“Hakikatten kastımız anlamlı bir yaşam ve anlamlı bir toplumdur”
JİNWAR İnşa Komitesi
Rojava Devrimi’nin bir “kadın devrimi” olduğu pek çok kimse tarafından dile getiriliyor. Peki ama bu gerçekten ne anlama geliyor? Yani kadın devrimi denildiğinde tam olarak ne demek istiyoruz? Kadınların IŞİD’e de karşı savaşıyor olmaları, üniformalı gerilla birlikleri, hatta kadın ordusu olmaları, Rojava Devrimi’ni ünlü bir kadın devrimi olarak tanımlamaya yeter mi, yoksa esasında bundan daha fazlası var mı? Bu meseleyi Rojava’dan çıkıp daha global bir ölçekten düşünüyor olsak soruyu şöyle sormamız gerekirdi muhtemelen: Kadın katılımı bir devrimi kadın devrimi olarak tanımlamaya yeter mi?
Kürt kadınların bu soruya cevabı, özgün örgütlenmenin başladığı 90’lı yıllardan beri çok net: yapmaz! Zira yapmış olsaydı tarihteki diğer tüm devrimlerden kadın devrimi olarak bahsetmek gerekirdi; çünkü kadınlar toplumsal tarihe yön veren tüm devrimlere ve devrimsel süreçlere aktif bir biçimde katıldılar. Bunu kimi zaman tıpkı Rojava’daki kadınların yaptığı gibi silahlı mücadeleye katılarak gerçekleştirdiler, kimi zaman yemek pişirerek, ailelerini, evlerini ve topraklarını koruyarak, toplumsal direnişlerin parçası oldular. Her ne biçimde olursa olsun kadınlar her daim oradalardı. Ancak günün sonunda devrimin öznesi olmaktan, erkek aklı ile tasarlanan yeni iktidarların ezilen, sömürülen, bedeni ve varlığı baskı altına alınan toplumsal gruplarına dönüştüler. Bu nedenle hiçbir devrim, kadın devrimi olamadığı gibi, devrimsel süreçler de gerçek toplumsal özgürleşme projelerine dönüşemediler.
Henüz mücadelenin ilk yıllarında Kürdistan Özgürlük Hareketi içerisinde açığa çıkan cins çelişkisi, Kürt özgürlük mücadelesinin diğer tüm özgürlük mücadeleleri gibi aynı tehlikeye gebe olduğunu anlamaya yeter düzeydeydi. Bu nedenle kadınlar, Abdullah Öcalan’ın desteği ve çözümlemeleri ve ilk kadın direnişçilerin mücadelesi ışığında özgün ve özerk örgütlenmelerini oluşturdular. O yıllarda cins çatışmasının tanımlanması ve bilincinin oluşması, diyebiliriz ki bugün Rojava’da açığa çıkan kadın devriminin ilk adımlarıydı. Kadın ordulaşması ile başlayan ve çeşitli formlarda örgütlenmeler ile büyüyen ve genişleyen bu süreç, Kürdistan’ın tüm parçalarında yaşayan kadınları kendi özgün örgütlenmelerini oluşturma konusunda cesaretlendirdi ve böylelikle kadın dernekleri, meclisleri ve konfederasyonları kurulmaya başlandı. Bu süreç kadınların dört parça Kürdistan’da özneleşmesi, politik ve sosyal alanda somut kazanımlar elde etmesini sağlarken, Kürt toplumunda geri dönülmez toplumsal dönüşümler yaratmaya başladı.
2005 yılında Yekitîya-Star adıyla kurulan ve 2012 yılı Rojava Devrimi’ne dek gizli bir biçimde Rojava’nın köy ve kasabalarında kadınları örgütleyen Kongreya Star (Rojava ve Kuzey Suriye Kadın Kongresi) bu sürecin bir parçası olarak Kürdistan’ın batısında ortaya çıktı ve diğer parçalardaki kadın kongreleri ve örgütlenmeleriyle ideolojik ortaklık ve hedefler doğrultusunda hareket etti. Kongreya Star bugün Rojava ve Kuzey Suriye’de açığa çıkan toplumsal dönüşümü gerçek anlamda bir kadın özgürleşme projesine dönüştürme saikiyle hareket ediyor. Bu anlamıyla Kongreya Star’ın örgütlenme ilkelerine, yöntemlerine ve ulaştığı örgütlülük düzeyine baktığımızda kadın devriminin gerçek anlamının tarihte ilk kez bütünlüklü bir biçimde yaratıldığını görürüz.
Kongreya Star ve Kadın Özerkliği
Birincil amacı toplumdaki baskın erkek zihniyetine meydan okumak olan ve bugün milyonlarca kadının çatı örgütü haline gelen Rojava ve Kuzey Suriye Kadın Kongresi (Kongreya Star), ilk kongresini Yekitîya Star adıyla 2005 yılında sadece birkaç kadının katılımı ile gerçekleştirdiğinde temel amacını yüzlerce yıldır sömürge ve baskı koşullarında yaşayan ve bu anlamıyla ataerkilliğin daha da katmerli hale geldiği Kürt toplumunda kadına yönelik şiddet ve baskı koşullarını elemek olarak tanımladı. 2007 yılında 61 kadının katılımı ile ikinci kongresini, 2009 yılında 81 kadının katılımı ile üçüncü kongresini gerçekleştiren Kongreya Star, sonraki yıllarda tüm Rojava kadınlarını ve toplumsal yapısını etkisine alan “kimsenin namusu değiliz, namusumuz özgürlüğümüzdür” kampanyasına start verdi. Böylelikle bir taraftan Baas rejiminin sömürgeci politikalarına karşı kadınların örgütlenmesini teşvik eden Kongre, bir taraftan da “aile namusu” adına gerçekleştirilen kadın cinayetlerine karşı mücadele yürütmeye başladı. Kongre, kadınlara zarar veren diğer sosyal sorunlarla mücadelenin yanı sıra fuhuş ve uyuşturucunun yayılmasını durdurmak ve farkındalık yaratmak için çeşitli programlar oluşturdu ve toplumsal eğitimler vermeye başladı. Kongre, bütün Ortadoğu’nun halk isyanları ile sallandığı 2011 yılı temmuz ayında, 100 kadının liderliğinde Afrin’de toplandığında örgütlenme amaçları ve formu genişledi. Suriye Anayasası’nın tartışmaya açıldığı Kongrede, Suriye’de demokratik değişim ve Kürtler için demokratik çözüm meselelerini tartışarak, öz yönetimi teşvik eden, meclisler ve komünler oluşturma kararı alındı ve Rojava’nın tamamı için 31 üyeli bir koordinasyon oluşturuldu. Tüm bu süreci Baas Rejimi’nin baskı, tutuklama ve işkence koşullarında gizlilikle yürüten Yekitîya Star, böylelikle Rojava Devrimi başladığında sürecin öncü aktörü olmak için toplumda yeterli örgütlülüğe ve desteğe sahip en önemli toplumsal hareket haline gelmişti.
2016 yılında “kadın renginde demokratik ulus inşa edelim” şiarıyla 6. Kongresini gerçekleştiren ve Kongreya Star ismini alarak kadın özgürlüğünü ve demokratik ulus pratiğini tüm Rojava’da teşvik etmek amacıyla diğer halklardan, etnik ve dini kimliklerden kadınları bünyesine katan Kongre, bugün tüm Rojava ve Kuzey Suriye özerk alanlarında yaşayan kadınları temsil eden örgütlenme ve oluşumların konfederal meclisi ve kongresi haline gelmiştir. Kongreya Star, özgün demokratik örgütlerin, kurumların ve demokrat şahsiyetlerin gönüllü birliği temelinde kendisini kadın komünleri, meclisleri, akademileri, kooperatifleri, vakıfları, dernekleri, partileri vb. biçiminde örgütler (Kongreya Star, 2018). 2019 yılında görüştüğüm Kongreya Star sözcüsü Evîn Swed, 2016 yılı sonrasındaki Rojava kadın hareketini belirleyen ana dinamiğin araştırma ve uygulama ruhu canlı olan genç kadınların getirdiği yenilikçi fikirler ile, mücadele deneyimi olan, Yekitîya Star’ın ilk kuruluşundan beri toplumsal alanda çalışan kadınların deneyimlerinin harmanlanması sonucu ortaya çıktığını, bunun Kongreya Star’ı ve çalışmalarını genişlettiğini, büyüttüğünü ve çeşitlendirdiğini ifade etti (Swed, 2019).
Ana siyasetini özgür bir Rojava, demokratik bir Suriye ve demokratik bir Ortadoğu inşası olarak açıklayan Kongre, kadınların hak sahibi olduğu ve bu hakların garanti altında olduğu yeni toplumsal yaşam sistemini eğitim, sağlık, ekonomi, özsavunma, adalet, diplomasi, yerel yönetimler, ekoloji, medya, kültür ve sanat gibi yaşamın tüm alanlarını içine alan özgün ve özerk örgütlülüğü ile kurar (Kongreya Star, 2018).
Her alanın özerk bir komite tarafından temsil edildiği Kongre’nin 15 kişilik bir koordinasyonu bulunmakta, 5 kişi Kongre delegeleri tarafından seçilirken, diğer koordinasyon üyeleri komite sözcülerinden oluşur. Koordinasyonun görevi, alanlar arasında uyum ve ortak planlama yapmak iken, her alan komitesi köy, belde, şehir, kanton, bölgeler ve son olarak Rojava ve Kuzey Suriye’nin tamamında örgütlenmesini ve faaliyetlerini gerçekleştirmekte tamamen özerkliğe sahiptir. Ancak yine de her alan kendi planlamasını yaparken diğer alanları da düşünmekle, diğer alanlara önerilerde bulunmakla da mükelleftir (Swed, 2019). Ayrıca her alan aylık raporunu Kongre meclisine sunarak çalışmalarını, yaşadığı güçlükleri diğer tüm alanların değerlendirmesine açar (Swed, 2019). Her alanın bir boyut olarak örgütlenmesi, sadece tek bir boyut altında yüzlerce meclisin kurulması ve aşağıdan yukarıya doğru tartışmaların ve kararların oluşturulması anlamına gelir. Bu anlamıyla Kongreya Star, özgün oluşturduğu ve demokratik yönetim düzeyinde katıldığı tüm kurumların aracılığıyla olduğu gibi, Rojava ve Kuzey Suriye’de on binlerce özgün meclis oluşturarak kadın özerkliğini ve özgürlüğünü geliştirir.
Rojava özerk yönetiminde eşbaşkanlık yapmış ve uzun yıllardır Kürdistan Kadın Hareketi’nde mücadele yürüten Fewza Yusuf, Rojava kadın devriminin birbirini tamamlayan ve takip eden üç ayak-süreç üzerinden örgütlendiğini ifade eder:
- Kadın öz bilincinin ortaya çıkarılması ve toplumun tüm bireyleri tarafından benimsenmesinin sağlanması,
- Kadınların örgütlü ve öncü olduğu siyasal ve toplumsal bir sistemin ortaya çıkarılması,
- Kadın özerk alanlarını yaşamın tüm alanlarına yayan özerk kadın sisteminin oluşturulması (Yusuf, 2022).
Yusuf’un bahsettiği bu üç süreç akademiler ve jineolojî eliyle yürütülen bilinç çalışmaları, eş başkanlık uygulamasının esas alındığı %50 katılım ilkesinin tüm özerk kurumlarda uygulanması ve Kongreya Star’ın özerk komite ve kurum örgütlenmeleri ile demokratik özerkliğin boyutları temelinde tüm Rojava ve Kuzey Suriye kadınlarını içine alan örgütlülüğü biçiminde somutlaşır.
Önce Özbilinç: Akademiler ve Jineolojî
Yekitîya-Star’ın kurulduğu günden devrime dek yaptığı en önemli ve ilk aktivitelerinden biri kadın akademilerini hayata geçirmek olmuştur. İlk başlarda sadece kadınlarda özbilinç oluşturmaya yönelik olan bu akademiler daha sonrasında erkeklerin iktidar ve toplumda hâkim olan ataerkil ilişkileri çözümlemesinin yolu olarak erkeklere de eğitim vermeye başlamıştır. Kadın ve erkeklerin beraber (karma) eğitim aldığı demokratik yaşam akademilerinin kurulmasıyla birlikte, erkeklere dönük eğitimler zaman zaman ve ihtiyaca dönük gerçekleştirilmiştir. Yekitîya Star’ın ilk örgütlenme süreci ve akademi çalışmaları, Baas rejiminin Qamislo Serhildan’ı sonrası koyduğu yasaklar altında yürütülmek zorunda olduğundan Kürtlerin evleri eğitim kurumlarına dönüşürken devrim, kadın özgürlüğü, toplumsal dönüşüm, özgür eş yaşam ve ortak iradeye dayalı demokratik aile tartışmalarına, tüm aile bireyleri dahil olmaya başlamıştır. Yine kadın akademileri anadil eğitimi vererek, genç kuşakların dil kaybının önüne geçerek, dil ve kimlik bilincinin politikleşmesinde de önemli rol oynamış; adeta hem gelen toplumsal devrime hem de kadın devrimine toplumu hazırlamıştır.
19 Temmuz 2012 gecesi Rojava Devrimi’nin başlamasıyla birlikte Yekitîya Star toplumsal bir harekete ve aktöre dönüşmüş ve en nihayetinde toplumsal devrimi bir kadın devrimine dönüştürecek toplumsal bilincin oluşmasında akademilerini hızlı bir biçimde yaygınlaştırmıştır. Cihad ve İslam Devleti adıyla faaliyet gösteren IŞİD’in Ortadoğu ve Suriye’nin diğer bölgelerinde kadın bedeni ve kimliğini tahakküm altına alarak yayılmasına karşın, Yekitîya Star aynı dönem kadınların toplumda topyekün özgürleşmesi için örgütleniyor; başta Kürt, Arap ve Asurî kadınları olmak üzere bölgede yaşayan tüm kadınları özsavunma fikriyle, yine bu akademiler vasıtasıyla tanıştırıyordu.
Nitekim bugün kadın ve yaşam bilimi olarak tanımlanan jineolojî felsefesiyle örülen bu akademiler başta Kürtçe ve Arapça dillerinde; bölgenin ve eğitim gruplarının ihtiyaçlarına göre diğer dillerde Rojava ve Kuzey Suriye’nin tamamını kucaklayan yaygın eğitimler yürütmekteler. Kanton kanton, şehir şehir kurulan ve toplumda zihniyet devrimini hedefleyen bu akademilerde jineolojî, kadın tarihi gibi derslerin yanında toplumda cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığı çözümlemeleri yapılmaya devam edilmekte; bu derslerde kadınlar köleleştirilmelerini analiz edip, hangi biçimlerde içselleştirdiklerini ele alırken; erkekler diğerlerine karşı kurdukları ve sahip oldukları iktidar ve egemenliği analiz ediyorlar (Yusuf, 2022, p. 155). Kongreya Star’ın her alan komitesi kendi akademilerini sahiplendirdiği ve geliştirdiği jineolojî perspektifiyle kurar. Örneğin, tüm kadın ekonomi akademileri Kongreya Star’ın ekonomi komitesine bağlı faaliyet ve programlarını belirler.
Yine eğitim çalışmalarının bir parçası olarak Rojava Üniversitelerinde jineolojî bölümleri açıldı ve jineolojî tüm öğretim alanları için zorunlu ders haline geldi. Andrea Wolf Jineolojî Akademisi şu ana dek hem bölgesel hem de uluslararası katılımcıların yer aldığı yüzlerce eğitim devresi gerçekleştirdi.
Öte taraftan Andrea Wolf Jineolojî Akademisi, Kongreya Star eğitim komitesi ve özerk yönetim eğitim komitesi ana sınıflardan liseye değin tüm ders içeriklerini gözden geçirerek eğitim içeriklerini kadın bakış açısıyla yeniden düzenlediler. Kadın düşmanlığı, cinsiyet, ırk ve inanç ayrımcılığı yaratacak her türlü yaklaşım eğitim müfredatından elendi. Yine pozitivist yaklaşım yerine bilimsel bilgi üretiminde kolektif deneyimin esas alındığı ve jineolojî çalışmalarında bugüne dek benimsenen yöntemler öne çıkarıldı. Bu temelde kadın köyü, Jinwar’da yaşayan çocuklar için açılan okul Jinwar’ın özgünlüğünde şekillenirken, çocuklar salonlarda aldıkları derslerin yanında Jinwar’da yaşamın üretimine katılabildikleri bir eğitim görmekteler. Bu toplumsal eğitim ve zihniyet dönüşümü yine kadın ve genel medya organları tarafından destekleniyor, akademilerde ele alınan temalar sık sık televizyon kanalları, radyolar, gazeteler ve sanat çalışmaları ile de görünür kılınıyor. Öyle ki Rojava’da gündelik yaşamın kendisi bir eğitim alanına dönüşmüş durumda. Örneğin akademilerde kullanılan temel yöntemlerden biri olan eleştiri ve özeleştiri kültürü gündelik yaşam ve ilişkilerde açığa çıkan bir pratiğe dönüşmüş durumda.
Kongreya Star eğitim alanında örgütlenerek, tüm kadınlara ve topluma yönelik yaygın ve sürekli eğitimler yürüterek ve akademileri özgürleşme bilincinin yaratılmasında bir mekanizma olarak şekillendirerek hem kadın öz ve kolektif bilincini inşa ediyor hem de toplumdaki kolektif bilinci radikal bir dönüşüme uğratıyor. Fewza Yusuf’un da belirttiği gibi kadın haklarını yasayla tanınan bir mesele olarak görmek yerine, kadının öncü olduğu özgürlük, demokrasi ve eşitlik kültürünü zihinlerde kurarak garantiliyorlar (Yusuf, 2022).
%50 Kadınlar: Eş başkanlık, eş temsil ve eş katılım
Kongreya Star, siyasetin toplumla ve özellikle de kadınlarla olan ilişkisinden hareket eder. Kadınların tam katılımını ve eşit temsilini devletsiz toplum sistemine dayalı demokratik özerklik sisteminin kurucu ilkesi haline getirir. Bu ilke, demokratik özerklik içerisinde her kadının bireysel ve kolektif örgütlülüğünü esas alan, %50 kadın katılımı ilkesidir. Demokratik Toplum Hareketi (TEV- DEM) ve yerel yönetimler bünyesine katılan tüm kadınlar Kongreya Star üyesidir ve Kongre’nin özgün kararı tarafından seçilir, belirlenir ve atanırlar. Kürt Kadın Hareketi’nin 2009 yılından beri tüm örgütlenme alanlarına uyguladığı eş başkanlık sistemi Rojava ve Kuzey Suriye’de 2014 yılında demokratik özerklik kantonlarının ilan edilmesiyle birlikte tüm komün, meclis, belediye, kooperatif, siyasal parti ve derneklerde uygulamaya konulmuştur. Eş başkanların tamamı sadece kadınlar tarafından seçilirken erkek eş başkan hem kadınların hem de erkeklerin kararı ile seçilmektedir. Yine pek çok kurumda rastlanan eş sözcülük aynı mantık ile şekillenmektedir. Kadınların kurumlar içerisindeki temsili niceliksel değil niteliksel olarak değerlendirilmekte, kişi sayısı fark etmeksizin kadınlar alınan ortak kararlar üzerinde %50 etkileme düzeyine sahiptirler. Bu demokratik özerklik sistemi içerisinde alınan tüm kararların önce kadınların kararı ve birlikte toplumun kararı olmasını sağlayan en önemli yaklaşımdır. Ayrıca kadınların kararlar üzerinde doğrudan ve anında veto hakkı fiili olarak işlemekte, kadın temsili bireysel değil kolektif ve yarı yarıya bir temsil olarak şekillenmektedir.
Tüm bu ilke, yaklaşım ve fiili işleyiş kadınları siyasal alanda ve kurumlarda güçlendirdiği gibi kadınların diğer alanlardaki örgütlenmelerinin önünü açan, kolaylaştıran ve destekleyen bir işlev görmektedir.
Kadın Adaleti ve Mala Jin
Suriye Devleti Rojava’dan çekildiğinde, kurulan komünlerden halkın bir araya gelip tartışabileceği, sorunlarını dile getirebileceği ortak alanlar olarak Mala Gel (Halk Evi) ve Mala Jin (Kadın Evi) kuruldu. Mala Gel toplantıların yapıldığı ortak bir alan olarak şekillenirken Mala Jin’ler ilk başta kadın akademilerinin eğitim alanları olarak işlev gördüler. Ancak zamanla burası kadınların gelip, kadın olmaktan dolayı toplumda yaşadıkları sorunları dile getirdiği bir yere dönüşmeye başladı. Kendiliğinden toplumun tüm kesimlerinin çözüm aradığı ve bu sebeple başvurduğu merkezler haline gelmeye başladılar. Hatta erkekler bile gelmeye başladı(…). Tecrübeli, yıllardır mücadelenin içinde olan kadınlar spontane bir biçimde aldıkları şikâyetleri çözmeye başlayınca kendiliğinden de kadın adalet divanı oluştu. Bir yıl sonra, yapılan sosyal adalet konferansında Mala Jin’in çalışmaları dile getirildi ve binlerce toplumsal sorununun mahkemelere başvurmadan çözüldüğü anlaşıldı. Böylelikle özerk yönetim adalet konseyi, Mala Jin’lerde ortaya çıkan kadın adalet divanlarının işlevini tanıdı. Bundan sonra Mala Jin’lerin Kongreya Star adalet komitesi ile koordineli çalışması esas alındı. (…) Yani söylemeye çalıştığım kadın adalet kurumları aşama aşama ortaya çıktı ve tabi çok büyük zorluklar altında (Swed, 2019).
Evîn Swed’in anlattığı bu süreç, Rojava’daki diğer pek çok kurum gibi Mala Jin’lerin de toplumsal ihtiyaçlara bir cevap olarak, toplumsal deneyimler ışığında işlevsellik kazandığını gösteriyor. Nitekim bugün Rojava’da Mala Jin’ler, kadınlar için güvenli ve barışa dayalı bir toplum yaratılmasında önemli bir rol oynuyor. Sadece Cezire özerk bölgesinde 19 tane Mala Jin bulunmakta (Kongreya Star, 2018, s. 42).
Bugün Mala Jin’lere gelen sorunlar Kadın Adalet Divanı ve Çözüm Komisyonu tarafından inceleniyor. Aile içi şiddet, taciz, boşanma, velayet gibi doğrudan kadınları ilgilendiren meseleleri Adalet Divanı ele alırken, Çözüm Komisyonu toplumun diğer aktörleri arasındaki yaşanan çatışma ve sorunların çözümünde taraflar arası arabuluculuk yapıyor. Her iki durumda da sorunların Özerk Yönetim Mahkemelerine gitmeksizin uzlaşma temelinde çözülmesi esas alınıyor. Mala Jin’ler sorunların çözümünde tarafları dinleme, uzlaşma, diyalog, eğitim ve düzenli takip görevlerini üstlenirken sorunlar çözülmediği durumda mahkemelere sevk edildiğinde, kadınlara eşlik etmekte ve mahkemenin kadınlardan yana, kadınların toplumsal özgürleşmesini destekleyen kararlar alması yönünde öneri ve yaklaşımlarını belirtmektedir. Ayrıca bu süreç karma özerk yönetim mahkemeleri ve Sosyal Adalet Konseyi içindeki yargıç, savcı, avukat kadınların oluşturduğu Sosyal Adalet İçin Kadın Konseyi tarafından da koordineli olarak yürütülmekte, Mala Jin’deki kadınlar mahkemelerden önce sürecin detaylarını bu kadın konseyi ile paylaşmakta ve tartışmaktadır.
Sosyal adaleti sağlayan şeyin, devletli sistemlerdeki devlet erkini ve yasalarını koruyan mahkemeler tarafından değil, kadınların merhameti, toplumsal iyiliği gözeten hafızası ve kalbi ile sağlanabileceğini gösteren tüm bu kadın adalet kurumları, içerisinde Mala Gel (Halk Evi) Sulh Komitesi kadın üyelerinin de olduğu Kadın Adalet Meclisi olarak tüm Rojava ve Kuzey Suriye düzeyinde bir koordinasyon olarak çalışır. Meclisin amacı, kurumlar arası hiyerarşi tesis etmek değil, sosyal adalet meselesini olabildiğince toplumsal alanda ve kadın bakış açısı ve eliyle sağlamaktır. Bu, ayrıca ataerkil sistem tarafından kadınların elinden alınan toplumda adalet sağlayıcı rolünü yeniden kazanmalarını sağlar.
Aborîya Jin
“Yaşamı örgütleme” anlayışıyla Rojava ve Kuzey Suriye’de inşa edilen kadınların konfederal özerkliği ekonomi alanında önemli bir örgütlenme elde etmiş durumda (Delal, 2018).
Kongreya Star Kadın Ekonomi Komitesi’ne bağlı tarım, sanayi, pazar-ticaret ve kooperatifçilik gibi sektörlerde özerk komiteler şeklinde örgütlenen Aborîya Jin (kadın ekonomisi) Koordinasyonu, her sektörde yeni ilişkiler ve komünal alanlar yaratarak kapitalizmin tasfiyesi için kadın direniş stratejileri örgütlüyor. Aborîya Jin Koordinasyonu, şehir ve kantonlardaki komün meclisleri aracılığıyla kadınları harekete geçirmekte, onlara kadın ekonomisini örgütleme ve geliştirme sorumluluğu vermekte ve bunu komünlerin ve halk meclislerinin gündeminde demokratik özerkliğin temel önkoşulu olan bir mesele olarak tutmaktadır. Toplumsal ihtiyacı, kullanım değerlerini ve doğayla karşılıklılık ilişkisini esas alan kadın ekonomi anlayışı kadınların ekonomideki öncü rolünü yeniden kazanmasını sağlamayı hedefliyor ve bunu daha fazla kadını kooperatifleşme hareketine katarak gerçekleştiriyor (Aslan, 2021).
Kadın Kooperatif Evleri (Mala Kooperatîfên Jin) ve Kadın Kooperatifler Birliği (Yekitîya Kooperatîfên Jin), ekonomisinin tüm sektörlerinde kadın kooperatiflerinin kurulmasında aktif rol oynayan kurumlar ve aktivitelerinin tamamını hem sektörlerin birbirini tamamlaması çerçevesinde düşünüyorlar hem de Rojava ve Kuzey Suriye’nin tamamında özerk yönetim Ekonomi Konseyi (Destaya Aborî) ve TEV-DEM Sosyal Ekonomi Komitesi ile koordineli çalışmayı esas alıyorlar. Bu koordine komünal toprakların kullanımı, üretim araçlarının tesisi, bütçe tayini gibi genel kararların verilmesi için esasi.
Ancak belirtmek gerekir ki Rojava ve Kuzey Suriye’de kooperatifler sadece bir üretim birimi ya da kurumu olarak kurulmazlar; yeni bir komünal ilişki biçimi olarak geliştirilirler (Aslan, 2022, s. 323). Örneğin, kadın kooperatifleri devrimle birlikte komünleştirilen toprakların üçte birinden yararlanmaktalar (diğer üçte ikisinden de karma kooperatifler aracılığı ile yararlanırlar), ancak bu kooperatifler kurumsal olarak kurulmuş ve daimi üyeleri olan kooperatifler değiller (Sosyal Ekonomi Komite Sözcüsü, 2018). Aborîya Jin Kooperatif Komitesi, komünal tarımsal toprakların kooperatif biçiminde ekimi için komünlere başvurmakta; her iki yılda bir farklı komünlerden gelen kadınlar, komünal topraklarda çalışarak kolektif çalışma esasına dayalı ekonomik aktiviteler gerçekleştirirler (Delal, 2018). Komünal toprakların tek bir kooperatifte veya belirli kooperatif üyeleri arasında kalmasındansa sürekli ve tüm kadınların yararlanabileceği kullanım hakkı esası işletilir. Hedeflenen kadınların bu iki yılda kooperatifleşmeyi benimsemesi ve iki yılda elde ettikleri toplam kazançla kendi özerk kooperatiflerini kuracak ilk yatırıma sahip olmalarıdır. Tarım kooperatiflerinden elde edilen kolektif kazançla yeni bir kooperatifin kurulma süreci Kadın Kooperatif evlerinin teknik desteği, Kadın Kooperatifler Birliği’nin kredi desteği ve yerel yönetim Ekonomi Konseyi’nin üretim kaynakları ve proje desteği de güçlendirilir.
Kadın Ekonomi alanı çok geniş ve saymakla bitmez aktivitelere sahip olduğundan bugüne kadarki en ileri deneyimlerin yaşandığı ve ayrıca kadınların doğa ile olan karşılıklılık ilişkilerini yeşerttiği alan olan kadın tarım kooperatiflerine baktığımızda, organik tarım uygulamaları, organik gübre üretimi, sulu tarım uygulamaları ve ürün çeşitlendirmesi gibi pek çok çalışmanın eş zamanlı yürütüldüğüne şahit oluruz. Geniş Mezopotamya topraklarına sahip olan Rojava’da, Suriye devletinin on yıllarca sürdürdüğü endüstriyel tarım politikası sadece buğday ve arpa üretimine dayanıyor, başka ürün üretimini yasaklıyordu. Bölgenin meyve ve sebze ihtiyacı Şam bölgesinden ya da İran gibi komşu ülkelerden karşılanıyordu. Aslında bu durum büyük ölçüde bu şekilde devam etse de kadın ekonomisi, ürün çeşitliliğini kendine yeten bir ekonomi kurmanın temeli olarak görmektedir. Bu amaçla geçtiğimiz 10 yılda kadın komünleri öncülüğünde sebze ve yeşillik bahçeleri kuruldu; susam, mercimek, nohut ve soya fasulyesi gibi daha önce az miktarda yetiştirilen ürünlerin üretimi arttırıldı ve binlerce meyve ağacı dikildi. Daha önce hiç domates yetiştirilmezken, bugün seracılık yapılıyor ve endüstri alanında kurulan bir başka kadın kooperatifi bu seralarda yetişen domates ve biberlerden salça üretiyor. Üretim hem tarlada hem de endüstri aşamasında yerel üretim koşullarına göre çeşitlendiriliyor. Konserve kültürü yeniden canlandırılıyor. Ticaret komitesi de kadınların etik ticaret yapabileceği kadın pazarları kuruyor.
Öz Savunma ve Toplumsal Kadın Savunma Birlikleri
Kürt Kadın Hareketi otonom bir hareket olarak ilk örgütlenmesini 90’lı yılların başında kadın ordulaşması alanlarında oluşturduğundan beri, öz savunmanın anlamı, biçimi ve amaçları etrafında tartışmaya ve deneyimlemeye devam etmiştir. Doğadaki tüm canlıların bir öz savunma sistemine sahip olduğunu belirten Kürt Kadın Hareketi, öz savunmanın etiğini gül felsefesi ile sembolize eder (Andrea Wolf Enstitüsü, 2020). Gülün dikenlerinin saldırı için değil yaşamı ve güzelliği korumak için var olduğu kabul edilir ve kadın öz savunma birliklerinin de varlığını bu ilkeye uygun oluşturması esas alınır (Information & Documentation Office, 2023, s. 4). Başta kadınlar olmak üzere toplumun özyönetimi ve kendi kaderini tayin edebilecek topraklarını savunmak ve korumakla kendi kendini görevlendiren kadın savunma birlikleri öz savunmanın sadece fiziksel değil zihinsel olarak kurulması gerektiğini; bu nedenle ideolojik eğitim başta olmak üzere ekonomi, adalet, sanat, siyasal ve sosyal alanda yürütülen ve kadın yaşamını garantileyen, kadınların toplumda özgüvenini ve kabulünü yaratan tüm eylem ve örgütlenmeler öz savunmanın parçası olarak görülür. Kadınların yaşama katılımı ve öncü rolü en temel öz savunma dinamiği olarak tanımlanır: zira ordular tek başına, özellikle de devletçi ve erkek zihniyetiyle örülü ve faaliyet gösteren ordular, toplumsal özgürlükleri desteklemek yerine toplumu disipline etme ve baskılama saikiyle hareket ederler (Information & Documentation Office, 2023, s. 19).
Kadın öz savunma birliklerinin varlığı Rojava ve Kuzey Suriye’deki hem kamusal yaşamı hem de komün ve aile yaşamını kadınlar için güvenli kılmış durumda, daha önceden kadınların erkek eşliği olmaksızın çıkmadığı sokaklarda bugün kadınlar gece ve gündüz taciz korkusu olmaksızın sakince ve özgürce dolaşabilmekte, arzu ettikleri aktivitelere katılabilmekte, istedikleri biçimde giyinebilmekteler. Kadın öz savunma felsefesi sayesinde Rojava sokaklarının ve tüm özerk bölgenin savaşın bulunmadığı pek çok coğrafyadan daha fazla güvenli olması, özellikle kadınlar için inşa edilen yeni yaşamın güvenli olması ziyaret eden herkesi şaşırtan düzeyde.
İnşa Edilen Ütopya: Jinwar
Kürtçe kadın ülkesi anlamına gelen Jinwar, yani özgür ekolojik kadın köyü, Kongreya Star kadınlarının tüm kadınlar için yaratmak istediği dünyanın bir izdüşümü olarak 2017 yılında inşa edilmeye başlandı. Rojava Devrimi’nin kadın devrimine dönüşen, daha önce andığımız tüm özellikleri ve ilkeleri çerçevesinde inşa edilen Jinwar, kadınların ‘kim olduğunu, nasıl yaşadığını ve nasıl yaşamak istediğini’ hem kendi kendine anlayabileceği hem de Rojava toplumuna ve dünyaya gösterebileceği bir ütopyanın inşa edilen hali. Kadınların direniş tarihine duyulan sevginin ve bağlılığın bir ifadesi olarak 2017 yılının kadınlar gününde inşasına başlanan Jinwar’da 25 Kasım 2018 yılından bu yana Rojava ve Suriye’nin çeşitli yerlerinden gelen, aile şiddetine maruz kalmış 45 kadın çocukları ile yaşıyorlar. Köyde tamamı kerpiçten yapılmış 30’u konut, fırın, okul, klinik, depo, kooperatifler, akademi, toplantı salonu, sanat alanından oluşan farklı işlevlere sahip 50 yapı bulunuyor. Tamamı kadınların kolektif çalışması ile ortaya çıkan Jinwar, Dirbesiye eyaleti sınırları içinde yer alan komünalleştirilmiş topraklarda inşa edildi (Jinwar İnşa Komitesi, 2018).
Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmanın hayata geçirildiği Jinwar’ın avlularında çeşitli otlar ve sebzeler yetiştirilirken köyün yaklaşık 20 bin dönüm toprağı yine Jinwar’da yaşayan kadınların kurduğu kooperatifler aracılığıyla ortak ekilip biçiliyor. Elde edilen ürünlerin bir kısmı kurutmalık ve zahire olarak kullanılırken artık ürün Kongreya Star tarafından başka kadınlara yönlendiriliyor. Jinwar’ın yine kooperatif olan fırını üretilen buğdaydan ekmek yaparak hem köyün ihtiyacını karşılıyor hem de çevre köylere ekmek veriyor. Şifayajin doğal sağlık kliniğinde bahçelere ekilen şifalı otlar doğal ilaçlara dönüştürülürken, kadınlara bedenlerini tanıyabilecekleri eğitimler veriliyor. Çocuk Meclisi’nin belirleyici olduğu okuldaki tüm eğitim aktiviteleri, yaşamın yeniden üretimini köyde gerekli kılan faaliyetlerle beraber planlanıyor. Jinwarlı kadınlar hem daha önce yaşadıkları hem tehdidini sürekli hissettikleri savaşın ataerkil şiddetine karşı öz savunmalarını yine kendileri sağlıyorlar.
Jinwar’daki ortak yaşam, kadınlara eski tecrübelerinden yaralanan benliklerini iyileştirme fırsatı verirken şiddetin ve baskının hiçbir türlüsünün olmadığı bir yaşamın mümkünlüğünü tatmalarını sağlıyor. Böylelikle Jinwar’ın daha ilk kerpicinde ortaya çıkan kadın bilinç ve bilgelik düzeyi, kadın kolektif yaşamının etiği ve estetiği ile tüm Rojavalı kadınlarda özgürlük duygusunu güçlendiriyor.
Kadın Devrimi
Kadınların Rojava Devrimi sürecinde özerkliklerini kurarak, toplumda yarattıkları değişim ve dönüşüm ve kadınların yaşamın yeniden inşasında özneleşmeleri yukarıda anlatılandan çok daha fazlasını içeriyor. Sosyal alanda çalışan Weqfa Jin (Kadın Vakfı) savaş ve şiddet mağduru kadınlara sosyal ve psikolojik destek sunarken, Kongreya Star Diplomasi Komitesi ulus-devletleri ve sınırları aşan, dünya kadınları arası dayanışma ve konfederal birliklerin oluşumuna öncülük ediyor. Yazılı ve görsel kadın haber ajansları yeni yaşamın, kadın öncülüğünün ve sesinin tüm kadınlarla iletişim kurabileceği kanalları farklı dillerde yaratırken, sanat ve kültür alanı özgür bir yaşamın şiirselliğini ve hafızasını dile getiriyor. Tüm bunlar milyonlarca kadının her gün, her an örgütlediği mücadelesi, direnişi, eylemi ve fikri ile gerçekleşiyor. Bu yüzden Rojava kadınları sadece “dişil savaşçı”lar değil, demokratik, komünal, özgür ve ekolojik bir yaşama dair hafızaları, fikirleri, hayalleri, eylemleri ve hepsinden öte bunu yaratan örgütlenmeleri var. Kongreya Star’ın tüm çalışmaları, kadınları yeni yaşamın hem bireysel hem de kolektif öznesi haline getirirken; bu özneliğinin garanti altında olduğu, toplumsal ilişkileri kökten dönüştüren ve özgürlük kültürünü toplumda hâkim kılan bir kadın devriminin inşasını da mümkün kılıyor.
Bu anlamda nasıl Jinwar sadece bir köyü ya da yerleşim yerini değil, özgür bir yaşamın inşasını temsil ediyorsa, Kongreya Star’ın yarattığı özgür kadın ve özgür toplum kadın devriminin gerçekleşmekte olduğunu gösteriyor.
* Meksika Otonom Ulusal Üniversitesi (UNAM), Siyasal ve Sosyal Bilimler Fakültesi (FCPyS)’ne bağlı DGAPA Programında post doktora araştırması yürütüyor.
Kaynakça
Andrea Wolf Enstitüsü. (2020). Mujer, Vida,Libertad: Desde Corazones del Movimiento de Mujeres Libres de Kurdistan. Barcelona: Descontrol.
Aslan, A. (2022). Economía Anticapitalista En Rojava: Las Contradicciones de La Revolución en La Lucha Kurda. Mexico: Bajo Tierra y Buap.
Aslan, A. (2021). Women’s Subjectivity and the Ecological and Communal Economy. En S. E. Hunt, Ecological Solidarity and the Kurdish Freedom Movement: Thought, Practice, Challenges, and Opportunities Movement. (págs. 149-163). Washington DC: Lexington Books.
Delal. (2018, Nisan 7). Aboriya Jin. (A. Aslan, Röportajı Yapan)
Jinwar İnşa Komitesi. (2018, 01 21). Jinwar Özgür Ekolojik Kadın Köyü. (A. Aslan, Röportajı Yapan)
Kongreya Star. (2018). Kongreya Star and Its Commitees. Qamishlo: The Diplomatic Relations of Kongreya Star.
Sosyal Ekonomi Komite Sözcüsü. (2018, Şubat 10). Sosyal Ekonomi. (A. Aslan, Röportajı Yapan)
Swed, E. (2019, 12 25). Kongreya Star. (A. Aslan, Röportajı Yapan)
Information & Documentation Office of Women’s Self-Defense Units. (2023). Ten Years of Self-Defence. Qamishlo: Information & Documentation Office.
Yusuf, F. (2022). Why Women’s Self-defense and Not Protection: Myth, Hypocrisy and the Truth. Revolution In the Making (pp. 154-160). Brussels: Network Women Weaving the Future Edition.