“Bir başbakan için, İngiliz kuvvetlerini harekete geçirmekten daha önemli bir karar yoktur.” ifadesini kullanan Cameron, Başbakan Rishi Sunak’ın hava saldırısı kararı alırken çok dikkatli ve kapsamlı değerlendirme yaptığını belirtti.
“Tüm alternatifler denendi mi? İşe yarayacak gerçekçi bir plan var mıydı? Tüm hedefler iyice incelendi mi?” diye soran Cameron, her şeyin dikkatli şekilde düşünüldüğünü, tüm bakanlıkların kendi alanında gerekli çalışmaları yaptığını savundu.
Cameron, “Sonunda kabinede harekete geçmekten başka seçimimiz olmadığı konusunda mutabık kaldık.” değerlendirmesinde bulunarak, Husilere karşı hava saldırıları yapmanın sebebi olarak da şunları kaydetti:
“Seyrüsefer serbestisi gerçekten önemlidir. 19 Kasım’dan bu yana Kızıldeniz’de ticari gemilere 26 saldırı düzenlendi. Harekete geçmemek, Husilerin kabul edilemez saldırılarıyla hayati önem taşıyan deniz yolunu, hiçbir karşılık görmeden kapatabilecekleri anlamına gelir.”
“Kötü düşmanın dışarda yapacakları ülkemizde bize etki eder.” diyen Cameron, Kızıldeniz’in uluslararası ticaret açısından önemli bir nokta olduğuna işaret ederek, burada yaşanacak olumsuzlukların dünyada fiyatları yükseltebileceğine dikkati çekti.
“Peki neden biz?”
Cameron, ‘Peki neden biz?” diye sorduğu bölümde ise İngiltere’nin Kızıldeniz’deki ticari gemi trafiğinin güvenliği için yapılan “Refah Muhafızı Operasyonu” kapsamında uluslararası koalisyonla hareket ettiğini vurguladı.
ABD’nin İngiltere’ye yaptığı sınırlı askeri operasyon teklifinin de Başbakan Sunak tarafından dikkatli şekilde değerlendirildiğini kaydeden Cameron, “Hukuki tezler de olmak üzere tüm tezleri değerlendirdikten, kabinedeki meslektaşlarımızın yanı sıra askeri ve istihbarat uzmanlarıyla yaptığımız istişarelerden sonra (Başbakan Sunak) katılma kararı aldı.” ifadelerini kullandı.
Cameron, müttefiklerle hemfikir olduktan sonra yapılacak eylemlere destek vermenin gerektiğini belirtirken kendi başbakanlığı döneminde de Somalili deniz korsanlarıyla mücadelede bulunduklarını hatırlattı.
“O zaman gemileri kaçırmaya çalışanlarla mücadelede haklıydık. Bugün de gemilere saldıranlara karşı harekete geçmekte haklıyız.” değerlendirmesinde bulunan Cameron, hava saldırılarından önce gerekli uyarıların da defalarca yapıldığını öne sürdü.
Kendisinin de İranlı mevkidaşıyla Husilerin saldırıları konusunu konuştuğunu anımsatan Cameron, “Şüpheye yer bırakmadık. Ticari gemilere saldırılar kabul edilemez. Saldırılar durmalı. Durmazsa müdahale etmek zorunda kalacaktık.” ifadelerini kullandı.
Buna karşın Husilerin “gerilimi yükseltmeyi tercih ettiğini” savunan Cameron, 9 Ocak’ta İngiliz askeri gemisi HMS Diamond’a ve müttefik gemilerine 21 insansız hava aracı ve roket saldırısı yapıldığını kaydetti.
“Sivil kayıp yaşanmamasına özel önem gösterdik”
Cameron, askeri müdahalelerin son seçenek olması gerektiğini vurguladığı makalesinde, 2 aydır gemilere yönelik saldırılara karşılık verilmeden beklendiğini vurguladı.
Hava saldırılarının gerekli olduğunu savunan Cameron, saldırıların orantılı ve hukuki olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Kraliyet Hava Kuvvetleri, Husilerin gemicilik sektöründe çalışan tüm milletlerden sivillere karşı yaptıklarının taban tabana aksine şekilde, sivil kayıplarının yaşanmamasına özel olarak önem gösterdi.”
“Ortak eylemimizle, İran desteğiyle oluşturulan Husi varlığını zayıflatma konusunda bir miktar yol katetmiş olacağız.” ifadesini kullanan Cameron, Husilere gerçekleştirdikleri eylemleri sona erdirme kararlılığının mesajını verdiklerini belirtti.
/Ajans/