Yeşiller ve Avrupa Özgür İttifakı grubu, yüzde 50.9 kadın üye oranı ile Avrupa Parlamentosu’nda cinsiyet dengesinin yakalandığı tek siyasi grup oldu.
Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) kadın üyelerin oranı 45 yıl sonra ilk kez azalırken, parlamentodaki yaş ortalamasında ise yükseliş oldu.
AP’nin 10. yasama döneminin ilk genel kurulu 16-19 Temmuz tarihleri arasında Fransa’nın Strazburg şehrinde yapılacak.
Avrupa merkezli sosyopolitik araştırma platformu EU Matrix’ten alınan verilere göre, AP’nin yeni dönemdeki üyelerinin yüzde 38.75’ini kadınlar oluşturdu.
Sosyopolitik araştırma platformunun kurucusu ve CEO’su Doru Frantescu Euronews’e yaptığı açıklamada, “Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapıldığı 1979 yılından bu yana ilk kez kadınların oranı bir önceki döneme göre azaldı. Bu sadece yüzde 1’lik bir düşüş olsa da cinsiyet eşitliğine doğru yükseliş eğilimi ilk kez gerçekleşmedi,” diye belirtti.
Sadece Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı (EFA) grubu yüzde 50.9’luk kadın AP üyesi oranıyla en yüksek cinsiyet eşitliği oranına sahip oldu.
Sol ve merkezci Avrupayı Yenile yaklaşık yüzde 45 kadın milletvekili oranı ile ikinci sırada yer alırken, yüzde 21.7 ile en düşük orana aşırı sağcı Avrupa Muhafazakârlar ve Reformistler Grubu sahip oldu.
Frantescu, kadın oranının düşük olmasının Yeşiller/EFA, Avrupa Yenile ile Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı’nın (S&D) AP’de seçimlerde sandalye kaybetmesiyle ilişki olabileceğini söyledi.
Ayrıca sadece Sol grup, AP üyesi sayısını arttırdı.
Sandalye sayısını artıran merkez sağ Avrupa Halk Partisi (EPP) ile aşırı sağcı Avrupalı Muhafazakârlar ve Reformistler Avrupa şüphecisi güçler olarak, “Avrupa için Vatanseverler” ve “Egemen Ulusların Avrupası” adında iki grup oluşturdu.
Merkezci ve sol gruplarda her zaman daha fazla kadının olmasına ilişkin yaptığı açıklamada Frantescu, “Bu daha çok sosyolojik bir olgu, kadınların siyasete katılma olasılığıyla bir ilgisi yok,” dedi.
Geleneksel olmayan partiler genç milletvekillerini çekiyor
EU Matrix, AP üyelerinin yaklaşık beşte birinin 40 yaşın altında, diğer beşte birinin ise 60 yaşın üzerinde olduğunu belirtti. Bu veriler ışığında yaş ortalamasının çok az bir artışla yüzde 49.5’ten yüzde 50’ye yükseldiği ortaya çıktı.
23 yaşındaki Avusturyalı iklim aktivisti Lena Schilling en genç AP üyesi olurken, Yeşiller/EFA grubundan 76 yaşındaki Leoluca Orlando ise en yaşlı üye oldu.
EU Matrix CEO’su Frantescu, “Daha genç insanlar Yeşiller (yüzde 41.5) ve bazı yeni sol partiler gibi daha yeni kurulan partileri tercih etme eğiliminde. Daha geleneksel partilerin yaş ortalaması biraz daha yüksek,” diye konuştu.
EPP, 40 yaşın altındaki milletvekili kategorisinde yüzde 11.17 ile en düşük paya sahipken, Yeşiller/EFA yüzde 41.51 ile en yüksek paya sahip grup konumunda bulunuyor.
Siyasete giren gençler hakkında da konuşan Frantescu, “Genel olarak, siyasete dahil olmak isteyen gençlerin zirveye giden en hızlı yolu bulmaları gerekiyor. En hızlı yol da geleneksel partilerden geçmiyor. Çünkü bu partilerde hâlâ öncü rol oynayan eski pek çok önemli kişi bulunuyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Gençlerin girmesiyle birlikte siyasi hayatın daha dinamik hale geldiğini söyleyen Frantescu, “Radikal sağ da dahil olmak üzere Avrupa genelinde yeni partilerin çoğaldığını görüyoruz. Çünkü gençler siyasi sürece dahil olmak istiyor. Yeni siyasi hareketler yaratmanın artık daha kolay olduğunu ve bunun demokrasi için iyi olduğunu anlıyorlar,” diye ekledi.
İktidarda olmayan partilerin çoğu AP üyesi
Yeni parlamentonun bir başka ilginç istatistiği de AP üyelerinin neredeyse üçte ikisinin (yüzde 61.5) ülkelerindeki iktidar partisine mensup olmaması.
Bu durumun kurumlar arası ilişkileri etkileyebileceğini söyleyen Frantescu, “Bu AP üyeleri, hükümetlerinin Avrupa Konseyi düzeyinde savunduklarını desteklemekle ilgilenmiyorlar” diye konuştu.
Bu durumdan en çok etkilenen iki üye ülkenin, Avrupa Birliği’nin (AB) “güç motoru” olarak görülen Fransa ve Almanya’nın olması dikkat çekiyor.
“AP’deki Fransız milletvekillerinin yüzde 85’i Cumhurbaşkanı Macron’un partisine mensup değil. Bu da bu milletvekillerinin çoğunluğunun Macron’un Avrupa Konseyi’nde yaptığı her şeyi eleştireceği anlamına geliyor,” diyen Frantescu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Almanya’da da iktidar partileri AP seçimlerinde çok kötü bir performans sergiledi. AP’deki vekillerin çoğunluğu merkez sağcı Almanya Hristiyan Demokrat Birliği ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif’ten (AfD) geliyor. Sadece İtalya, Polonya ve Yunanistan gibi birkaç ülkede iktidardaki partiler, AP seçimlerinde çok sandalye kazanmayı başardı.”
Frantescu’ya göre, AP üyelerinin yarısından fazlası yeni üyelerden oluştuğu için, AP işleyişlerine alışmaları yaklaşık altı ay sürecek.
Frantescu, bu nedenle parlamentoya yeniden seçilen üyelerin “nasıl daha etkili olacaklarını bildikleri” için daha kolay raportör veya komite başkanı olabilecekleri yorumunda bulundu.
/euronews/