Seçimlerin ardından diğer üyelerle birlikte istifasını Kılıçdaroğlu’na sunan ve yeni MYK’dw görev almayan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, partisindeki ‘değişim’ tartışmalarıyla ilgili, “Değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil” açıklaması yaptı.
Seçimlerin ardından CHP’de başlayan değişim tartışmalarına, eski Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da katıldı. Seçim kaybedildikten sonra “hiçbir şey olmamış gibi davranılamayacağını” belirten Tezcan, genel başkandan başlayarak köklü bir parti reformuna gereksinim olduğunu söyledi.
BBC Türkçe’den Ayşa Sayın’a konuşan Tezcan, “13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil” dedi.
CHP’li Bülent Tezcan: Genel başkan ve ben dahil lider kadrosu değişmeli
Seçimlerin ardından diğer üyelerle birlikte istifasını Kılıçdaroğlu’na sunan ve yeni MYK’dw görev almayan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, partisindeki ‘değişim’ tartışmalarıyla ilgili, “Değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil” açıklaması yaptı.
Seçimlerin ardından CHP’de başlayan değişim tartışmalarına, eski Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da katıldı. Seçim kaybedildikten sonra “hiçbir şey olmamış gibi davranılamayacağını” belirten Tezcan, genel başkandan başlayarak köklü bir parti reformuna gereksinim olduğunu söyledi.
BBC Türkçe’den Ayşa Sayın’a konuşan Tezcan, “13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil” dedi.
Tezcan’ın açıklamaları şöyle:
“YÜZDE 48’İ TOPLAMAK ÖNEMLİ AMA BİZİ İKTİDARA TAŞIMADI”
“Örgüt, kadro, program, söylem, tutum ve anlayış değişikliği. Şimdi köklü, esaslı bir değişim…Partinin gelecek kurgusunda bunlar önemli. Bütünüyle bu söylediğimiz değişim, parti reformu…
2010 yılında Kemal Bey genel başkan olduğunda, buna başlamıştık. Ciddi bir dönüşüm, heyecanla başladı. Ve belli noktaya geldi. Bugün kurduğumuz ittifaklar, partinin helalleşme söyleminden tutun; zaman zaman eleştirilen, “Parti kendi geçmişinden, kendi kurucu ayarlarından ayrıldı” gibi çok da haklı olmayan bazı eleştiriler…Hatta politika yapma tarzında bazı hatalı politikaların bile, partinin rayından çıktığı gibi anlatıldığı bir süreç yaşadık.
Bu politika, anayasa referandumunda, o kampanya döneminin ana kolonu haline getirdi CHP’yi. Arkasından yerel seçimlerde bunun esaslı sonucunu aldık. En son cumhurbaşkanlığı seçimi merkezindeki ittifak, o sürecin sonucuydu ve önemlidir. Yani yüzde 48’i bir yerde toplamak önemlidir ama yetmedi.
2018’deki cumhurbaşkanı adaylarının aldıkları oylara bakıyoruz, topluyoruz, 2023’te aldığımızla aynı: Yüzde 47,8. Yüzde 48’i yüzde 51’e çıkarabilmeliydik, çıkmadı. Bu döneme kadar birçok şey yapıldı ama bu bizi iktidar yapma noktasına taşımadı. Bu seçimlerin bize ilk göstermesi gereken şey, değişim kapasitesinin artık tıkandığı. Burada da değişim bir kapasite ikmaliyle, yani birilerini takviye ederek olmaz. Yeni kapasite ikmali olmalı.
“DEĞİŞİM LİDERLİK DEĞİŞİMİYLE BAŞLAR”
Değişimin içeriğini söyledik. Örgüt, kadro, program, söylem, anlayış, tutum değişikliği diye. Ama değişimin önce bir motoru, heyecanı olması lazım. Bu moral bozukluğunu ortadan kaldıracak bir çıkışa ihtiyaç var. Onun için değişim önce liderlik değişimiyle başlar. Çünkü büyük değişimler liderlik değişimiyle başlamıştır. Aslında 2010 yılında övdüğüm o önemli dönüşüm, liderlik değişimiyle başladı.
Rahmetli Deniz Bey’in davaya çok büyük katkıları oldu. Çok iyi bir siyasetçiydi. Ama o da tıkanmıştı. 2010 yılında Kemal Bey’in gelişi morali, motivasyonu, büyük dönüşümün altyapısını hazırladı. Heyecan olmadan dönüşüm olmaz. Hele de böyle büyük bir travmanın yaşandığı yerde, 13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil.
Yani hiç kimse bu süreç içerisindeki sorumluluğunu kenara bırakıp, ‘Şu değişsin ama ben kalayım’ deme hakkına sahip değil. Tekrar görev düşerse tekrar yaparız ama bu bilinçle yaparız.
Tezcan’ın açıklamaları şöyle:
“YÜZDE 48’İ TOPLAMAK ÖNEMLİ AMA BİZİ İKTİDARA TAŞIMADI”
<span;>”Örgüt, kadro, program, söylem, tutum ve anlayış değişikliği. Şimdi köklü, esaslı bir değişim…Partinin gelecek kurgusunda bunlar önemli. Bütünüyle bu söylediğimiz değişim, parti reformu…
CHP’nin 1970’lerdeki değişimi, liderlik değişimiyle oldu. Bir kadro hareketi başladı. Bülent Ecevit, programındaki dönüşümü genel başkan olduktan sonra sağladı. Deniz Bey’den sonra, parti 2010 yılında Kemal Bey’in gelmesiyle bu önemli değişiklikleri sağladı. Şimdi artık değişim kapasitesinin sonuna geldik. Yeni kapasite ikmali için önce yeni liderlik ihtiyacı var. Onu bir kere net söylememek, etrafından dolanmak demektir.”