🔴 Cumartesi Anneleri 1016. hafta açıklamalarında, 1982’de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın akıbetini sordu.
Gazete Duvardan Ferhat Yaşar’ın haberi:
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta da meydandaydı.
Kayıp yakınları 1016. haftada 12 Eylül askeri darbesinden bir gün sonra 13 Eylül’de gözaltına alındıktan sonra katledilen ve bedeni kaybedilen Cemil Kırbayır’ın akıbetini sordu.
Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen kayıp yakınlarının bu haftaki açıklamasını Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren okudu.
“Berfo ve Fatma Kırbayır’ın bıraktığı yerden soruyoruz: Cemil Kırbayır nerede?” denilen açıklamada öne çıkan başlıklar şöyle:
İLK GÖZALTINDA KAYBEDİLME VAKASI:
12 Eylül 1980 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen askeri darbe, Türkiye’de derin yaralar bıraktı. Darbe döneminde, yarası hâlâ kapanmayan ağır suçlar işlendi. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin en vahşi uygulamalarından biri de gözaltında kaybetmeler oldu. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ilk gözaltında kaybedilme vakası, Kars’ta yaşandı. 26 yaşındaki Kars Eğitim Enstitüsü öğrencisi Cemil Kırbayır, 13 Eylül 1980 tarihinde Ardahan’ın Okçu Köyü’ndeki evinden güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Cemil, önce Göle’de bulunan 247. Piyade Alayı’na götürüldü. Burada yaklaşık bir hafta kaldıktan sonra, Kars Emniyet Müdürlüğü’ne ve ardından gözetimevi olarak kullanılan Kars Eğitim Enstitüsü’ne sevk edildi.
350 SAYFALIK RAPOR:
Cemil Kırbayır’ın ailesi, gözaltı süresince düzenli olarak gözaltı merkezlerine giderek onun ihtiyaçlarını karşıladı ve Cemil’den, “iyiyim, gönderdikleriniz bana ulaştı” şeklinde yazılı mesajlar aldı. Ancak 8 Ekim tarihinden sonra, aile gözaltı merkezine gittiğinde, onlara “oğlunuz firar etti, bir daha onu sormaya gelmeyin” denildi. Baba İsmail Kırbayır ve Türkiye Barolar Birliği tarafından yapılan suç duyuruları sonuçsuz kaldı. Cemil’den bir daha haber alınamadı. Daha sonra, 5 Şubat 2011 tarihinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dolmabahçe Sarayı’nda görüşen Cumartesi Anneleri’nden 103 yaşındaki Berfo Kırbayır, Erdoğan’a yaşadıklarını anlattı ve “ben ölmeden oğlumu bul” dedi. Erdoğan’ın talimatı üzerine, Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül başkanlığında bir meclis araştırma komisyonu kuruldu. Komisyon, döneme ait belgelere ulaştı ve Cemil Kırbayır’ı sorguda gören çok sayıda tanıkla, sorgulamayı gerçekleştiren emniyet ve MİT mensuplarıyla görüştü. Titiz bir çalışma sonucunda, 350 sayfalık bir rapor hazırladı.
SUÇ DUYURUSU:
Bu raporda, Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken işkenceye maruz kalarak hayatını kaybettiği ve bedeninin, ölümüne sebebiyet veren kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığı belgelendi ve Cemil Kırbayır’ın gözaltında kaybedildiği resmi olarak tescillendi. Komisyon, ayrıca düzenlediği raporla birlikte Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ancak iktidar, bu insanlığa karşı suçla yüzleşme cesaretini gösteremedi. On yıl süren belirsizlik döneminin ardından dosya, zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldı. İnsan Hakları Derneği avukatlarının kararın kaldırılması ve şüpheliler hakkında kamu davası açılması başvurusu reddedildi. Suçun fail ve sorumluları yargı süreçlerine tabi tutulmadı ve cezalandırılmadı. Berfo Ana’nın ve kardeşini aramaktan vazgeçmeyen Fatma Kırbayır’ın bizlere mirası, yargı kararları ne olursa olsun, kayıplarımızı aramaya devam etmektir. Bu mirasa sahip çıkacağız; Cemil’i ve kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Kaç yıl geçerse geçsin, Cemil Kırbayır ve 12 Eylül işkencehanelerinde kaybedilenler için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.