🔴 Mardin Büyükşehir Belediyesi önünde gerçekleştirilen grup toplantısında konuşan Bakırhan , “Sayın Bahçeli, bize uzattığın eli biz tuttuk ama diğer elini ortağın baltaladı. Bize uzattığın elde sorun yok, diğer elini baltalayan ortağında sorun var. Maden bir çözüm istiyorsun önce bu kayyım anlayışından vazgeç. Önce tecridi kaldır, hukuku uygula” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), bu haftaki Meclis grup toplantısını İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi önünde gerçekleştirdi.
Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, TÖP Sözcüsü Juliana Sözen, EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, SYKP Eş Genel Mertcan Titiz Feray Mertoğlu ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş, ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni ve EMEP Milletvekili Sevda Karaca toplantıya katıldı.
Grup toplantısında DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan açıklama yaptı.
Hatimoğulları’nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Keşke kayyım gündemi dışında bugün sizinle görüşebilseydik. Salı günkü grup toplantımızı burada Mardin’de, kayyıma meydan okumak ve yerel tepkileri göstermek için gerçekleştiriyoruz. 4 Kasım 2016 darbesinde, HDP eş genel başkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve diğer milletvekillerimiz gözaltına alındı. İktidar, yüzbinlerce insanın oyunu almış değerli seçilmişlerimizi hapse attı. Kobanê kumpas davasıyla onlara onlarca yıl ceza verdiler. Bu uygulamalar, Kenan Evren’leri, Tahsin Şahinkaya’ları ve 28 Şubat darbecilerini hatırlattı.
‘Bu darbeyi sahiplerine iade edeceğiz’
Yerine kayyım atandığında Devrim Demir arkadaşımız, kadın mücadelesinden gelen biri olarak, ne zaman mücadeleden yoruldu? Türkiye’nin dört bir yanında mücadelemizi ve dayanışmamızı büyüterek bu darbeyi sahiplerine iade edeceğiz. Bu kayyımın amacı, vatandaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almaktır. “Sen seçemezsin, seçilemezsin” demektir. Kayyım, Kürt halkının siyasi iradesini tanımamak anlamına gelir. “Bana biat etmezsen, ben de senin siyasi iradeni tanımam” demektir.
‘AKP ve MHP, Türkiye partileri değildir’
Bu kayyımcı anlayış sanmayın ki sadece Kürtlere zarar veriyor, sadece DEM Parti’ye zarar veriyor. Esenyurt örneğinde olduğu gibi kayyımcu anlayış seçimleri lağvediyor, seçimleri ortadan kaldırıyor. Kayyım, Türkiye’de yaşayan halkların iradesini tanımamak anlamına gelir.
Kayyımcı zihniyet seçimleri ortadan kaldırıyor. AKP ve MHP, Türkiye partileri değildir; bunlar yandaş partilerdir. Türkiyelileşmenin önündeki en büyük engel, AKP ve MHP ittifakıdır. Bu böyle bilinmelidir.
Dün, eş genel başkanımız Tuncer Bakırhan ile Batman’daki direnişe destek ziyareti gerçekleştirdik. Eş genel başkanımızın konuşması, amacından saptırılarak yandaş medya tarafından hedef haline getirilmiştir. Partimize yönelik siyasi linç girişimleri devam etmektedir. Şunu açıkça belirtmek isteriz ki, söylediğimiz her sözün tarihsel önemini ve ağırlığını çok iyi biliyoruz.
Gün demokrasiye, insan haklarına, adalete ve hukuka sahip çıkma günüdür.”
Bakırhan: Terörü arıyorsanız, demokrasiyle olan mesafenize bakın
Hatimoğulları’nın ardından Bakırhan kürsüye çıktı. Bakırhan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“4 Kasım siyasi darbenin yıl dönümüdür. Ama biliyoruz ki bugün de Mardin’de Batman’da Halfeti’de ve Esenyurt’ta uygulana kayyım rejimi, halklarımız için bir hiçtir.
Türkiye’de iki hat var. Bir kayyım cumhuriyeti isteyenler, bir de demokratik cumhuriyet isteyenler. Hakari’ye kayyım atadılar, Mardin’e, Esenyurt’a Halfeti’ye Batman’a terörden dolayı kayyım atadık dediler.
Bütün kötülükleri, haksızlıkları, hukuksuzlukları ve yolsuzlukları “terör” maskesinin arkasına sakladılar. Terörü arıyorsanız, demokrasiyle olan mesafenize bakın. Bölücülüğü arıyorsanız, doğu ile batı arasındaki farklara bakın. Asıl bölücüler sizlersiniz. Terör arıyorsanız, 2015’ten beri demokrasiye yaptığınız darbelere göz atmalısınız. Gülistan Sönük, Türkiye’nin en çok oyla seçilmiş eş genel başkanıdır. Siz, halkların iradesine kayyım atadınız.
“Kürt sorunu, Kürt sorunu yok demektir”
Dün elini uzatanlar bugün kayyım atayanlar değil mi? Biz bunların samimiyetine nasıl inanacağız? Kürt sorunu nedir diye sorup duruyorlar. Kürt sorunu, Kürt sorunu yok demektir. Vicdansız herifler, iradesine kayyım, diline kilit, iradesine cezaevi yolunun taşlarını döşüyorsunuz. Kürt ne yapsın?
Kürt sorunu, Sayın Öcalan’ı İmralı’da, DEM Parti’yi de siyasette tecrit etmektir. İradesine kayyım atanan Kürt, kardeşlik safsatalarına aldanmaz.”
Biraz haysiyeti olan, Kürtlerin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş ne kadar AKP’de siyaset yapan Kürt siyasetçi varsa hepsini istifaya davet ediyoruz.
Erdoğan’a ‘çözüm’ tepkisi
Erdoğan geçen hafta ‘sorunun muhatabı Kürt kardeşlerimdir’ dedi. Kürtlerin iradesine kayyım atıyorsunuz. Müzakereden kaçıyorlar. Çünkü müzakere kimin çözümden yana olduğunu gösterir. Müzakere yaparlarsa gerçeklikleri ortaya çıkar. Biz her zaman olduğu gibi bugün de çözüme hazırız. Bizim elimizde barış güvercinleri sizin bir elinizde kayyım bir elinizde zulüm var.
Biz bu kayyımcı anlayışın bitmesi için Meclis’te üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Halkın çözüm beklentilerine pusu kurdular, kayyım atadılar. Derhal kayyımları geri çekin, halkın iradesine saygı duyun. Kimse bize ‘iç cepheyi güçlendirelim’ demesin. İç cepheyi güçlendirmek kayyım atamak, Kürt siyasetçileri cezaevine atmak mıdır? Kayyım atayarak iç cepheyi güçlendiremezsiniz. Boyun eğmeyeceğiz, baş eğmeyeceğiz. Dilimiz, kimliğimiz, onurlu yaşam için mücadeleye devam edeceğiz.”
Sayın Bahçeli, bize uzattığın eli biz tuttuk ama diğer elini ortağın baltaladı. Bize uzattığın elde sorun yok, diğer elini baltalayan ortağında sorun var. Maden bir çözüm istiyorsun önce bu kayyım anlayışından vazgeç. Önce tecridi kaldır, hukuku uygula.”
/rd/