardımlarının harcanması konusunda Türkiye’yi eleştirdi.

Rapor “genel olarak, zorlu bir bağlamda, Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı’nın mültecilere ve ev sahibi topluluklara ilgili desteği sağladığını” ve “ihtiyaçlarını karşıladığı”nı tespit ediyor. Ancak hemen şu eleştirileri getiriyor:

“Çeşitli nedenlerden dolayı bunların uygulanması önemli ölçüde gecikmiş ve proje maliyetleri sistematik olarak değerlendirilememiştir. Planlanan çıktılar sağlanmış olsa da, Mali Yardım Programı’nın etkisi yeterince ölçülmemiştir ve sürdürülebilirlik şu ana kadar sadece altyapı projeleri için sağlanmış, eğitim, sağlık ve sosyo-ekonomik destek sektörlerindeki bazı projeler için sağlanamamıştır.”

AB maliyetlerin makul olup olmadığını değerlendirmedi

AB’nin; projeleri doğrudan ve dolaylı yönetim ve çeşitli türlerde uygulayıcı ortaklar aracılığıyla hayata geçirdiğini belirten rapor şu eksikleri ortaya çıkardı:

“(AB’nin) maliyetlerin makul olup olmadığını sistematik olarak değerlendirmediği, farklı projeler arasında benzer maliyetleri karşılaştırmadığı veya yararlanıcı başına maliyeti hesaplamadığı için AB Komisyonu’nun proje maliyetlerini değerlendirmesinde zayıflıklar tespit ettik.”

Milli Eğitim Bakanlığı’na veri ve usulsüzlük eleştirisi

Genel olarak, çeşitli sektörlerde planlanan çıktıların sağlandığını belirten Avrupa Sayıştayı raporu Mili Eğitim Bakanlığı’nın gerekli verileri paylaşmadığını şöyle açıkladı: “ Ancak eğitim sektöründe, Mali Yardım Programı’nın sağladığı finansmanın mülteci çocukların Türk eğitim sistemine entegrasyonu ve başarısı üzerindeki etkisini değerlendirmek mümkün olmamıştır. Okul inşaatlarının yararlanıcılar üzerindeki etkisi de değerlendirilememiştir. Bu durum, Türk Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından sağlanan verilerdeki kısıtlamalardan kaynaklanmıştır.”

Rapor verilerin sağlanmaması konusunda “Bu durum, örneklenen FRIT eğitim projelerinin etkisi hakkında bir sonuca varamayacağımız anlamına geldiğinden, denetimimiz için önemli bir kısıtlama teşkil etmektedir.” eleştirisinde bulundu.

ECA raporu, AB Komisyonu’nun finanse edilen projeleri izlemek için uygun tedbirleri uygulamaya koyduğunu ancak raporlama ve izleme çerçeveleri genellikle sonuçlardan ziyade çıktıları ölçmek üzere tasarlandığını vurguladı: “Bu nedenle, özellikle sosyo-ekonomik sektördeki projelerin etkisini ölçmekte yetersiz kalmışlardır.”

AB, MEB’den para iadesi istedi; bakanlık reddetti

Rapor, eğitim projelerinde usulsüzlük olduğuna da işaret ediyor. Bunların başında öğretmenlerin sözleşmesinin feshedilmesi ve yeniden işe alınması geliyor. Denetçiler; projeler arasında boşluk olmamasına rağmen öğretmenlere tazminat ödendiği ve bu durum Türk iş kanununda yasakladığını da bildirdi.

Rapor bu konuda şu tespiti yaptı: “Bulgularımıza dayanarak Komisyon, söz konusu tutarları Bakanlıktan geri almak için girişimlerde bulunmuştur. Komisyon Ağustos 2023’te Bakanlıktan 8.4 milyon Euro’nun geri ödenmesini talep eden bir mektup göndermiş ancak Bakanlık bu talebi reddetmiştir. Komisyon’un hukuka aykırı kıdem tazminatı olarak ödenen toplam 19.6 milyon Euro’yu nasıl geri alacağı (ya da alıp almayacağı) henüz belli değil.”

Denetçiler örnek sorunlardan birisi olarak satın alınan bazı malzemelerin kullanılmadığını ve hala depolarda bulunduğunu gösterdi. Okullarda kutularında bekleyen masa tenisi fotoğraflarla birlikte raporda yer aldı.

Rapor Mali Yardım Programının 2016 yılından bu yana kötüleşen AB-Türkiye ikili ilişkileri bağlamında uygulandığını hatırlattı. ECA raporu “AB, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ve temel haklar konusunda gerilemesi, bazı AB üye devletleriyle ilişkilerinin bozulması ve Doğu Akdeniz’deki izinsiz sondaj faaliyetleri nedeniyle Türkiye’ye yaptırımlar ve kısıtlamalar getirmiştir.” tespiti yaptı.

Rapor, AB Komisyonu’nun (uluslararası) sivil toplum kuruluşlarının (STK) çalışma ortamını iyileştirmeye çalıştığını ancak ancak sonuçlar sınırlı kaldığını da bildirdi. Denetçiler “STK’ların işleyişi konusu, Yönlendirme Komitesi toplantılarında, Konsey toplantılarında ve üst düzey siyasi diyaloglarda ve Komisyon’un Türkiye’ye yaptığı ziyaretlerde birçok kez ele alınmıştır. Ancak bu durum olumlu bir sonuca yol açmamıştır.” tespitinde bulundu.

Rapor AB Komisyonu’na gelecekteki faaliyetlerin verimliliğini ve etkinliğini artırmayı amaçlayan dört tavsiyede bulundu:

Maliyetlerin değerlendirilmesi ve izlenmesini iyileştirmeli

Türk makamlarından mülteciler ve ev sahibi topluluklara ilişkin eğitim konusunda veri toplamalı Projelerin etkisinin ölçülmesini iyileştirmeli Projelerin sürdürülebilirliğini güçlendirmeli.

 

/euronews/

İlginizi Çekebilir

Biden, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim ile Gazze’de ateşkesi görüştü
‘Soykırıma yardım’ davasında gözler Adalet Divanı’nda

Öne Çıkanlar