🔴 Asıl adı Muhtar Cem Karaca olan sanatçı, Ermeni opera ve tiyatro sanatçısı Toto Karaca (Irma Felekyan) ile tiyatro sanatçısı Azeri Mehmet İbrahim Karaca’nın oğlu olarak 5 Nisan 1945’te İstanbul’da dünyaya geldi.
Kendisini “Anadolu rock ozanı” diye tanımlayan, Anadolu rock müziğinin kurucularından Karaca, yeteneğini fark eden annesi sayesinde 6 yaşındayken müzik eğitimine başladı.
İstanbul’daki Rumlara yönelik gerçekleştirilen 6-7 Eylül saldırılarında Toto-Mehmet Karaca’nın Bakırköy’deki evinde basıldı. Saldırılar sona erdikten biir süre sonra Cem Karaca, Robert Koleji’ne kaydoldu.
Sahne tozunu küçük yaşlarda yutmasına karşılık Karaca, doktor ya da mühendis olmayı istedi. “Suadiyeli Nesrin” olarak hatırladığı bir genç kızı etkilemek için sokak ortasında söylediği şarkı, müzik kariyerinin başlangıcını oluşturdu.
Beyoğlu Spor Kulübünün lokalinde arkadaşlarını kırmayıp sahneye çıkarak profesyonelliğe adım atan Karaca, daha sonra “Dinamitler” ve “Jaguarlar” adlı gruplarla “rock and roll” parçaları seslendirdi.
Babasından “Buraların müziğini yap” tavsiyesi
Hariciyeci olmasını istediği oğlunu şarkıcılıktan vazgeçirmek için her şeyi yapan Mehmet Karaca, sahnede Elvis Presley şarkıları seslendiren oğlundan, “Aman Adanalı” türküsünü istemesi için adam kiraladı, oğlunu yuhalattı. Annesinin desteğini alan sanatçıyı bu sevdadan vazgeçiremeyen Mehmet Karaca, oğluna, “Buraların müziğini yap” tavsiyesinde bulundu.
Cem Karaca, liseden sonra eğitimine devam etmedi.
Tiyatro oyuncusu Semra Özgür ile 1965’te ilk evliliğini yapan sanatçı, evlendikten 3 gün sonra askere alındı. Batı enstrümanlarıyla Anadolu müziği yapma kararı alan Cem Karaca, İstanbul’a döndüğünde Mehmet Soyarslan’ın kurduğu “Apaşlar” grubuyla çalışmaya başladı.
Sıkı dost olduğu Aşık Mahsuni Şerif’in türkülerini seslendirdi
Cem Karaca, bir plak şirketinde tanışıp sıkı dost olduğu Aşık Mahsuni Şerif’in türkülerini de repertuvarına aldı.
Hürriyet gazetesinin 1967’de düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasına sözleri Erzurumlu Emrah’a ait “Emrah” bestesiyle katılan sanatçı, birinciliği “Mavi Çocuklar”a kaptırarak ikinci oldu.
Cem Karaca ve Apaşlar’ın ilk plağı, Hürriyet gazetesi tarafından yayımlandı. Grup, aynı yıl “Hudey”, “Vahşet” ve “Bang Bang-Bir Anadolu Hikayesi” eserlerinin olduğu bir 45’lik daha çıkardı.
Almanya’ya giden Karaca ve Apaşlar, Fredy Klein Orkestrası ile şarkılar kaydetti. Türkiye’deki en önemli popüler müzik eserlerinden birisi olarak nitelendirilen sözü ve müziği Mehmet Soyaslan’a ait “Resimdeki Gözyaşları” da bu kayıtlar arasındaydı. Şarkı ilk kez 1968’de “Resimdeki Gözyaşları/Emrah” adlı plakta yer aldı. Karaca, bir röportajında “Ağır Roman” filmiyle 1997’de müzikseverlerce yeniden keşfedilen şarkının, Mehmet Soyaslan’la gittikleri Moğollar konserinden sonra “Ne yaparız da onları sollarız” diye kara kara düşünürken ortaya çıktığını anlattı.
Daha önce tiyatro deneyimi olan Karaca 1970’te, başrolleri Murat Soydan ile paylaştığı, Yücel Uçanoğlu’nun yönettiği yerli kovboy filmi “Kralların Öfkesi”nde oynadı.
“Namus Belası” ilk günden itibaren liste başı oldu
Usta sanatçı, 1971’de müzik çalışmaları için Kardaşlar grubuyla Almanya’ya gitti. Plak çalışmalarını tamamlamak üzereyken 12 Mart 1971 Muhtırası yayınlandı. “Oy Gülüm Oy” plağının toplatılması kararı alınınca Almanya’da bir süre daha kalan Cem Karaca ve grubu, daha sonra Türkiye’ye döndü.
Müzik yolculuğuna Moğollarla devam eden Karaca, 1974’te “Namus Belası” ve “Gurbet” şarkılarının olduğu bir 45’lik çıkardı. “Namus Belası”, ilk günden itibaren listelerin en üst sırasında yer aldı.
Daha sonra Moğollarla vedalaşan sanatçı, Kardaşlar grubundan ayrılan Ünol Büyükgönenç’i birlikte çalışmaya ikna ederek Dervişan’ı kurdu. Karaca ve Dervişan, müzikte progress ve rocka yaklaşırken “Tamirci Çırağı”, “Kavga”, “Parka”, “İhtarname”, “Yoksulluk Kader Olamaz”, “İşçi Marşı”, “Maden Ocağının Dibinde” şarkılarına imza attı.
Dervişan’dan ayrıldıktan sonra Barış Manço’nun kurduğu Kurtalan Ekspres’le de çalışan sanatçı, “Edirne’den Ardahan’a” söyleminden esinlenerek ismini verdiği “Edirdahan” grubunu kurdu. Karaca ve Edirdahan, 1978’de “rock opera” olarak nitelendirilen “Safinaz” albümünü çıkardı.
Türkiye’deki politik gerginliğin, faşist saldırıların arttığı 1979’da, “1 Mayıs Marşı” plağı nedeniyle yargılanan, konserleri saldırıya uğrayan usta sanatçı Almanya’ya gitti. Karaca, hakkında açılan davadan ceza alacağına kesin gözüyle bakıldığından geri dönmedi, 7 Nisan 1980’de kaybettiği babası Mehmet Karaca’nın cenazesine de katılamadı.
1983’te vatandaşlıktan çıkarıldı
Selda Bağcan’la Münih’teki 1 Mayıs gösterisinde çekilen fotoğrafının bir magazin gazetesinde, “Cem Karaca gizli hesaplar peşinde” başlığıyla yayınlanması, Karaca’nın hayatında yeni bir dönüm noktası oldu.
Usta sanatçıya, “yurda dön” çağrısı yapıldı. Avukatlarının “sakın gelme” uyarısını dikkate alan Karaca, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 6 Ocak 1983’te vatandaşlıktan çıkarıldı. Başka bir ülkenin vatandaşlığına geçmeyi tercih etmeyen sanatçı, Birleşmiş Milletlerin vatansızlar için sağladığı pasaportla hayatını sürdürdü.
Usta müzisyen Almanya yılları için “Gurbetin acısını dindirecek bir merhem henüz keşfedilmedi. İnsan içinde yaşıyor onu. Kemiklerine kadar yaşıyor. Allah kimseye vermesin böyle bir sıkıntı.” demişti.
Cem Karaca, Hannover Fuarı nedeniyle Almanya’da bulunan dönemin Başbakanı Turgut Özal ile görüşme fırsatı yakaladı.
Münih’teki bir otelde gerçekleşen bu görüşme, “Cem Karaca, Özal’ın elini öptü, af diledi” şeklinde yansıdı. Görüşmeden yaklaşık 2 yıl sonra sanatçı, 27 Haziran 1987’de Türkiye’ye döndü.
Sanatçı, Türkiye’ye döndükten sonra maddi sıkıntılar yaşadı. Cahit Berkay’ın ikna çabaları sonunda 1990’da Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması’na giren Karaca, “Kahya Yahya” şarkısıyla birinci oldu.
Cahit Berkay ve Uğur Dikmen ile müzik yolculuğunu sürdüren sanatçı, “Rap Diye Rap Rap”, “Islak Islak”, “Kerkük Zindanı”, “Bindik bir Alamete” şarkılarıyla ününü katladı.
Cem Karaca, yıllarca yasaklı olduğu TRT’de 1994’te “Raptiye” isimli program yaptı ve Flash TV’de de “Efendime Söyleyeyim” isimli programa imza attı.
Annesi Toto Karaca’dan dolayı Ermeni müziğiyle de ilgilenen sanatçı, son dönemi sayılan yıllarda “Töre”, “Sevda Kuşun Kanadında”, “Dur be Yeter” şarkılarını seslendirdi.
Cem karaca, ikinci evliliğini tiyatrocu Meriç Başaran ile üçüncü evliliğini Emrah Karaca’nın annesi Feride Balkan ile yaptı. Balkan’dan ayrıldıktan sonra ilk eşi Semra Özgür ile yeniden evlenen sanatçı, beşinci evliliğini ise İlkim Karaca ile yaptı.
Son günlerinde “Yol Arkadaşları” grubuyla İstanbul’da sahne alan usta sanatçı, 8 Şubat 2004’te kaldırıldığı hastanede vefat etti.
/Ajans/