İngiltere merkezli “Abdullah Öcalan için Özgürlük Sendikal Kampanyası”, PKK lideri Öcalan’a uygulan tecrit nedeniyle Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu (AP) binası önünde açıklama yaptı.
Luxembourg Meydanı’nda yapılan açıklamada Öcalan’a özgürlük talep edilen bir de pankart açıldı.
Açıklamaya Rojava ile Kürdistan Bölgesi’nde yürütülen kampanyaların temsilcilerinin yanı sıra, sendika temsilcileri, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) ve KONGRA-GEL’den isimler katıldı.
GLYYN: TECRİT İNSAN HAKLARINA AYKIRI
Açıklamada konuşan yazar ve ”Abdullah Öcalan için Daimi Nöbet Temsilcisi” Sarah Glyyn, ”Öcalan’ın 1999’dan bu yana mutlak tecrit altında” olduğunu söyledi. 2 yılı aşkın bir süredir İmralı’daki tutuklulardan temas kurulamadığını belirten Glyyn, “İzolasyon uluslararası insan hakları ilkelerine aykırıdır” dedi.
100 yıl önceki Lozan Antlaşması’nı da hatırlatan ve yol açtığı sorunlara dikkat çeken Glyyn, ”Öcalan üzerindeki tecrit kalkmadan Kürt meselesine demokratik ve barışçıl bir çözümün mümkün olamayacağının” altını çizdi.
DUBINS: TECRİT KABUL EDİLEMEZ
İngiltere’de Unite the Union (UNITE) sendikası Uluslararası Direktörü Simon Dubins, “Sayın Abdullah Öcalan’a ne olduğunu soruyoruz” diyerek özellikle CTP’nin son ziyaretini hatırlattı ve bilgi vermesini istedi. Tecridin hiçbir yasal dayanağının olmadığını kaydeden Dubins, AB ve CPT’yi eyleme geçmeye ve bilgi alınmasını sağlamaya çağırdı. İmralı’daki tutsakların bu koşullarda tutulmasının kabul edilemez olduğunun altını çizen Dubins, Kürt meselesinin çözümünde Öcalan’ın “kilit önemde” olduğunu kaydetti.
İtalya CUP People’s Union’dan Antonio Amoroso da ”Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün öneminden” bahsetti.
ABDULLAH ÖCALAN’IN KOŞULLARI
Demokrasi için Araştırma ve İnceleme Merkezi CRED’den avukat Michaela Arricale, CPT’nin sessizliğini sert sözlerle eleştirdi. CPT’nin sorumluluğunu yerine getirmediğini söyleyen Arricale, “Abdullah Öcalan’a ne oldu?” diye sordu.
İtalya’dan Roma VIII. Belediye Başkanı Amadeo Ciaccheri, Öcalan’ın demokratik konfederalizm projesine dikkat çekerken, İtalya’yı ve Avrupa Birliği’ni de Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi için baskı yapmaya çağırdı.
İtalyan kurum ARCI’nin Brüksel Temsilcisi Laura de Bonfils, Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullarını sordu. Bonfils, insan hakları ihlallerine son verilmesini istedi.
Bask’tan LAB Temsilcisi Vicente Jose Rekondo, ”Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümünün garantörünün Abdullah Öcalan olduğunu” vurguladı.
‘CPT BİLGİ VERMELİ’
Trade Union Congress (STUK) sendikasının İskoçya Başkanı Mike Arnott, ”sendikasının Öcalan ve Kürt halkı ile dayanışmasını” ifade ederek, “Nelson Mandela da ailesi ile görüşebiliyordu, Abdullah Öcalan için de aynısını istiyoruz” dedi. Arnott, CPT’nin son ziyaretini hatırlatarak, “Bize, ailesine, Kürt halkına bilgi verilmesini istiyoruz” dedi.
‘AP BASKI YAPMALI’
İskoçya’dan Glasgow Meclis Üyesi Rosa Salih, ”Abdullah Öcalan’ın 24 yıldır uluslararası insan haklarına aykırı olarak tecritte olduğunu” kaydederek, “Bu bir insan hakları meselesidir” dedi. Salih, “Avrupa Parlamentosu’nu Türk hükümetine baskı yapmaya çağırıyoruz” diye kaydetti.
KLUTTE’DEN 3 TALEP
Avrupa Birleşik Sol/Kuzey Yeşiller Grubu’ndan Jurgen Klutte, Avrupa kurumlarının sessizliği nedeniyle toplandıklarını belirterek, taleplerini şöyle sıraladı:
“Tecride son verilmeli, Abdullah Öcalan özgür olmalı, Suriye/Rojava’ya yönelik savaş durdurulmalı.”
‘ENDİŞELİYİZ’
Organizatörler ayrıca ortak açıklama yaptı.
Açıklamada, “İmralı’daki diğer üç mahkumdan biriyle son yüz yüze görüşmesi Mart 2020’de gerçekleşti. 8 Temmuz 2023’te Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı cezaevi yönetimi aracılığıyla kimliği belirsiz tehdit mektupları aldığı bildirildi. Bu mektupların ölüm tehditleri içerdiği iddia ediliyor. Bu son derece ciddi iddiaların ardından güvenliği ve sağlığı için daha da endişeliyiz” denildi.
DİSİPLİN CEZALARI
18 Temmuz 2023’te Öcalan ve İmralı’daki diğer tutsaklara yeni bir “disiplin yaptırımının” uygulandığının belirtildiği açıklamada, “Sözde ‘disiplin yaptırımları’, geçerli herhangi bir Türk veya Avrupa yasal çerçevesine dayanmamaktadır. Bunlar, tecrit politikasını uzatmaya yönelik siyasallaştırılmış önlemlerdir. Örneğin, böyle bir disiplin cezasının, Sayın Abdullah Öcalan’ın diğer mahkûmlarla çok yüksek sesle konuşması nedeniyle verildiği bildirildi” diye kaydedildi.
‘MANDELA KURALLARI İHLAL EDİLİYOR’
Açıklamada “Bu gerçekler, Türkiye hükümetinin çok sayıda kilit uluslararası yasal çerçeveyi ihlal ediyor olabileceğini düşündürmektedir” denildi.
Birleşmiş Milletler ‘Mandela Kuralları’nın işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya cezaların tanımına ilişkin kriterlerinin de hatırlatıldığı açıklamada, “Bu kuralların ihlal edilmesinden son derece endişeliyiz” vurgusu yapıldı.
CPT’NİN SON RAPORU ŞÜPHELİ
Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı:
“Ayrıca Avrupa Konseyi’nin ve özellikle onun İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) konumundan da endişe duyuyoruz. CPT, İmralı’daki cezaevi koşullarına ilişkin 30’dan fazla rapor yayınladı. Bu raporlar sürekli olarak Türkiye’nin bağlayıcı iç uluslararası yasal standartları karşılamadaki başarısızlığını eleştiriyor ve Türk makamlarını hapishane koşullarını iyileştirmeye davet ediyor. Bu tavsiyeleri destekliyoruz ve derhal uygulanmaları çağrısını yineliyoruz.
Ancak CPT bu bağlamda misyonunu yerine getirmek için daha fazlasını yapabilir ve yapmalıdır. En son CPT heyeti, Eylül 2022’de İmralı cezaevini ziyaret etti. CPT, ziyarete ilişkin Genel Raporu’nu Mart 2023’te yayınladı.
Bu raporda yer alan bilgilerin güvenilirliğinden endişe duyuyoruz. CPT, Sayın Abdullah Öcalan ile görüştüğünü iddia etti. Ancak Türk Adalet Bakanı, Sayın Abdullah Öcalan’ın ziyareti reddettiğini iddia etti. Bu nedenle CPT’den ziyaretin mahiyeti ve detayları hakkında somut bilgi talep ediyoruz.
Bahsi geçen yasal ve kurumsal aksaklıklar sadece bir kişinin haklarını ilgilendirmiyor. Sayın Abdullah Öcalan’ın tecrit edilmesi, modern Ortadoğu’daki en uzun soluklu ve en ölümcül çatışmalardan biri olan Türkiye’deki Kürt ihtilafını barışçıl yollarla çözme çabalarını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle bölgesel ölçekte istikrarı, güvenliği ve insan haklarını etkiler. Bu bağlamda, aşağıdaki politika önerilerinin derhal benimsenmesini talep ediyoruz.”
ÖNERİLER VE ÇAĞRILAR
Açıklamada çok sayıda öneri de sıralandı.
Türkiye’ye, “İmralı’daki cezaevi koşullarına ilişkin İşkenceyi Önleme Komitesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (Öcalan No 2) önceki tavsiyelerini gecikmeden uygulayın. (Mahkumların örgütlenme hakkı. Mahkumların avukatları ve ailesiyle görüşme hakkı. Cezaevi koşullarına itiraz etmek için etkili yasal yollar. AİHS’nin 3. maddesine aykırı olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kaldırılması.)” çağrısı yapıldı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Konseyi’ne, “Türkiye Hükümeti’nin CPT’nin tavsiyelerine uymayı ısrarla reddetmesini tartışın. Türkiye Hükümeti’ni sorumlu tutmak için ileriye dönük sonraki adımları ana hatlarıyla belirtin” önerileri yapıldı.
Açıklamada CPT’ye, “Abdullah Öcalan’la bildirilen görüşmesinin yapılıp yapılmadığına ilişkin özel açıklama yapın. Bu görüşmenin ayrıntıları dahil olmak üzere somut bilgiler verin” çağrısı yapıldı.
Ayrıca ilgili tüm yerel ve uluslararası siyasi aktörlere de son olarak şu çağrı yapıldı: “Abdullah Öcalan’ın Türkiye’deki Kürt sorununa kalıcı, adil ve demokratik bir siyasi çözüm bulunması için müzakerelerde rol oynamasına izin verecek koşullar altında serbest bırakılması için çalışın.”
İMZACILAR
Basın metnine destek verenler şöyle: “Central Unitaria de Trabajadores (CUT), Cosatu, Cenfederacion Intersindical Galega (CIG), LAB, Steilas, Confederazione Unitaria di Base, CGT, Cobas, Confederacion Intersendical, Intersindical Alternativa de Catalunya (IAC), General Federation of Trade Unions (GFTU), Intersindical Valenciana, STUC, Euskal Sindikatua (ELA), CRED, CSI, SAT, Arci, Pour une Ecologie Populaire et Sociale (PEPS), TUC, France-Kurdistan.”
/Kaynak: Mezopotamya Ajansı/