Bülent Arınç: Kürt meselesiyle ilgili devletin bir hazırlığı yok

Gündem

Erbil Forumu’nda konuşan Türkiye’nin eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, ” Kürt kimliği, kültürel haklar, dil ve eğitim hakkı gibi konular bu sürecin bir parçası olmalı” dedi.

Eski Meclis Başkanı ve AKP kurucularından Bülent Arınç, Rûdaw Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen 3. Erbil Forumu kapsamında özel bir oturumda Rûdaw TV’den Salih Bedirxan’ın sorularını yanıtladı.

“Rûdaw’a teşekkür ediyorum”

Konuşmasının başında organizasyonu düzenleyen Rûdaw Araştırma Merkezi’ni ve tüm katılımcıları tebrik eden Arınç, “İki gündür yapılan görüşmeleri dışarıdan da olsa takip ettim. Çok önemli katılımcılar var, çok değerli fikirler paylaşıldı. Umarım ki bölgemiz ve insanımız için hayırlı olur” diyerek, Erbil Forumu’na gelecekte de katılmak istediğini ifade etti.

“Erbakan ile 31 yıl birlikte yürüdüm”

AMilli Görüş hareketinin liderlerinden Necmettin Erbakan’ı anan Arınç. “Dün Erbakan hocamızın vefat yıl dönümüydü. 27 Şubat 2011’de aramızdan ayrıldı. Kendisiyle 31 yıl boyunca yol yürüdüm. Ona bir kez daha rahmet diliyorum” dedi.

Arınç, Erbakan’ın bu bölgedeki insanlar tarafından da büyük bir saygı ve hürmetle anıldığını belirtti.

“Abdullah Öcalan’ın çağrısı büyük ilgi uyandırdı”

Arınç, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Çağrısının sadece Türkiye ve bölge için değil, tüm dünya tarafından ilgiyle takip edildiğini belirten Arınç, konunun önemine vurgu yaptı.

Arınç, “Ben bunu nasıl karşıladım? Şüphesiz yıllardır bu meselelerin içinde bulunmuş bir arkadaşınızım. Meclis Başkanlığım, Başbakan Yardımcılığım, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanlığım sürecinde bu konularla yakından ilgilendim. Ayrıca, bölgeyi ve Kürt kardeşlerimizi iyi tanıyan ve seven biri olarak da meseleye vakıfım” dedi.

PKK’nin kuruluşunun 40’ıncı yılına girildiğini hatırlatan Arınç, “Eruh baskınından itibaren bakarsak 1984’ten bu yana tam 40 yıl geçti. Bu süreç acılarla, felaketlerle, insanlarımızı mahveden olaylarla dolu” ifadelerini kullandı.

“Hükümet elinden geleni yaptı”

Arınç, 2013-2015’teki çözüm sürecine de değinerek, “Meclis Başkanlığı görevimden sonra Başbakan Yardımcılığı ve Hükümet Sözcülüğüne başladığımda kendimi çözüm sürecinin içinde buldum. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bazı çalışmalarıyla başlayan süreç, MKK toplantıları ve çalışmalarımızla devam etti. Ancak maalesef sonu iyi olmadı” dedi.

Bülent Arınç, çözüm süreci boyunca hükümetin iyi niyetli çalışmalar yaptığını ancak ”örgütün hiçbir söyleneni yerine getirmediğini” ileri süren Arınç, ‘‘ O yüzden dünkü açıklamayla bağlantılı olarak aklıma 2013 Newroz’undaki gelişmeler geliyor. İlk İmralı görüşmesinden sonra Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, Diyarbakır Meydanı’nda silahları bırakın ve Türkiye dışına çıkın çağrısı yapmıştı” dedi.

Hükümetin sürecin gerçekleşmesini umut ettiğini belirten Arınç, “Ancak zamana yayıldı, dışarıya çıkanlar birkaç ihtiyar ve gençle sınırlı kaldı. Sonrasında eylemsizlik haliyle konu unutuldu. Fakat örgüt bu süreçte silahlanmaya devam etti, gizli açık şekilde gelecek bir günü bekledi. 2015’ten itibaren süreç tamamen sona erdi” ifadelerini kullandı.

“(Bahçeli’nin çağrısı) Açıkçası çok şaşırdım”

Arınç, son dönemde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına da değinerek, “Açıkçası çok şaşırdım. Kendi grubu da şaşırmıştır. Daha önce sürekli idamdan, kapatmadan bahseden birinden böyle bir şey beklenmiyordu. Ama ümitli olmayı tercih ettiğimiz için gelişmeleri bekleyip göreceğiz” diye konuştu.

“Öcalan’ın çağrısı yerine geldi, şimdi örgütün kararı bekleniyor”

Meclis eski Başkanı Arınç, Öcalan’ın açıklamalarının Bahçeli’nin beklentilerini karşılayıp karşılamadığına dair gelen bir soruya yanıt verdi.

Arınç, “Bence Sayın Bahçeli sadece çağrı yapılmasını istedi. Bu bir icaptır, kabulünü örgütün yapmasını bekliyor. Öcalan’dan beklenen çağrı bence yerine gelmiştir” dedi.

Öcalan’ın mesajının içeriğine dikkat çeken Arınç, “Bu örgütü kuran, meydana getiren, bütün eylemlerinden sorumlu olan ve 1999’dan beri İmralı’da yüksek güvenlikli cezaevinde bulunan bir insan ancak bunu yazabilirdi. Öcalan, zamanında yaptıkları taleplerin artık zamansız hale geldiğini, demokratik toplumun ortaya çıktığını ve bu meselenin cumhuriyet içinde demokrasiyle çözüleceğini söylüyor” ifadelerini kullandı.

Arınç, örgütün bu çağrıya nasıl yanıt vereceğini beklemek gerektiğini vurgulayarak, “Öcalan, örgüte açık bir emir vererek kongrelerini toplayıp lağvetmeleri ve silah bırakmaları gerektiğini söylüyor. Ancak bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği örgütün vereceği karara bağlı. Şu ana kadar bireysel açıklamalar dışında yeni bir şey duymadım” dedi.

Ayrıca örgütü etkileyen diğer unsurların da bu süreçte olumlu telkinlerde bulunmaları gerektiğini belirtti.

“Silahların bırakılması yeterli değil, toplumsal ve siyasi çözümler gerekli”

90’lı yıllarda Refah Partisi’nde aktif olarak çözüm süreçlerinde yer aldığı hatırlatılarak, “Silahların bırakılması Kürt meselesinin çözümü için yeterli mi?” sorusuna yanıt veren Arınç, meselenin sadece silahların bırakılmasıyla çözülemeyeceğini vurguladı.

Kürt meselesinin çözümü için yalnızca güvenlik tedbirlerinin yeterli olmayacağını belirten Arınç, “Terörün üzerine gitmek için toplumsal ve siyasi çareler bulmalıyız. Kürt kimliği, kültürel haklar, dil ve eğitim hakkı gibi konular bu sürecin bir parçası olmalı. Ben de geçmişte bu konulardan sorumlu birçok kurumda görev yaptım” şeklinde konuştu.

“Kürt meselesiyle ilgili hazırlık yok, öncelikle silah bırakılmalı”

Bülent Arınç, Kürtçeye statü kazandırılması, ana dilde eğitim ve siyasi mahkumlarla ilgili genel af gibi konuların gündemde olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:

“Öyle bir topluluğun karşısındayım ki onlara hürmeten, her yerde yaptığım gibi doğruyu söylemek zorundayım. Geldiğimiz nokta itibarıyla bu konularla ilgili herhangi bir hazırlık yok. Devlet Bahçeli bir söz söyledi ve Sayın Cumhurbaşkanı da ‘Silah bırakılmazsa terörle mücadeleye devam edeceğiz’ dedi. Bu tür haklar ve talepler konusunda bir ön görüşme yapıldığını düşünmüyorum. DEM’lilerle yapılan görüşmelerde de öncelikle silah bırakılmasının gerektiği ve barış ortamı sağlandıktan sonra her şeyin konuşulabileceği havası hâkim. Bu yüzden büyük beklentiler içinde olmak doğru olmaz. Önce gelişmeleri görmeliyiz.”

/rd/

İlginizi Çekebilir

Irak Dışişleri Bakanlığı: Öcalan’ın mesajı olumlu bir adımdır
Sigorta primi “örgüt üyeliğine” delil sayıldı

Öne Çıkanlar