Babacan Şimşek’i eleştirdi: Tek yaptığı ‘Erdoğan harcasın’ diye para bulmak

GündemPolitika

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i eleştirdi: “Mehmet Şimşek’in öyle Türkiye’yi taşıma, Türkiye’yi bir noktaya getirmede ne yetkisi var ne sorumluluğu var. Şu anda sadece yaptığı, ‘Sayın Erdoğan harcasın’ diye sağdan soldan para bulmak.”

 

T24‘ten Murat Sabuncu’ya konuşan Ali Babacan, son dönemde benimsenen faiz politikalarını eleştirdi. Babacan, Şimşek’in bakan olarak yetkisinin olmadığını savunurken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da ekonomide yaptığı hataları kabul etmesi gerektiğini belirtti.

 

2009-2011 arasında ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak görev yapan Babacan’ın açıklamaları şöyle:

“Mehmet Şimşek’in öyle Türkiye’yi taşıma, Türkiye’yi bir noktaya getirme öyle ne yetkisi var ne sorumluluğu var. Yani şu anda sadece yaptığı, ‘Sayın Erdoğan harcasın’ diye sağdan soldan para bulmak. Yaptığı o. Faizi yükseltip döviz bulmak, daha yüksek vergilerle para toplamak. Harcama üzerinde bir kontrolü var mı? Yok. Eskisi gibi değil. Eskiden ödeneği maliye serbest bırakırdı nakdi de hazine serbest bırakırdı. Harcama ondan sonra gerçekleşirdi. Tüm bu yetki şu anda Külliye’de. Bakanların herhangi bir harcamayı yapma dur deme yetkisi yok. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görevi borç para bulmak ve Külliye’nin eline teslim etmek. Ya da vergi toplayıp Külliye’nin eline teslim etmek.

Freni olmayan bir sistemden bahsediyoruz. Onun için bütçe açığı artıyor, onun için fren tutmuyor. Ve bu yapılan vergi artışları da piyasanın gerçekleriyle uyumlu artışlar değil. Biz vergi oranlarını düşürdük ve daha fazla vergi topladık. Katma Değer Vergisi’ni hatırlarsanız radikal bir kararla ihtiyaç piramidindeki gıda için giyim için, eğitim için, sağlık için yüzde 8’e indirdik radikal bir kararla. Maliye bürokrasisi o zaman epey bir itiraz etti. Ben bastırdım. Bu sektörlerin hepsi küçük küçük firmalardan oluşan sektörler. Zaten denetleyemiyorsunuz. Denetlenemeyen ve küçük küçük firmalardan oluşan sektörde zaten kayıt dışı var. Hiçbir şey olmaz dedim. Ve yaptık, indirdik. Vergi tahsilatı düşmedi tam tersine arttı.

Bakanlıklar icra birimidir dendi. Külliyede politika kurulları oluşturuldu. Kurulların hepsinin başkanı da cumhurbaşkanı. Çünkü ne diyor? Her şey benim diyor. Bakanlıklar sadece uygulayacak bunu diyor. Politika kurullarının hangisine kaç defa başkanlık yapmış? Kaç defa oturmuş eğitim çalışmış şimdiye kadar? Yok. O kadar sahipsiz ve o kadar başıboşluk var ki gerçekten çok üzücü.”

Babacan’a göre gelecek dönemde ekonomideki en büyük riskse, ‘Erdoğan’ın vazgeçtim’ demesi.

Babacan, şöyle devam etti:

“Herhalde en önemli risk Erdoğan’ın bir gün vazgeçtim demesi. Bunun önünde de hiçbir engel yok. Yani vazgeçtim demesi ne demek? ‘Faizi zamansız bir şekilde indir’ demesi ya da ‘Bu kadar vatandaşın canını yaktı bu bakanı değiştiriyorum’ demesi. Yani en önemli risk herhalde Erdoğan’ın bir anda bir U dönüşü daha yapması ekonomide. Piyasanın da bana göre fiyatladığı en büyük risk bu. Çünkü hiç konuşmuyor faizle ilgili. ‘Ben nas var dedim Merkez Bankası’na baskı yaptım, kaç tane Merkez Bankası başkanı değiştirdim, enflasyon daha çok düşükken faizin bir iki puanlık faiz artışıyla bu yoluna sokulabilecekken ben tam tersine faiz indirttim bu da enflasyonu patlattı, hata yaptım, kabul ediyorum. Onun için de şu anda yüzde 50 faiz uygun bir faizdir böyle olmalıdır’, Erdoğan bunu demediği sürece güven oluşmaz.

Her an acaba dönecek mi korkusu var. Onun için para kısa vadeli geliyor. Onun için bir yandan Merkez Bankası’nın brüt rezervi 150 milyar doları geçti ama kısa vadeli borcu da ülkenin 235 milyar doları buldu. Kısa vadeli ne demek? Bir yıl içerisinde vadesi dolacak borç demek. Yani mevcut rezerv yedi sekiz ay gidecek. Dolayısıyla bu riskin orada duruyor olması, gelen kaynağın kısa vadeli olması, her an geri çıkma riski. En ufak bir güvensizlikte geri çıkma riski. Bu geri çıktığı anda Merkez Bankası’nın bunu nasıl yöneteceği, bununla ilgili Merkez Bankası’nın açıklanmış bir planı yok. Bir kur rejimi yok. Yaptığı alımlarda satımlarda şeffaflık yok. Tamamı arka kapı operasyonuyla yapılıyor. Makro taraftaki riskler bunlar.”

İlginizi Çekebilir

Fidan, Rus mevkidaşı Lavrov ile görüştü
Ağrı’da halay çeken 6 kişiye ‘örgüt propagandası’ suçlamasıyla gözaltı

Öne Çıkanlar