Behice Feride Demir: Cibranlı Halid’in Yakılan Defteri

Yazarlar

Çağımızın önemli devlet adamı ve diplomatlarından olan Henry Kissinger’ın “Dünyada çok az devlet adamı tarihin akışını Bismarck kadar değiştirebilmiştir. ”sözünü Kürdistan özelinde düşündüğümde Miralay Cibranlı Halit’in portresi bu tanıma fazlasıyla uymaktadır. Kuşkusuz Bismarck ve Cibranlı çok farklı siyasi, kültürel, askeri ve sosyal dinamikler karşısında mücadele verdiler. Ama Bismarck için Avrupa gibi devrimlerin ve değişimlerin birbiriyle yarıştığı ve Germen sisteminin mirası üzerinden siyasi başarı elde etmek çok zor olmadı. Bu yüzden Otto Von Bismarck, eyaletlerden milli devlete geçişte ulusunun tarihini hızlıca değiştirirken, Cibranlı Halit, Mir’lik sisteminin nostaljisi ile yaşayan Kürdistan’ın siyasal ve sosyal bakiyesinden bir ulusal devlet çıkarmakta Bismarck kadar şanslı olamadı. 

Ancak Cibranlı ve planlayıcısı olduğu Azadi örgütünün bıraktığı bağımsızlık fikriyatı bir asır boyunca sömürgecilerin yakasını da bırakmamıştır.  

Cibranlı Halit ve Azadî örgütü, ittihatçılığın yükselişe geçip kemalizme evrildiği ortamda, bir Kürt konsensusu oluşturup risk ve fırsatları değerlendirme konusunda çağdaş ve öngörülü bir karakter çizerken, Kürdistan’ın konjonktür gereği uluslararası güçler tarafından göz ardı edilmesi bu çağdaş hareketin başarısına darbe vurmuştur. 

Bu yüzden Cibranlı Halit’in portresini bir şahıstan çok bir devrin ulusal ve uluslararası siyasi olayı olarak ele almak daha gerçekçidir. 

Ancak buna rağmen Türk egemen sistemi için Cibranlı ve Azadî örgütü karşıt bir İdeolojik merkez, Kürdistanlılar için ise yarım kalmış çağdaş bir mücadele örneği olmuştur.

Bu yüzden Kemalistlerin Azadî örgütünü parçalı ve fikirsiz gösterme çabası Türk egemen sisteminin ana politikası olmuş ve kuruluş ideolojisini anti Azadîcilik üzerinden devlet politikası haline getirmiştir. Nihayetinde Azadî örgütü ve Cibranlı Halit üzerindeki sis perdesi kalktıkça kemalist sistemin ceberut, ırkçı ve gerici yönetiminin dönemin Kürt aklından neden çekindiğini de kolaylıkla görüyoruz. 

Geçtiğimiz günlerde Cibranlı Halit’in yeğenlerinden olan siyasetçi, doktor ve yazar M. Emin Sever’in yazdığı Kürt Tarihinden Bir Kesit – Azadî Örgütü ve Cibranlı Halit Bey adlı kitabı Avesta yayınları etiketiyle yayınlandı.Kitap özellikle Cibranlı Halit üzerine yazılan aile içi bir tanıklık olması itibariyle önemlidir. 

 Cibranlı Halit ve Şeyh Sait Efendi arasında pay edilen ve daha çok Şeyh Said’in dini kimliğine tevdi edilmek istenen 1925 Kürt istiklal ve bağımsızlık süreci bu kitapta yeni detaylarla, Kürt tarihine dair ek bilgiler içeriyor. 

Devletin el koyduğu Kürt hafızasının yenilenmesi ve kesintiye uğrayan tarihsel sürekliliğin sağlanması için tanıklara dayalı bilgiler hayati önemdedir. Cibranlı Halit liderliğinde gelişen Kürt aklının arka planının bilinmesi, Kemalizm’in manipülasyonlar, darbeler, ideolojik klikler, katliamlar ve çeşitli örgütlerle ayakta kalan iktidar araçlarını deşifre etmek bakımından bu tür kitaplar  belge mahiyetindedir. 

M. Emin Sever’in Cibranlı olması ve babası Ahmet Bey’in anlatımlarını esas alarak Azadî örgütünün kuruluş,örgütlenme, yayılma ve başarısızlık sebeplerini yakın tanıklığa dayanarak kitaplaştırılmasını geçte olsa,tarihsel resmin tamamlanmasına katkı sunacaktır. 

M.Emin Sever’in Kürt Tarihinden Bir Kesit – Azadî Örgütü ve Cibranlı Halit Bey adlı kitabı, son yıllarda yayınlanan benzer hatırat kitaplarla kimi paralel bilgiler taşısa da “ Azadî örgütün kuruluşu, tüzük ve programı, hedefi, üyeleri ve bunların görev ve rütbelerinin yazılı olduğu Azadî Kayıt Defteri’nin” devletin eline geçmemesi için Qerqerut köyünde Amca İsmail ağa tarafından yakılması Kürt bilgi dünyasının trajik bir mecburiyeti olarak karşımıza çıkıyor.( 79) 

Kitapta buna benzer olay ve detayları okurla paylaşan M.Emin Sever, Cibranlı Halit’in siyasi ve şahsi portresine dair ek bilgiler verirken, vekillik yaptığı dönemde Cibranlı Halit’in “ Kürt özgürlüğü için TBMM’ye mektup yazıp yazmadığına” dair kimi iddiaların izini sürmüş ve bu iddiaları kişisel tanıklıklar, anlatımlar üzerinden biraz daha somut hale getiriyor.( 73)  

Bu nedenle Kürt Tarihinden Bir Kesit – Azadi Örgütü ve Cibranlı Halit Bey adlı kitabın Kemalist tarihin Kürdistan üzerinde ve Kürtler arasında yarattığı illüzyonu biraz daha boşa çıkaran eserlerden  sayabiliriz. 

Kitapta Cibranlı Halit Bey’e dair kimi şahsi notları şöyledir. 

Cibranlı Halit’in on yaşında iken 1892’de aşiret mektebine girdiği ve Sultan Abdülhamid’in “Sultan’ın Fahri Yaveri”unvanını almaya layık görülen on kişiden biri olarak yüzbaşılığa seçilmiştir. ( 23) 

Yine Mustafa Kemal’e itibar etmeyişi ondan gelen her türlü rüşvet, iltimas ve taltifi tereddütsüzce red etmesi siyasi özgüveni açısından takdire değerdir. 

Cibranlı ve Azadi örgütünün Kürdistan merkezli bağımsızlığı hedefine koyan illegal ve siyasi -askeri bir örgütlenmeyi tasarlaması dönemin şartları bakımından oldukça ilerici bir adımdır. 

Tarihe Qeraç toplantısı olarak geçen Varto bölgesindeki Alevi ve Sünni Kürt aşiretlerle toplantı yaparak,büyük savaş öncesi iç çelişkileri gidermeye çalışması, Cibranlı’nın siyasi öngörüsüne dair hayranlık uyandırıcı notlardır.( 67) 

Modern dönem Kürdistan siyasi hareketlerine ilham kaynağı olan, günümüz Kürt partilerinin taleplerinden daha gerçekçi olan ve ilk Kürt bildirisi olarak adlandırılan dört maddelik bir beyannamenin kaleme alınması Azadî örgütünün uzun vadeli hedeflerini açıkça belli ediyor. (112) 

Geleneksel Kürt örgütlerinin dışına çıkarak “ Hareketin ideologları, liderlerinin genellikle İstanbul, Kahire, Beyrut ve Paris’te eğitim almaları” modern, seküler, demokrat, aydın, asker ve her kesimden ve sınıftan insanı bir arada bulunduğu tek Kürt örgütlülüğü olarak hala ilham verici olması. (79) 

1920 Ekim’inde gizli olarak Erzurum’da çok gizli ve loca esasına göre 24 kişi tarafından kurulup 23 şubesi ile örgütlenme faaliyetlerine başlaması Azadî’yi Kürdistan tarihinin çatı örgütü haline getiriyor. ( 85)  

 Cibranlı Halit ve Azadî örgütü başarlı olsaydı ne Türk egemen sistemi ne de sonraki Kürt liderleri tarihi kendilerine göre çarpıtmayacak ve Kürt ulusal damarlarının kesilmesi bu kadar olmayacaktı. 

İyi pazarlar! 

Dip-Not: yukarıdaki bazı bilgiler kitaptan hareketle değerlendirilmiştir. 

Sırasıyla- 79-73-23-67-112-79 ve 85 no’lu sayfalar esas alınmıştır. 

İlginizi Çekebilir

Trump’a suikast girişiminde bulunan Crooks’un Cumhuriyetçi olduğu ortaya çıktı
Biden, saldırıya uğrayan eski Başkan Trump ile görüştü

Öne Çıkanlar