DEM Parti Genel Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, partilerinin kapatılmasına ilişkin yapılan değerlendirmelere “Kapatma şantajı, tehdit siyaseti artık sona gelmiştir. Son kullanma tarihi dolmuştur”şeklinde yanıt verdi. Bakırhan, “Yatıp kalkıp Kürt düşmanlığı yapanları 1921 Anayasası’nın demokratik özünü anlamaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları partilerinin belediye eşbaşkanları ile bir araya geldi.
Toplantı öncesi bir konuşma yapan Bakırhan partilerinin kapatılması çağrıları ile yeni anayasaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Biz kez daha yeniliyoruz; kapatma şantajı, tehdit siyaseti artık sona gelmiştir. Son kullanma tarihi dolmuştur” diyen Bakırhan, “Yatıp kalkıp Kürt düşmanlığı yapanları 1921 Anayasası’nın demokratik özünü anlamaya çağırıyoruz” dedi.
31 Mart seçimlerinde önemli bir başarı elde ettiklerine işaret eden Bakırhan, belediye başkanlarını kutlayarak “Sizin şahsınızda da, partimizin il ve ilçe örgütlerini, komisyonlarını, sanık kurullarını, gecesini gündüzüne katarak başarmamız için emek veren çabalayan halklarımızı bir kez daha kutluyorum. Onlara layık bir hizmet, mücadele, onların vermiş olduğu oylara layık bir duruş ortaya koyacağımıza eminim” dedi.
24 Nisan 1915 olaylarına da değinen Bakırhan, “Ermeni halkından yüz binlerce insan katledildi. Gün vesilesiyle katledilen Ermenileri de hüzünle, saygıyla anıyoruz. Yine aynı dönemlerde katledilen başta Süryaniler ve diğer gayri Müslimleri saygıyla andığımızı belirtmek istiyoruz. Bu topraklar çok acı gördü, çok bedel ödedi. DEM Parti’nin yapmaya çalıştığı bir daha bu topraklarda benzer acıların, katliamların yaşanmaması içindir. Geçmişteki bu acı ve katliamlarla yüzleşilmesidir.”ifadelerini kullandı.
“Kayyımcı zihniyet kaybetti, kötü yönetilen belediye anlayışı kaybetti”
31 Mart seçimlerinde halk iradesinin sonuçlara yansıdığını dile getiren Bakırhan, seçimin sonuçlarının doğru okunması gerektiğini belirtti:
“Kayyımcı zihniyet kaybetti, kötü yönetilen belediye anlayışı kaybetti. Halklarımız kazandı. Kayyımlar sandığa gömüldü. Türkiye halklarının mücadelesi ve DEM Parti’nin 31 Mart başarısıyla birlikte AKP-MHP iktidarına 22 yıldır ilk kez büyük bir yenilgi tattırıldı. İktidar ve muhalefeti, 31 Mart’ta ortaya çıkan iradeyi doğru okumaya davet ediyoruz. ‘Kürt meselesini çözmeyenler çözülür’ demiştik 31 Mart seçim sonuçları bizi bir kez daha doğruladı.
“Ülke ülke gezip savaş vizesi almaya çalışıyorlar”
31 Mart’ta halkın mesajını anlamak istemeyenler ülke ülke gezip savaş vizesi almaya çalışıyor. Hemen seçim sonrası iktidarın çeşitli ülkelere yaptığı ziyaretlerde de bu bir kez daha açığa çıktı. Kürt meselesini bastırmak için hala askeri operasyonlardan medet umuyorlar. Defalarca denenmiş ve sonuç almamış yol ve yöntemleri denemek oradan medet ummak büyük bir acizliktir. Biz buna asla izin vermeyeceğiz. Seçim yenilgisini kanla gözyaşı ile örtmek istiyorlar. Oysa seçim sonuçlarının kendisi aslında savaşa hayır çığlığıdır. ‘Çözüm olsun Türkiye sorunlarını demokratik yöntemlerle çözsün’ haykırışıdır. Ama başka yol ve yöntemlerin peşinde hala koşmaya devam ediyorlar. Bu ülkenin ihtiyaçları askeri operasyonlar değil, yüzlercesi yapıldı bir sonuca ermedi.
Bu ülkenin ihtiyacı yoksul Türk ve Kürt gençlerinin ölmesi değil, büyük bir toplumsal mutabakat ile Kürt sorunun demokratik yollarla çözülerek demokratik bir Türkiye inşa etme ihtiyacı vardır.
“Demokrasi mücadelesinde kararlıyız, şantajlara boyun eğmeyeceğiz”
Siyasete hiza ve ayar vermeye çalışıyorlar. Gün yok ki özellikle seçim sonrasında bize parmak sallamasınlar. Biz kez daha yeniliyoruz; kapatma şantajı, tehdit siyaseti artık sona gelmiştir. Son kullanma tarihi dolmuştur. Biz ne zaman korktuk ne zaman tehdit ve şantajlara boyun eğdik ki şimdi halkımız güçlü bir irade ortaya koymuşken Van direnişi ortada dururken bu tehdit ve şantajlara boyun eğeceğiz. Boyun eğmeyeceğimizi onlar da bütün dünyada çok iyi biliyor. Çağrımızı yeniliyoruz; kararlıyız bu ülkeye barışı demokrasiyi getireceğiz. Başta Kürtler ve Aleviler olmak üzere bu ülkede yaşayan insanlar eşit ve demokratik bir temelde bir Anayasa ile yönetilinceye kadar mücadelemizi devam ettireceğiz. Tehditlerle hizalanacağımızı bekleyenler çok beklerler. Bu gelenek hiçbir zaman bugüne kadar yapılan tehditlere boyun eğmemiştir. Şimdi belediyelerimizi tehdit edenler çok iyi bilsinler. Belediye eşbaşkanlarımız yönetimlerimiz seçilen arkadaşlarımız asla bu tehditlere papuç bırakmaz. Burada o parmak sallamaların tehditlerin karşısında eğilecek bükülecek tek bir arkadaşımız yoktur.
/rûdaw/