MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı açılışı öncesinde basın toplantısında konuştu.
Bahçeli, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yaşananları “Cumhur İttifakı’nı hedef alan komplo girişimi” olarak nitelendirmişti. Bahçeli bugünkü konuşmasında “Hiç kimse karanlık senaryolarla, gizli tanık ifadeleri ile üstlendiği görevi kötüye kullanarak barış ortamımızı zedelemeye kalkışmamalıdır. Bu kalkışmaya neden olanların başı mutlaka ezilmelidir.” ifadelerini kullandı.
HDP’li siyasetçilere ceza yağdırılan Kobani Davası’na da değinen MHP lideri, “Demirtaş’ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına itiraz etmek, devlete ve millete en ağır hakarettir” dedi.
Bahçeli, devlet içindeki tarikat yapılanmalarını hedef aldı ve “Devletin içinde hukuk dışı yapılanması olan, kendi tarikatları dışında kim varsa fişleyip nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:
“31 Mart 2024 seçimlerinin kendine özgü şartları içinde partimiz ve Cumhur İttifakı başarıya ulaşmıştır. Somut ve sarih sonuçlar başkaca bir yoruma gerek bırakmamıştır. Bariz gerçekler ulu orta meydandadır. Saklayacağımız, gizleyeceğimiz, utanacağımız ve mahcubiyet duyacağımız bir şeyden bahsetmek mümkün değildir.
Seçimlerin kesin sonuçları YSK tarafından açıklanmıştır. Seçimlerde partilerin aldığı oyun sağlıklı ve gerçekçi değerlendirilmesi için il meclis üyeliği tek yoldur. Belediye başkanı seçiminde oy verme eğilimi ile meclis üyeliğinde oy verme eğilimi farklıdır. Ülke genelinde MHP il genel meclis üyeliğinde yüzde 16,64 oy almıştır. Cumhur İttifakı’nın oy oranı ise yüzde 48,8’dir.
Bazı zeka özürlülerinin zaviyesinden baktığımızda partimiz yüzde 1,65 oy almıştır. 28 ilde ittifak, 2 büyükşehirde kendi adayını gösteren MHP’yi yüzde 1,65 ile tartıya çıkarmak aymazlık olduğu kadar karanlık bir niyettir. Havanda su dövenlerin havaları sönmüştür. MHP, Türkiye çapında müstesna bir sonuç almıştır.”
‘Yumuşama çağrıları sözde kalmamalıdır’
Bahçeli, 31 Mart seçimlerinden sonra siyasette başlayan ‘normalleşme’ ve ‘yumuşama’ adı verilen sürece de değindi:
“MHP ve Cumhur İttifakı ister yerel ister merkezi yönetimde milletimize hizmetle mesuldür. Türkiye seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşmalıdır. Yumuşama çağrıları sözde kalmamalıdır.
Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini yakalamak milli hedefimiz olmalıdır. Türkiye’yi dipsiz tartışmaların içine sürüklemekten kaçınmak hepimizin vazifesidir. Yapacaklarımız çok, yavaş harekete hakkımız yoktur.
Türkiye ve Türk milletinin tarih, kültür ve kardeşlik vadisinde buluşup birbirimizle kenetlenemeyecek miyiz? Yoksa birbirimize sırt mı çevireceğiz? Belediye kaynaklarını terör örgütüne peşkeş çekenlerin yakasından mı tutacağız, demokrasi ve özgürlük için tamam mı diyeceğiz? Biz ne diyorsak onu yaparız.
Mesele milli ve manevi değerlerde uzlaşmaktır. Yumuşama beklentimiz usulde değil, üslupta olmaktadır. Öncelikle muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise böylesi bir yumuşama yıkıma çanak tutmak, hukuk devletinin surlarında gedik açmak demektir.
Kutuplaşmayı besleyenler bellidir. Siyasette yumuşama sürekli ve sürdürülebilir boyutlara tırmanmalıdır ancak yumuşama altında yumuşakça olmamızı, köşelerimizin törpülenmesini, irademizin kırılmasını hiç kimse beklememeli.”
‘Kendi tarikatları dışında kim varsa fişleyip nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez’
Bahçeli, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasını yürüten emniyetçilerin açığa alınması ve gizli tanık ifadeleriyle ilgili ‘komplo girişimi’ tanımını yapmıştı.
Bahçeli bugünkü konuşmasında da tavrını sürdürdü:
“Özellikle altını çiziyorum ki kumpasçılarla işimiz olamaz. Komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız olamaz. Devletin içinde hukuk dışı yapılanması olan, kendi tarikatları dışında kim varsa fişleyip nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez.
Türkiye bir hukuk devletidir. Devlet hukukla yollarını ayırırsa çeteden farkı kalmaz.
Yönetimde istikrar sağlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Hiç kimse karanlık senaryolarla, gizli tanık ifadeleri ile üstlendiği görevi kötüye kullanarak barış ortamımızı zedelemeye kalkışmamalıdır. Bu kalkışmaya neden olanların başı mutlaka ezilmelidir.
Etki ajanlarına, emperyalizmin kuklalarına asla taviz vermeyeceğiz. Bürokratik oligarşinin altyapısını kurmak içinde olanların eylemlerine tepkisiz durmayacağız. Demokrasi karşıtlarına sessiz kalmayacağız. FETÖ ve benzeri yapıların devlet içinde imtiyazlı alan oluşturmalarına müsaade etmeyeceğiz.”
/Kısa Dalga/